Türkü Akbayram İle Aydınlanan Gece

Dün gece, ülkemizin gelmiş geçmiş en değerli, en güçlü seslerinden biri olan Edip Akbayram'ın sevgili kızı Türkü Akbayram'ın konseri vardı şehrimizde. 59. Uluslararası Troia Festivali kapsamında gerçekleşen bu konserde tartışmasız en güzel, en unutulmaz gecelerimizden birini yaşadık.

Bir yazı öncesi bahsettiğim Özgürlük Parkı'nda, yani açık havada gerçekleşen konser oldukça kalabalıktı ve maske takan insan sayısı taş çatlasa yüzde bir kadardı. 

Parklarda maske takan kimse yoktu artık ve sanırım sebep buydu. Biri bana maskem yanımda olmasına rağmen bu kalabalıkta 10 dakika bile takmayacağımı, gece 23.00'e kadar sol kolumda takılı duracağını söylese asla inanmazdım. İnanılacak gibi değil ki. Umarım covid kapmamışızdır hiçbirimiz. Umarım hiç kimse bu yüzden hastalanmaz.

Konserin başlama saatini bekleme anlarında insanların günbatımın doyumsuz güzelliğini izlemekten ziyade kalabalıklara nasıl da hasret kalmış oldukları gözlemleniyordu. Covid mahvettin sen bizi gerçekten...

Babası tarafından ''mutluluğun resmi'' diye tanımlandığını okuduğum solistimiz güzeller güzeli Türkü Akbayram, Devlet Konservatuarı Piyano Bölümü’nden mezun olmuş. Sekiz yıl klasik müzik eğitimi aldıktan sonra Yeditepe Üniversitesi İşletme’den mezun olup Marmara Üniversitesi’nde lisans, Galatasaray Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamlamış bir akademisyen aynı zamanda. Üstteki şarkıya girmeden önce küçük yaşlardan itibaren babasının arkasında vokal yaptığını, bir gün babasının aniden sahneye çağırıp mikrofonu kendisine uzatınca ''Rüzgâr'' adlı bu parçayı söylediğini, o nedenle hayatında önemli bir yeri olduğunu anlattı. 

Türkü Akbayram'ın genetik olduğundan emin olduğum muhteşem sesinin yanı sıra repertuvarı da olağanüstüydü. Onca saatin nasıl geçtiğini anlamadık, şarkılara eşlik ettik, kelimenin tam manasıyla mest olduk. Bu harika gecenin gerçekleşmesinde emeği geçen her kim varsa içten teşekkürlerimle... 

🙏🙏