yeni yıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeni yıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

01/01/2025

Lan Ben Sana Nerden Tutuldum?

Evdeyken kitap okuyor ya da bir şeyler yazıyorsam yahut mutfakta işlerim varsa Pal Fm'i açıp müzik dinleme gibi bir alışkanlık gelişti bende son dönem. Dilediğin türde müzik seçme imkânı parmağımın ucunda. Bu harika! Nostaljik parçalar, 80'ler, 90'lar bir süreliğine de olsa öyle iyi geliyor ki.

Geçen gün bir parça dikkatimi çekti. Şarkının sözlerini, daha doğrusu kelimelerini yanlış duyduğumu zannettim önce. Ancak, duyduklarım parçanın nakarat kısmıydı. Defalarca tekrar edince emin oldum: ''Lan ben sana nerden tutuldum?''

Aman Yarabbi! Şok oldum resmen. ''Lan'' diye hitap edilen kimdi şimdi? Hiç olur muydu öyle? Olmuştu bile ve parça çok tutmuştu.

Merak edenler için; Can Toğrulca - Boş Yere (Lan ben sana nerden tutuldum) Fena parça değil aslında. ''Lan'' olur olmaz her yerde duyduğumuz bir hitap sözcüğü olduğuna göre şarkılara da girmiş demek. Merak edip ufak bir araştırma yaptım hatta. 

Bundan 10 yıl kadar önce Kramp adlı Rock Grubu''Lan N'Oldu'' diye bir albüm yapmış. Flört adlı başka bir grubun da''Lan Oğlum Böyle Olmaz!'' isimli albümü var. Yeni yılda buyrun biraz tebessüm.

01/01/2024

2024'ün İlk Gününden Merhaba!

Dün gece hava o kadar güzeldi ki pandemi sonrası iyice sekteye uğrayıp haftada üç güne kadar inen yürüyüş aktivitemi hava karardıktan sonra gerçekleştirmeye karar verdim. Flanözlük merakım da etkendi tabii.

Bu arada hem dışarıdaki yılbaşı hazırlıklarını hem insanların hangi faaliyetler içinde olduğunu da görür, biraz olsun gözümüz gönlümüz açılmış olurdu. Yoksa yılbaşını dışarıda kutlamak gibi bir alışkanlığım asla yoktur ve istemem de zaten. Sıcacık bir evin rahatlığını hiçbir ortam veremez bana göre. 

Bu durum bizde küçüklüğümden beri aile geleneğidir. Hazırlıklarımız sonrası ya kendi evimizde ya da davet edildiğimiz herhangi bir eş, dost ya da akrabamızın evinde geçerdi yeni yıl gecelerimiz.

30/12/2023

2023'ün Son Günlerinden

Yeni yıla saatler kaldı. Buraya bir şeyler yazmak lazım azizim. Neredeyse on gün oldu. Son üç yıldır ilk kez bu kadar ara verdim ve yine o hiç sevmediğim döngünün içine girdim: Arayı ne kadar çok uzatırsan canın o kadar çok yazmayı istemez.  

Giriş için yeni yılı sembolize eden bir görsel koyup çektiğim son fotoğraflar eşliğinde çalakalem yazmaya devam edeyim. Çok da uzatmaya gerek yok bence. Ülkenin gündemi öyle sık değişiyor ki bazen hangi olay daha önce gerçekleşti karışıyor. Ancak, 23 Aralık hiç unutmamak üzere yüreğimize kazınan bir tarihti. Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 12 şehidimiz vardı. Kelimelerimiz tükendi. 12 kahraman, 12 evlat, 12 ocak, 12 ana, 12 baba, 12 yâr, yüreğimize saplanan kor gibi 12 hançer...

31/12/2022

Hoş Gelsin 2023!

