19/10/2025

Mozaikteki İskeletin Mesajı

Hatay Arkeoloji Müzesi'nde çektiğim duvara sabitlenmiş bu iskelet figürü üç figüratif panelden oluşan bir mozaik panonun sol bölümünden. Sol tarafına doğru hafifçe uzanmış, dirseğini bir yastığa yaslamış ve sol elinde kadeh tutan şekilde tasvir edilmiş.

Oldukça rahat ve keyifli bir şekilde betimlenen ''erkek iskelet'' figürünün sağ tarafında iki somun ekmek ve çift kulplu bir amphora var. Ekmeklerin ortadaki yuvarlak parçanın etrafına sıralanmış 6 yuvarlak parçadan oluşan günümüz çiçek ekmeğinin aynısı olması şaşırtıcı. Üstteki “EUØPOCYNOC” yazıtının ise “Neşe, neşelen, mutlu ol, hayatta kal” anlamına geldiği bilgisi var. Açıklamalar arasında bu figürün, ziyafete katılan davetlilere yaşamın ne denli kısa ve geçici olduğunu simgelediği, adeta uymaları gereken bir çağrıyı, bir gerçekliği anlattığı da ifade ediliyor.
👇
''Bu mozaiği oluşturan figüratif paneller, konu seçiminin yanı sıra, ikonografik ve üslup özellikleri bakımından MS 3 ve 4’üncü yüzyıllara tarihlenen Antakya Mozaikleriyle aynı döneme sahiptir. Bu panellerde Romalıların gündelik hayatlarında büyük önem taşıyan hamam ve ziyafet temaları işlenmiştir. Convivium, dostlarla birlikte keyif içerisinde yemek ve içmek anlamına gelir. Bu ziyafetlerde ölüm temasının işlenmesi ise hayatın coşkusunu ve güzelliğini, yaşamın sevincini anlatmak için kullanılan bir alegori olarak yorumlanmaktadır. MÖ 1’nci yüzyıl Latin edebiyatında Horatius, Martialis, Petronius ve Psuedo Vergilius gibi şairler: yaşamın kıymetini daha etkileyici bir şekilde vurgulamak amacıyla, şiirlerinde ölüm temasını işlemişlerdir. Bu felsefenin görsel sanatlardaki yansıması olan iskelet figürleri ise, MÖ 1’nci yüzyıldan itibaren giderek yaygınlaşmış, bu doğrultuda insanlara ölümün varlığını hatırlatarak 'Ye, iç, neşelen ve mutlu ol' çağrısında bulunmak için kullanılmıştır.''

2019 Nisan'da, vaktimizin kısıtlı olduğu bir zaman diliminde ziyaret ettiğimiz Hatay Mozaik Müzesi'ndeki iskelet mozaikle ilgili tüm bilgileri duvara asılı panodan öğrenmiştik. Peki ama kendisi neredeydi? Müzede tadilat vardı. Kimsenin bize izahta bulunacak durumu yoktu. Bizim de zaten acelemiz vardı, derken kaldı. Meğer mozaiğin doğru bir şekilde okunması gerekiyormuş. Milattan önce mi sonra mı yapılmış, o kısımda bile emin olunamamış ilk etapta. Arkeologlar 1 yıldan daha fazla bir süre çalıştıktan sonra okumayı gerçekleştirmişler.

 2012 yılında Hatay'da teleferik sistemi inşa edilirken bulunan mozaiğin şık bir villanın triclinium'unda (yemek odası) mozaik zeminin ayrıntılı merkez parçası olan amblem olduğuna inanılıyor . Dokuma guilloche bordürlü bir dikdörtgenin içinde üç sahne var. Sağ taraftaki ucunda büyük bir bölüm eksik ama alev taşıyan bir hizmetçinin başı ve kolları görülebiliyor. Bu durum banyonun ısıtılmasını temsil ediyor. 

Ortadaki sahne neredeyse sağlam ve bir sütun üzerindeki güneş saatine doğru hareket eden iki adamı tasvir ediyor. Lider, evde belli bir rütbeye sahip genç bir adam, belki de ev sahibinin oğlu, uşağı veya uşağı onu takip ediyor. Güneş saati akşam 9:00 ile 10:00 arasına ayarlanmış ve metinde akşam yemeğine geç kaldığından bahsediliyor. 

