2023/08/10

Karı Dırıltısından Ölmek

Osmanlıda mezar taşları oldukça önemliymiş. Şehrin en güzel yerlerine kurulan mezarlıklardaki taşlar bir tür mesaj panosu görevi üstlenirmiş. Yazılanları okuyanların, ait olduğu kişinin mesleğinden cinsiyetine, ölüm nedenine, medenî ve sosyo ekonomik durumuna kadar pek çok detayı anlaması mümkünmüş. Özel mermer desenler ve edebi değer taşıyan manzumelere ağırlık verilmesi de yaygınmış.

Gerçi bugün de çok fazla bir değişiklik yok. Ancak sağlam bir değişim var ki; kullanılan dil. O nedenle eski mezar taşlarındaki Osmanlıca yazıları günümüzde herkesin okuyup anlayabilmesi mümkün değil. Yazıların çoğu kişi tarafından dua zannedilmesi de cabası. 
Söz konusu bu taşların en ilginç örneklerden biri İstanbul'un Zeytinburnu ilçesindeki Merkezefendi Mezarlığı'nda bulunan "Karı dırıltısından ölen Es-Seyyid Halil Ağa"nın mezar taşı olmalı. Halil Ağa'nın mezar taşında yazılı metin mi? “El-Bâki Merhum ve mağfûr, İla rahmeti Rabbihi’l-Gafur, Karı dırıltısından vefat eden Es-Seyyid Halil Ağa Ruhuna Fatiha -Sene 1260 (1844)”

Hâlâ yerinde duran mezar taşının, Türk Edebiyatının 1922'den 1977 Aralık ayı sonuna kadar yayımlanmış olan en ünlü ve uzun ömürlü haftalık siyasi mizah dergisi AKBABA'da yayımlanmış olan bir karikatürü. Ancak Halil Ağa yerine ''Ahmet Efendi'' şeklinde bir yanlışlık (ya da tercüme hatası) var.

Türk tarihçi ve yazar Reşat Ekrem Koçu 1951 yılında bu taşı tanıtırken Halil Ağa’nın vasiyeti olduğunu söylemiş. Benzer şekilde bir de İbrahim Ağa isminde birine ait mezar taşı olduğu bilgisi varmış; ama yeri halen tespit edilememiş. 

Kimliği tam olarak bilinmeyen Halil Ağa hakkında kayıtlara geçmiş sağlıklı bir bilgi olmasa da nesilden nesile anlatılan bir rivayet mevcut. 

Rivayete göre, ilk eşinden çok çeken Halil Ağa, ondan görece daha güzel ve güler yüzlü bir kadınla evlenir. Fakat cicim ayları sonrası ''güler yüzlü'' kadın asıl yüzünü gösterip Halil Ağa'nın ilk karısıyla sonu gelmez bir rekabete tutuşur. Üstelik kavgalara anası da karışır. Halil Ağa ne yapsın? Çaresiz iki kadına da katlanmak zorunda kalır; ama bir yere kadar. Çünkü aralarında kalmaktan en sonunda yatağa düşer.  
Ölüm döşeğinde, ecel neredeyse kapısını çalmak üzereyken iki karısından ve onlara katılan anasından intikam almaya karar verir. Mahalle imamını yanına çağırtıp yerine getirmesi konusunda kendisinden yemin alarak kulağına vasiyetini fısıldar. 

İmam yemin ettiği için çaresiz kalıp Halil Ağa'nın vasiyetini yerine getirmek zorunda kalmıştır. Halil Ağa'nın vasiyeti ise Merkezefendi Mezarlığı'nda orijinali ve sonradan eklenen günümüz Türkçesi ile ziyaretçileri selamlamaktadır.

Üzerlerinde sayısız insan gerçeği barındıran Osmanlı mezar taşlarından biri olan Halil Ağa'nın "karı dırıltısı"ndan ölmüş olma ihtimali elbette ki yüksek. Ancak, bunun kendi vasiyeti olduğu konusunda yüzde yüz emin olamadım. 
✔ Sevgili Halil Ağa! Cehennemi yaşadığın bu dünyada bulamadığın huzuru dilerim ki öbür dünyada doya doya yaşa.

Günümüzdeki o korkunç gerçeğe gelelim mi? 
✔ Koca zulmünden gün yüzü görmeyip cehennemi yaşayan ve eninde sonunda o canilerin ellerinde can veren kadınlara! 
Dilerim ki sizler cennet bahçelerinden hiç çıkmayasınız. O caniler de ne bu dünyada ne ötekinde huzur bulamayıp sonsuza kadar azap içinde kıvransınlar!


İlk fotoğraf @mehmet_dilbaz