Sevgi, barış, özgürlük ve adaletin hüküm sürdüğü, insanlığın ve doğanın hızla özüne döndüğü, iklimlerin değişmediği, hepimizin birlik ve beraberlik içinde destek verdiği, en çok da Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü çok büyük bir coşkuyla kutlayacağımız, pandemiden uzak, sağlık ve huzur dolu bir dünyayı en kısa zamanda kucaklamak dileğiyle, 
Mutlu Yıllar!

28/12/2022

Öğretmenlere Yeni Yılda Hediye

Dün öğleden sonra alışverişten gelirken yeni açılmış bir mağazanın yeni yıl için oldukça özenli ve kaliteli bir şekilde süslenmiş vitrini dikkatimi çekti. İçeri girmeden uzaktan bir kare fotoğrafını çekeyim dedim; ama vitrine güneş vurmuştu. Pek güzel çıkmadı. İçerideki hanımdan izin isteyip alelacele bir poz da kapıdan bir adım içeride çektim. 

Fotoğrafta pek belli olmuyor; ama vitrindeki geyikler öyle ufak tefek değil. Boyları ilköğretim çağındaki çocuklar kadar. 

Eve gelip baktığım anda geyiğin elindeki hediye paketi aklıma ister istemez bu yılki 24 Kasım'da iyice alevlenmiş ve akıl almaz boyutlara gelmiş olan öğretmenlerin hediye alması, hediye kabul edip etmemesi tartışmalarını getirdi. 

Öncelikle eğitimcilerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde hediye almalarının yasak olduğuna dair Millî Eğitim Müdürlüklerine gönderilen uyarı yazısını buraya kopyalamak istiyorum. Bunu neden yapıyorum? Çünkü mağazalar internet sayfalarına bu kez yeni yıl için ''Öğretmenlere Yılbaşı Hediyesi'' başlığı altında kategoriler açmışlar. Eee, sektör büyük tabii. Para kazanacaklar. Ve ne yazık ki öğretmenler arasında hediye uğruna beklentiye girip yanlış yapanlar çıkıyor. Kanun maddesi aşağıda efendim. Konuyla ilgili mesajları da daha sonra gireceğim bu sayfaya. Malum, yazılar listeye geç düşüyor.

17/12/2022

Yılbaşı Ağacı Süslemek Günah Mı?

''Yılbaşı ağacı süslemek caiz midir?'' tartışmaları yine yeniden gündeme gelmiş. ''Hristiyanlık geleneği olduğu için haram ve günahtır,'' şeklindeki görüş ve suçlamaları görmekten fazlasıyla bıkkınlık geldi... 

Hiç yeni yıl ağacı süslememiştim; ama bu yıl ben de süslemeye karar verdim. Ancak, benimki çam ağacı değil de iki metreye yaklaşmış olan evdeki Benjamin ağacı olacak. Karınca kararınca. Yazıdaki görseller bugünkü ufak çaplı denemelerimden zaten. Günah falan işleyeceğimi de hiç sanmıyorum.

Yeni yıl için çam ağacı ya da ağaç süslemenin nesi yanlışmış? Hristiyanlardan mı öğrenmişiz yoksa tamamen tersi mi, bilmeyenler için buraya detaylarıyla bırakayım 
Referansım mı? Değerli Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın verdiği bilgiler elbette. 

Türkler tek tanrılı dine geçmeden, yani Orta Asya'dan göç etmelerinden önce yeryüzünün ortasında bir ''Akçam ağacı'' bulunduğu inancına sahipti. Ağaca ''Hayat Ağacı'' adını vermişlerdi. Çünkü ağaç tek idi ve her daim canlı. Öyle ki asırlardır süregelen bu inançla bugün dahi halı ve kilimlere akçam ağacı motifi işlenmesi bu yüzden. Ağacın uç kısmı gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanıyordu. Çünkü o çağdaki inanışına göre kâinatta tanrı yoktu. Verimliliği, doğurganlığı yöneten Ülgen idi. O da Akçam ağacı gibi tek idi.