Soldaki son panelde, bir elinde içki bardağı tutan, diğer kolunu başının üzerine gelişigüzel atmış, iki somun ekmek ve yanında bir şarap amforası olan, uzanmış bir iskelet var. Başının her iki tarafına "Neşeli ol ve hayatını yaşa" sloganı yazılmış. (Tarihçi yazar İlber Ortaylı ''Ye, iç, eğlen'' yorumuna itiraz ediyor. Bunu, “Aceleyle yediğin yemeğin zevkini ölümle alırsın” şeklinde okuyor ve yapının varlıklı bir şahsın özel evi değil, insanları olabildiğince çabuk kapı dışarı etmeye çalışan bir tür aşevi olduğunu düşünüyor.) Mozaiğin tarihi konusunda biraz karışıklık var. Bulgu hakkında okunan ilk makalede, MS 3. yüzyıldan olduğu yazıyor, yani MS. Ancak aynı basın kuruluşu daha sonraki hikâyeleri, MÖ 3. yüzyıla tarihlendiriyor. 

ΕΥΦΡΟΣΥΝΟΣ (Euphrosynos): “Neşeli ol, hayatını yaşa!" 💀🍷

Bu durum uluslararası basın tarafından ele alınıyor. Her iki dönemde de elitler Yunanca konuşuyor ve yazıyor. Bu yüzden kelimelerin özel bir yardımı yok. "Hatay, MÖ ikinci ve üçüncü yüzyıllara dayanan Roma dönemi mozaikleriyle bilinir" yazıyor. Ancak bunlar Roma tarihleri ​​değil. 
Antakya, Büyük İskender'in generali Seleukos I Nikator tarafından MÖ 300'de kuruldu ve MÖ 64'te özgür bir şehir olarak Roma Suriye eyaletine dahil edilene kadar Seleukos hükümdarları tarafından yönetildi. Bu mozaiğin Seleukos monarşisinin ilk yıllarında yapılmış olması pek olası görünmüyor. Cam mozaikleri, tema, görünüm ve parçanın kalitesi nedeniyle bunun bir Roma dönemi mozaiği olduğu ağırlıkta. Gerçekten de, tüm makalelerde tarih veren Hatay Arkeoloji Müzesi arkeoloğu Demet Kara, Antakya mozaiğini İtalya'daki diğer iskelet mozaikleriyle karşılaştırdığında bunlar tartışmasız bir şekilde Roma'ya ait. 
Ölümün kaçınılmazlığını temsil eden bir iskelet veya kafatası teması Helenistik olsa da, Romalılar bunu sanatlarında daha da geliştirdiler. Yemek odasında onlarla parti yapan bir iskeletten hoşlanıyorlardı. Pompei ve Roma'da 1. yüzyıldan kalma birkaç içki, yemek ve uzanma mozaiği mevcut. MS 79'da Vezüv Yanardağı'nın patlamasından önce gömülmüş olan muhteşem Boscoreale hazinesi, filozofların iskeletlerinin kabartmalı olduğu ve "Hayatın tadını çıkarabildiğiniz kadar çıkarın, çünkü yarın belirsizdir" gibi Epikürcü sözlerin kazındığı iki gümüş kupaya sahip. İskelet mozaikleri gibi kupalar da yemek yiyenlere hayatın geçiciliğini ve anın tadını çıkarmanın önemini hatırlatmak için tasarlanmıştı. Bu da lezzet zevklerine adanmış bir oda için önemli bir mesajdı. 
Antakya'da olağanüstü kalitede çok sayıda mozaik bulunmuş. Çünkü Antakya yüzyıllar boyunca önemli bir şehirdi. Erken Roma döneminde, Roma ve İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük şehriydi. Zengin ve nüfuzlu insanların evleri, paranın satın alabileceği en iyi zemin sanatıyla büyük masraflarla dekore ediliyordu. Antakya'nın uluslararası üne sahip kendi mozaik okulları ve atölyeleri vardı. Roma Antakya'sı birinci sınıf mozaiklerle doluydu. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder