Hayali bir senaryo da değildi üstelik. Cevat Şakir Kabaağaçlı yani Halikarnas Balıkçısı'nın yaşam öyküsü hayata geçirilmişti. Yayınlanmış ilk iki bölümünü derhal YouTube'dan izlemeliydim.
Çok başarılı ve sürükleyici bir yapım çıkmış ortaya gerçekten. Severek izledim. Tam da merak içinde kanaldaki üçüncü bölüme hazır hale gelmiştim ki dizinin yapımcısı Büyükada'daki Şakir Paşa Köşkü'nde nedeni bilinmeyen bir yangın çıktığını, dekorun tamamen yanıp kül olduğunu duyurdu. Üçüncü bölüm çekilebilmişti; ama sonraki bölümler riske girmişti. Henüz devamı gelemedi. Umarım sabotaj ihtimali yoktur. Umarım en kısa zamanda çekimlere yeniden başlanır.
Bir de sırf Yılmaz Erdoğan yapımı diye İnci Taneleri dizisine başlayayım demiştim. Eski adı pavyon, yeni adı müzikhol mü nedir, oradaki sahnede kadınların uzunca bir süre ''pavyon dansı'' yapmaları hiç hoşuma gitmedi açıkçası. Hem de her bölümde. Bir de silahların konuştuğu mafya ağırlıklı bir dizi oluşu ''Yeter bu kadar dedirtti'' ve bıraktım. Son dönem acayip hallere bürünen Kızıl Goncalar'dan da vazgeçmiştim zaten. Sanırım dizi izlemek pek bana göre değil.
* * *
Evinde geçirdiği kaza sonrası yoğun bakımda tedaviye alınan daha sonra entübe edilen Edip Akbayram hiç aklımdan çıkmıyor bu aralar. Yıllar önce kendisini sahnede izleme şansı bulmuştum. Onun yokluğu bambaşka bir şey olurdu. Hiçlik gibi bir şey. Öyle bir ses daha yok çünkü. Dinlediğim her parçası sanki orkestra olmasa bile aynı hazzı verir bence. Adeta kendi müzik eklentisi olan çok özel bir sese sahip. Öyle bir duruş da yok. Çizgisinden hiç çıkmadı. Hiç taviz vermeden sergilediği onurlu ve net duruşuyla devleşti gözümüzde. Yeri asla doldurulamaz.
Haydi ustam, bir an önce iyileş de kalk ayağa. Görecek günler var daha... Güzel günler göreceğiz daha...
* * *
Sol taraftakini ''Şehrin merkezindeki bu heykel de park ve bahçelerdeki âşıkları temsil etsin'' diyerek çekmiş ve geçmiş yazılardan birinde kullanmıştım. İskele Meydanı yakınlarında birbirine sarılmış bir kadın ve erkeği betimleyen bu heykelin kim tarafından yapıldığını ya da ne anlama geldiğini halen öğrenebilmiş değilim. Geçen gün yerel basında ''Gizemli Heykel'' başlığı altında rastladım. Hakkında herhangi bir bilgilendirme olmaması nedeniyle dikkat çektiği, sanatsal bir ifade mi yoksa tarihi bir olaya atıfta mı bulunduğunun belirsizliğini koruduğu yazılmıştı. Şimdi daha da gizemli oldu gözümde. Kim bilir boyutları onlarınkinden küçük olsa da, belki Bakü'deki Ali ve Nino'nun çelikten heykelinde saklı aşka benzer bir hikâyesi vardır bu heykelin de.
* * *
Çetin Akdeniz - Video: @Katre5561
Medyada pek yer almadığı için mi bilmiyorum ama ben bu bağlama üstadını yeni keşfettim. Sazı adeta konuşturuyor. İTÜ mezunu bir duayen kendisi. YouTube'da pek çok video kaydı var. Çetin Akdeniz pek çok programa konuk olmuş aslında. Bağlamasıyla yeri geldiğinde gitar konçertosundan Barış Manço parçalarına kadar şaşılası bir performans sergileyen muhteşem bir sanatçı...
Mutlu, huzurlu bir pazar günü ve keyifli bir sömestir tatili dileklerimle... ✋😊