02/01/2022

Cem Yılmaz Diamond Elite Platinum | Görkemli Çin!

Şuraya yeni yıl ile ilgili iki başlık atıp, altlarına da görüşlerimi yazmak istedim. Birincisi; büyük bir merakla beklenen ve 31 Aralık'ta Netflix'te gösterime giren Cem Yılmaz Diamond Elite Platinum Plus Cover. 

Ünlü komedyenimiz yepyeni ve oldukça heyecanlı bu gösterisine, pandemi nedeniyle etkinliklerine 13 Mart 2020’de ara veren Zorlu (PSM)'de #mesafeliamabirlikte mottosuyla; maske, fiziki mesafe ve hijyen önlemleri dahilinde, 5 Ekim'de başlamıştı. 

Gösteride Cem Yılmaz'ın kendi çocukluğu, sosyal medya, Türklerin yurt dışındaki tatil halleriyle ilgili, dokunduran türde, samimi ve espri içerikli kesitler var. 

İki yılı dolduracak olan pandemide neredeyse gülmeyi unuttuk, malum. Bana göre bu gösteri yılbaşını evlerinde geçiren büyük çoğunluk için büyük bir fırsat, hatta şanstı. Nitekim biz son anda öğrenip izledik. Adeta sihirli bir el dokundu üzerimize. Gülmek, gülümsemek o kadar iyi geldi ki. Hatırlıyorum da yıllar önce TSK Mehmetçik Vakfı’nın gecesinde sahneye çıkmıştı Cem Yılmaz. Stand-up’ıyla Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt ve eşini bile kahkahalara boğmuştu.

30/12/2021

Mutlu Yıllar

Geçen yıl yeni yıla saatler kala yazdıklarıma bir göz attım az önce. Pandemi nedeniyle yaşam biçimlerimizde keskin değişiklikler olduğundan, artık kimsenin kimseden farkı ve ayrıcalığı kalmadığından, nefes alabilmek için güç, para ve güzellik gibi kavramların işe yaramadığından bahsetmiş, bütün bir yılın karantina dönemiyle geçtiğinden dem vurmuşum.

''Hızına yetişemiyorum'' diye yakındığımız o hayat birdenbire durmuş, turist akınına uğrayan gözde ülkeler bomboş kalan meydanlarıyla birer hayalet şehre dönüşmüş, sevdiklerimize yapabileceğimiz en büyük kötülük onlara sarılmak olmuştu. Hapsolmak zorunda kaldığımız evlerden hayata kesinlikle çok farklı açılardan bakıyorduk. Asıl lüksün parayla pulla hiç alâkası olmadığını öğrenmiştik en sonunda. 

Aşılar geçen yıl tam bu zamanlarda yeni yeni devreye girmiş. Maske, mesafe, hijyen gayreti içindeymişiz. ''Sağlıkla yaşayabileceğimiz o günlere çok az kaldı,'' diye umut dolu bir cümle kurmuş, 2021'in bu anlamda tarihe geçeceğini söylemişim. Bence umutlar gerçek oldu. Aşılar sayesinde o korkunç virüs ölümcül olmaktan çıktı artık. Devasa bir kabustan uyandık sanki. Ne tuhaf! Dönüp baktığımda o günlerin içinden hiç geçmemişim gibi...

31/12/2020

Hoş Geldin 2021!

Geçen yılki yeni yıl yazımda ''Sonbaharın bu kadar uzadığı bir yıl görmemiştim'' demiştim. Bu yıl için ne söyleyeceğimi bilemiyorum. 

