Hiç yeni yıl ağacı süslememiştim; ama bu yıl ben de süslemeye karar verdim. Ancak, benimki çam ağacı değil de iki metreye yaklaşmış olan evdeki Benjamin ağacı olacak. Karınca kararınca. Yazıdaki görseller bugünkü ufak çaplı denemelerimden zaten. Günah falan işleyeceğimi de hiç sanmıyorum.
Yeni yıl için çam ağacı ya da ağaç süslemenin nesi yanlışmış? Hristiyanlardan mı öğrenmişiz yoksa tamamen tersi mi, bilmeyenler için buraya detaylarıyla bırakayım
Referansım mı? Değerli Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın verdiği bilgiler elbette.
Türkler tek tanrılı dine geçmeden, yani Orta Asya'dan göç etmelerinden önce yeryüzünün ortasında bir ''Akçam ağacı'' bulunduğu inancına sahipti. Ağaca ''Hayat Ağacı'' adını vermişlerdi. Çünkü ağaç tek idi ve her daim canlı. Öyle ki asırlardır süregelen bu inançla bugün dahi halı ve kilimlere akçam ağacı motifi işlenmesi bu yüzden. Ağacın uç kısmı gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanıyordu. Çünkü o çağdaki inanışına göre kâinatta tanrı yoktu. Verimliliği, doğurganlığı yöneten Ülgen idi. O da Akçam ağacı gibi tek idi.
Tanrı Ülgen, gökyüzündeki sarayında oturuyor, insanları koruyor, güneşi, gece ve gündüzü yönetiyordu. İnanca göre 22 Aralık'ta gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başlaması ''gece ile gündüzün savaşı'' olarak adlandırılıyor, savaşın sonucu ise ''günün geceyi yenip zafer kazanması'' olarak niteleniyordu.
Yeni bir doğum sayılan 22 Aralık'ta ise güzel giysiler giyiliyor; Akçam ağacının etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyordu. Ailenin yaşlıları ziyaret ediliyor; hep birlikte yenilip, içiliyordu. Nardugan yani ''gün doğumu'' bayramı (nar: Güneş, dugan: Doğan) ''doğan güneş'' adı ile kutlanıyordu. Bayramı hep birlikte kutladıklarında uğur getireceğine, ömrün uzayacağına inanılıyordu.
Günün yani gündüzün zaferini yeniden kazanmasına yardım ettiği, yeryüzüne ışığını daha uzun süre gönderdiği, sözün kısası ''güneşi kendilerine yeniden verdiği'' için Ülgen’e dualar edilip Akçam ağacının dibine de hediyeler bırakılıyor, duaları ulaşsın, bir sonraki yıl için dilekleri kabul olsun diye de dallarına bantlar bağlanıyordu. İnançlarına göre Tanrı dileklerini gerçeğe dönüştürüyordu.
Çam ağacı altına hediye bırakma geleneği 1605 yılında ilk kez Almanya’da görülmüş, sonra da Fransa’da. Daha sonra tüm Avrupa'ya yayılmış.
Bu arada, Akçam ağacı yalnızca Orta Asya’da yetiştiğinden ve Filistinlilerin bu ağacı bilmeleri mümkün olmadığından Yahudilikte çam ağacı süsleme geleneği yoktur. Tüm bu nedenlerle yeni yılın başında ağaç süsleme geleneğinin Hristiyanlara Türklerden geçtiği kabul edilmektedir.