24/09/2023

Enstalasyon: Cesaret Kalkanı ve Cevher

Masalsı ve mistik bir dünyada bir zamanlar Truva adında bir kent yükselirdi. Bir kale içine oturmuş bu kentin surları bulutlara dokunur, kuleleri göğe uzanırdı. Fakat bütün bu taş ve tuğlanın marifetinin ötesinde şehri özel kılan başka bir maharet daha vardı; şehir onu koruyan esrarengiz bir savaş stratejisi ile himaye edilirdi. Derler ki, Truva Savaşı gizemli bir rüyanın ardından başlamış. Şehrin hükümdarı bir gece rüyasında bir yıldız yağmuruna göz etmiş, bunun ardından ise alevi üstünde bir kandil görmüştü. Rüya okurlar hükümdarın düşünde gökyüzüne ait bir işaretin saklı olduğunu ve bu işaretin Truva'nın kaderini değiştirecek bir müjde olduğuna inandılar. Hükümdar rüyasını en güvendiği kahinlere açtı. Onlar da bu rüyadaki sırrın surların ardında geliştirilecek bir savaş stratejisinde yattığını önerdi.
Şehrin savaşçıları surların dışına, gizemli bir ormanın derinliklerine götürüldü. Savaşçılar ormana geldiklerinde daha önce görülmemiş varlıkların izlerini keşfettiler. Başta tereddüt ve heyecan bedenleri sarsa da cesaretlerini toplayarak bu izleri takip ettiler. İlerledikçe ruhları ve zihinleri ormanın esintilerine karışıyor, her adımda bilinmez bir bilgelik vücutlarına doluyor, savaşın ruhunu anlamaya başlıyorlardı. Ormanda zamanın bir bütün olarak korunduğu, şimdi ve geçmişin iç içe geçtiği bir düzlükte geçmiş savaşçıların hayaletleri ile yüz yüze geldiler. Hayaletler şehrin yeni muhafızı olan Truvalı savaşçılara geçmişin perdesinin ardında unutulmuş savaş usüllerini ve sırlarını paylaştılar. Bütün bu kadim bilgi akıllarına dolduktan, kentlerini koruyacak tasarıyı uygulamak üzerine surlu şehirlerinin yolunu tuttular. Truva ordusu kısa zamanda çağrılıp toplandı ve ahşap bir atın yapımına başladı. Bu ahşap at sıradan bir hediye değil, aynı zamanda bir portal ve enerji kaynağıydı. Kentin büyücüleri atın içine gizli taşlar yerleştirdi; bu taşlar savaşçıların enerjisini ve iradesini bir araya getirerek mistik bir kalkan oluşturuyordu.

Aydınlık, ay ışıklı bir gece vakti, ahşap at Truva'nın önüne çekildi. Atın içine savaşçılar gizlenmişti. Bu savaşçılar enerjilerini birleştirerek bir koruma kalkanı yarattılar. Hükümdar ve kahinler surların ardına çekilmişti. Ahşap atın içinde biriken enerji giderek kümelenmeye ve yayılmaya, bununla ise geçmiş savaşçıların hayaletlerini çağırmaya başlamıştı. Onların bilgeliği ve gizemli güçleri Truva'nın kaderini yönlendirecekti. Gece, rüzgârın şarkılarını getiriyor; gök, yıldızların parıltısıyla dolup taşıyordu. Truvalı savaşçılar kalkanlarının içindeki enerjinin onları tarihin ötesine taşıdığını duydu, savaşın ruhunu benimsediler. Kent surları bu gizemli enerjinin koruyucu kanatlarıyla örülmüştü. Yunan ordusu geldiğinde, Truvalıların ahşap atın içinden saldırmalarını bekliyor, ona göre ihtiyatlı davranıyordu; fakat Truvalı savaşçılar gizemli kalkanlarını gücünü açığa vurup büyülü enerjinin düşmanı geri püskürtmesini sağlamış ve şehirlerini korumuştu. Truva Savaşı sadece kılıç ve kalkanın değil, aynı zamanda mistik güçlerin ve geçmişin bilgeliğinin birleşimiyle kazanıldı. Bu masal insanın içsel gücünün tarihle olan bağını bizlere anlatıyor, savaşın derin, mistik boyutlarını gözler önüne seriyor. İşte bu kalkan da o günden bugüne aktarılmış, zeka ve cesaretin sınırlarını aşan nişanesi olarak bizlere bir hatıradır.


Heykel enstalasyon
''Enstalasyon'' diğer adıyla ''Yerleştirme'' çağdaş sanatlar içinde adı geçen geleneksel sanat eserlerinden farklı bir sanat türü. Kapalı ya da açık alanlarda yapılabiliyor. 
Yalnızca belirli bir mekân için yaratılmış olan, o mekânı niteliksel özellikleriyle vurgulayan, mimarlık ve performans haricinde, görsel sanatlardan da destek alan karma bir sanat tarzı. Farklılık olarak bir de izleyici katılımının temel bir gereklilik olduğu söylenebilir. 

Troya Kültür Yolu Festivali kapsamında sanatçı Ebru Ceylan tarafından Truva Atı'nın bulunduğu meydanın karşısında oluşturulan ve Truva efsanesini konu alan “Cesaret Kalkanı ve Cevher” adlı sergi efendim. Heykel enstalasyonu olarak açılışı yapıldı. Sanatçı enstalasyonun ismini basına açıklarken “Çanakkale savaş stratejileri ve cesaret örnekleri ile dünyaya nam salmış bir şehir. Savaş alanlarında yer alan askerlerimizin cesaretleriyle o savaşlar kazanılıyor. Eser bu yüzden Cesaret Kalkanı ve Cevher olarak isimlendirildi,” ifadelerini kullanmış. 

Sevgili Ebru Ceylan'ın ellerine ve zihnine sağlık.