Yılbaşı demek karla bütünleşmiş görüntüler demek. Doğanın yeni bir yıl için adeta tertemiz bir sayfa açıp bembeyaz bir örtüye bürünmesi; kardan adamlar, kartopu oynayan çocuklar, Noel Baba, ren geyikleri ve kızakları gibi her biri karla bütünleşmiş geleneksel görüntüler demek.
Hani nerede? 
Dün alışveriş için dışarı çıkarken bırakın kışlık kabanı, bereyi, atkıyı; ince bir kazak üzerine rüzgarlık giymeme rağmen eve sıcaktan bunalmış halde döndüm. Dışarıda sıcaklık 18 dereceydi. Böylesi ilk kez gerçekleşti. Bildiğimiz mayıs ayını yaşıyoruz. Günlerdir kombi yanmayan evin içindeki sıcaklık 22'den aşağı düşmüyor. Bütün ezberler bozuldu.

''Yazımı kışa çevirdin'' diye bir parça var hani. Oradaki sözlerin tersinin türküsünü söylemeye başladık. Kışlar tıpkı yaz gibi. İlk etapta olumlu algılanıyor. Ne güzel işte, kimse üşümeyecek. Hep güneş var ve sıcacık. Yok işte, o iş öyle değil, Amerikalı komedyen Jay Leno'nun dediği gibi. Geceler de gündüze dönüşsün o zaman. Karanlığa ne gerek var? Memnun olacak mıyız? Her şey tüm artı ve eksileriyle bir denge üzerine kurulu. Dengenin bozulması ise sorunlar silsilesi demek.

Aralık ayının son birkaç günü yepyeni bir yıl geliyor diye tatlı bir telaş ve heyecan eşliğinde alışverişlerin yapılıp hazırlıkların başladığı günler. İnsanların bütçesine göre tercihte bulunup evde ya da dışarıda güzel bir masanın etrafında yeni yılı sevdikleriyle birlikte karşılama geleneği. Yani hep öyleydi ve biraz törpülenmiş olsa da halen öyle. Cadde ve sokakların, mağazaların rengârenk ışıklandırıldığı, adeta her şeyin yeni bir yılla birlikte daha güzel olacağı heyecanı ve umudu aşılayan günler. 2020, insanlığın oldukça büyük bir sınavdan geçtiği bir yıl oldu, net!

28/12/2019

Geciken Kış ve Yeni Bir Yıl

Bu yıl kadar sonbaharın uzadığı bir yıla daha rastlamamıştım. Aralık bitmek üzere. Yan görseldeki karahindibayı fotoğraflayalı bir hafta bile olmadı, düşünebiliyor musunuz? Pazara çıkıyorsunuz, köylü tezgâhlarında tarladan yeni toplanmış yeşilli kırmızılı taptaze kapya biberler, don görmemiş minik patlıcanlar!

Ne zaman böyle havalar iyi gitse, kış bir türlü gelmek bilmese, CNBC-e'de yayınlanan ''Tonight Show'' adlı programını dört gözle beklediğim Amerikalı stand-up komedyeni Jay Leno gelir aklıma. Program ekranlara veda edeli epey oldu; ama bu adamı izlemeyi çok seviyordum.

Yabancıların espri anlayışı bizimkiyle pek uyuşmaz genelde. Mizah zeka gerektirir hani. Leno gayet zekice espriler yapıyor, güldürürken düşündürüyordu da.
Neyse, sadete geleyim hemen. Birgün gece showlarından birinde seyirciye doğru dönüp dedi ki: ''Havalar da ne güzel gidiyor değil mi? Kış aylarındayız ama henüz kar yağmadı. Hiç kimse üşümüyor. Bahar gibi her taraf. Bu çok şahane, çok mutlusunuz, öyle değil mi??!''
Evet, öyleydiler. Başlarını sallayıp mutlulukla gülümsediler.

Leno birazcık bekleyip asıl soruyu devreye soktu:
''Peki şu an saat gece yarısını geçti. Dışarıya çıktınız, bir de baktınız ki gece falan yok! Güneş çoktan doğmuş, her yer aydınlık. O zaman da mutlu olacak mısınız?''
Seyircilerin allak bullak suratları halen gözümün önünde:)

31/12/2017

Merhaba Yeni Yıl!


2018'in özgürlük ve barış dolu, aydınlık günler getirmesi,
pembe düşlerinizin gerçeğe dönüşmesi dileğiyle;
mutlu yıllar, sevgiler...

31/12/2016

Kar Beyaz Bir Başlangıç

Yıllar var ki yeni yıldan önce kar yağdığını görmemiştik. Öyle güzel yağıyor ki...
Sokak lambalarının ışıkları altında, olması gerektiği zamanda, olması gerektiği gibi, ahenkle dans ediyor kar taneleri.
Tertemiz, bembeyaz bir örtüyle kaplanıyor şu an her yan. Gecenin karanlığı aydınlanıyor.
Bir değişim muştulanıyor sanki. Bir çark ediş, kar beyaz bir başlangıç...
ÇİÇEK BAHÇESİ gibi olsun dünya...

2017'nin güzellikler getireceğini umut ediyorum.
Şahsî ve küresel çıkarların idrak edilip enkaz haline getirilmiş tüm değerlerin yeniden yeşereceğini, kin ve nefret duygularının merhamete dönüşeceğini mesela. Katletmek eyleminin inşa etmek ile yer değiştireceğini,
vicdan duygusunun gelişeceğini...

30/12/2015

Mutlu Yıllar!


''Umuda bin kurşun sıksa da ölüm, Unutma, umuda kurşun işlemez gülüm,'' demişti şair.
Şartlar bizi ne kadar zorlarsa zorlasın geleceğe umutla bakmaya devam.
Umut hep var, umut her daim...
Sevgi, barış, özgürlük, adalet ve eşitlik zihniyetinin hüküm sürdüğü,
insanlığın ve doğanın hızla özüne döndüğü, iklimlerin değişmediği,
hepimizin birlik ve beraberlik içinde destek verdiği huzurlu bir dünyayı
en kısa zamanda kucaklamak dileğiyle,
Mutlu Yıllar!



30/12/2014

Mutlu Yıllar...

Bir önceki yılın bilançosunu çıkarıp yeni yıldan beklentileri sıralamak adettendir; ama bilanço ne yazık ki hiç iç açıcı değil. Geriye dönüp baktığımızda gördüğümüz, dünyaya ve insanlığa dair gitgide büyümüş ve ağırlaşmış bir enkaz!

Şartlar bizi zorluyor. Ancak ''tükenmiş umut'' diye bir kavram yok. Her şeye rağmen geleceğe umutla bakabilmeli. Umut her daim çünkü. Umut halen var!

Yaşam denen döngü bireysel olduğu kadar toplumun ve dünyanın ayrılmaz bir parçası. Ve biz istesek de istemesek de etkileşim içindeyiz. Öyleyse aslolan; sıraladığımız iyi niyet ve güzellik içeren dileklerle ortaya çıkardığımız enerjiyi gayretlerimiz ve eylemlerimizle desteklemek.

Bu da demektir ki, yalnızca ''Kendin ve ailen için ne yaptın?'' değil, ''Yaşadığın topluma ve insanlığın geleceğine ne kadar katkıda bulundun?'' sorusuna cevap verebilen insan sayısı çoğaldığında dünya işte o zaman mutluluğa ve huzura kavuşacak.

Sevgi, barış, özgürlük ve eşitlik zihniyeti barındıran yönetimlerin idaresinde, insanlığın ve doğanın hızla özüne döndüğü, iklimlerin değişmediği, insanoğlunun el ele ve birlik içinde destek verdiği huzurlu yaşamların kapılarının aralandığı bir dünyaya en kısa zamanda kavuşmak dileğiyle… Mutlu Yıllar!





25/12/2014

Ya Çıkarsa!

Yeni bir yıl yeni umutlar, büyük hayaller demek birçoğumuz için.
Beklentilerin, gerçeğe dönüşmesi adına 11 rakamlı mini bir belge şekline sokulup umudun elle tutulur bir hale getirildiği ve satışa sunulduğu Milli Piyango bileti ise vazgeçilmezimiz.

Şans oyunlarıyla hiç ilgisi olmayan ailelerin bile yeni yıl çekilişi için mutlaka bilet aldığını bilmeyenimiz var mı? Bunu ülke olarak bir gelenek haline getirdiğimiz kesin. Başka ülkelerde de durum bizdeki gibi mi merak etmiyor değilim bu arada.
Bir de; ucuz olduğu için çeyrek bilete olan rağbet beni hep düşündürmüştür. Daha doğrusu; hayallerin gerçekleşmesi için atılan adımda bile ''Diğerleri pahalı, en hesaplısı olsun'' zihniyeti şaşırtıcı gerçekten...
Milli Piyango Yılbaşı Çekilişi'ne olan ilgi her zamanki gibi yine yoğun. Buna rağmen gerek bayilerin gerekse seyyar satıcıların mevcut ilgiyi katmerlemek adına gösterişli ilanlar ve ilgi çekici sunumlarla büyük bir çaba sarfettiklerini gözlemlemek ayrı bir şaşkınlık konusu.

Düz-çapraz-seri bilet satanlar, ''Visa çekilir- 0 komisyon'' diyenler de cabası. Basılan biletlerin yüzde 90’ına varan kısmı daha şimdiden bitmiş. Her yıl olduğu gibi 31 Aralık akşamına kadar tamamı ya da tamamına yakını bitecek demektir bu. Daha ne?

Ancak... Pek çok kişinin bilmediğine bizzat şahit olduğum, büyük ikramiye çıkma ihtimalinin yılbaşı çekilişlerinde bir hayli düşük olması diye de bir gerçek var. Kazanma olasılığı normal çekilişlerde 600 binde bir iken, bu oran yılbaşı çekilişinde (otomatik olarak) 10 milyonda bir çünkü. Ve aslolan şu ki; basılan 500 milyon liralık biletin tümünün satılması halinde Hazine'nin kasasına 42 milyon 415 bin lira girecek. Yani talih kuşu devletin başına konacak yine. Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu, SHÇEK, Olimpiyat Oyunları Düzenleme Kurumu benzeri kuruluşları da eklersek, vergilerle 500 milyon liralık bu hasılatın 141 milyon 442 bin 666 lirası devlete aktarılmış olacak.

Geçen yıl 50 milyon lira olan büyük ikramiye, ilk kez bu yıl artırılmayarak aynı kalmış.
Bu para ile neler yapılabileceğine dair birçok seçenek yazılması işin coşkusunu artırıyor tabii. Örneğin büyük ikramiye sana çıkarsa ve 50 liralık banknotlar halinde almak istersen ağırlığı 1 ton, düşünsene! Yok eğer 1 liralık madeni para olarak tercih edersen biner adetlik 50 bin deste, 410 ton ağırlık ediyor ve taşımak için 27 kamyon tutman gerekiyor. Üst üste koyayım dersen 10 Everest Dağı’nın yüksekliğini aşan bir kule elde ediyorsun.
Dünyanın en pahalı arabası Lübnan yapımı Lykan Hyperspot'tan 7 tane, 13 milyon liradan satılan Falcon 2000 uçağından ise 3 adet alınabiliyor. Of ki off!
Göle kaşıkla yoğurt boca ederken ''Ya tutarsa!'' demiş Nasrettin Hoca.
''Ya çıkarsa!'' diyelim biz de o halde, öyle değil mi?

Eğer bilet almışsanız, şansınızın bol olması dileğiyle…


31/12/2013

Mutlu Yıllar!

Yeni bir yıla girerken ''yeni'' kelimesi ister istemez beynimize olumlu çağrışımlar gönderiyor.
Girilecek olan ''yeni'' yıla anlamlar yüklemek, bir önceki yıldan daha güzel geçmesini istemek gibi...
Yaşanan tüm olumsuzlukların geride kalması, sağlık, mutluluk, huzur, barış ve sevgi ile desteklediğimiz dileklerimizi sıralamak, yeni kararlar alıp umuda bağlamak, hayaller kurmak, beklentilerimizi mümkün olduğunca yüksek tutmak...

Bir de "Yeni yıla nasıl girersen öyle geçer," diye güçlü bir inanış var. Bu inanışın saatler tam 12'yi vururken dilekler tutulmasıyla, insanların sevdiklerine coşku içinde sarılmalarıyla, tüm bunların gelenek haline getirilmesiyle ilgisi kurulabilir. Aslına bakarsak yeni yıla dünya genelinde ''eğlenerek'' girilmesindeki temel inanç da bu olabilir.
Şimdi... Geriye dönüp bir analiz yapacak olursak...
Kabul edelim ki millet olarak benzerini yaşamadığımız kadar kötü bir yıl geçirdik.
Nedenleriyle ilgili herhangi bir fikre sahip olmayan yoktur kanımca.
Yazmaya kalkarsak sayfalar almaz, bu kesin...
2013, bana kalırsa 13 rakamının uğursuzluğunu da barındırıyordu içinde.

Bilinmesi gereken şu ki; hepimiz aynı gemide yol almaktayız.
Sadece kendimiz ve yakın çevremiz için değil, toplumsal sorumluluklarımızın bilinciyle ulusumuz ve dünya için de yapmamız gerekenler var. Geminin rotasını ''izlemek'' dışında o rotayla ilgili yapabileceklerimiz, etkilerimiz, katkımız olmalı, olmak zorunda. Bunu asla unutmayalım...

2014'e girmeye saatler kala; siyasi baskıların, yolsuzlukların, yazılmış korkunç senaryoların, kirlenmişliklerin yok olduğu, hatırlanmaya değecek en güzel anıların yaşanacağı, sevgi ve barışla bezeli, gerçek anlamda ''unutulmaz'' bir yıl olmasını diliyorum. Ulusumuz ve hepimiz adına...
Tüm kalbimle...

''A new year is a blossom with petals curled tightly,
concealing the beauty within.''
Shana Tova!


31/12/2010

Mutlu Yıllar!

Zaman ne kadar hızla akıp geçiyor. Bir önceki yılbaşı daha dün gibi. Ondan önceki de öyle. Ömrümüzden bir yıl daha eksilip gidiyor ve yaşam hızla tükeniyor özünde.

Bir taraftan böyle geliyor bana. Azıcık zaman ayırıp zihnimdekileri detaylandırdığımda ise tam tersi...

Gelen her yeni yılla daha bir olgunlaşıp büyüdüğümü (!) hissediyorum. Örneğin; beni günlerce üzebilecek bir olaya artık tebessümle bakabildiğimi, keyfimi kaçıracak kişileri hayatımdan elimine ettiğimde huzuru yakaladığımı farkediyorum.

Azla yetinebilen doygun bir insan olarak, yaşam denilen okulda sınıfları üçer beşer atlayarak bu beceriyi kazanmış şanslı biri olduğum inancıyla, şahsi çıkarları ve hırsları uğruna ''insanlık adına'' sonsuza kadar sınıfta kalmış olanlar geliyor aklıma...
İnsana dair sevgim, umudum, inancım halen ve hiçbir zaman yok olmadığı için şükrediyorum...

Her yeni yılda dünya ve insanlık adına sevgi ve barış dileklerinde bulunulur. Değişen pek bir şey olmaz. Diliyorum ki 2011 ülkemiz ve dünya için, hepimiz için gerçek ve kalıcı güzelliklerle gelsin...

Sağlık ve huzurla kalın.
Hepinize mutlu yıllar...

Sevgiyle...