Genç bir insan denince akla gelebilecek ilk şey ''aşk'' tır sanırım. Günümüz gençlerinin de bu duyguya uzak kalmadan yaşadıkları her haliyle belli.
Ama nasıl yaşamak? Neye benzeyen bir duygu bu?
Pek çoğunuzun da bildiği ve gözlemlediği üzere, günübirlik bir olay, bir alışkanlıkmışcasına acımadan tüketilen, şaşılası bir hale girmiş aşk.
Bir üniversiteye çok yakın bir noktada oturmakta olduğumdan, yıllardır bulunduğum her yerde çok sayıda üniversiteli görüyorum. Demek istiyorum ki gençlerin günlük hayatları aşkları dahilinde sürekli gözümün önünde.
Aşk bir ihtiyaç sanıldığı için ya da bir özentiden kaynaklanır olmuş artık, ne dersiniz? Çünkü aşka benzer bir tarafı kalmamış gibi duruyor.
Karşı cinsi kendine yakın hissedip, ondan hoşlanmakla başlayan ve onsuz yapamamaya kadar ilerleyen çok yakıcı bir duygudur aşk. Onu düşünmeden uyuyamadığın, sabahları gözünü açtığın ilk andan itibaren yine aklında ve hayalinde onunla uyandığın, kalp atışlarına, nefes alışlarına kadar seni tamamen değiştirip çarpan büyülü bir duygu.
Aşkı tarif etmeye kalkışmak bile başlıbaşına bir hata aslında. Okuduğunuz ünlü aşk romanlarını ve şiirlerini düşünün. Kelime kelime işlenmiş insanın yüreğini titreten o sihirli aşk sözcüklerini.
Hiç dikkat ettiniz mi, görebiliyor musunuz artık o eski aşklardan çevrenizde? Bırakın dokunmayı, sevdiğinin bir bakışıyla eriyip bitilen o destansı aşklar nerede artık ?
Yürekleri aşk için yanıp tutuşan bu nadide insanlar, gerçek aşkı yaşayanlar elbette ki var, ama sayıları ne kadar?
Gençlerin çoğu elinde bir televizyon kumandası varmışcasına anında sıkılıp ''Bu kanal olmazsa şu kanal'' diye gezinmek için ucuz bir ''eğlence olayı'' haline getirmiş sanki aşkı. Şimdilerdeki adı da ''elektriklenme'' sanırım..
Birkaç günlük bu elektriklenme uçup gidiyor ve yeni arayışlarla o zaping olayı devreye giriyor hemen. Üstelik büyük bir zevkle ve modaymışcasına gerçekleştiriliyor bu. Tıpkı fast food tarzı bir hızda, çağla gelen bir alışkanlıkmışcasına..
Yoksa hücrelerimizdeki o ''büyülü gen'' yok olmak üzere mi?
Ama nasıl yaşamak? Neye benzeyen bir duygu bu?
Pek çoğunuzun da bildiği ve gözlemlediği üzere, günübirlik bir olay, bir alışkanlıkmışcasına acımadan tüketilen, şaşılası bir hale girmiş aşk.
Bir üniversiteye çok yakın bir noktada oturmakta olduğumdan, yıllardır bulunduğum her yerde çok sayıda üniversiteli görüyorum. Demek istiyorum ki gençlerin günlük hayatları aşkları dahilinde sürekli gözümün önünde.
Aşk bir ihtiyaç sanıldığı için ya da bir özentiden kaynaklanır olmuş artık, ne dersiniz? Çünkü aşka benzer bir tarafı kalmamış gibi duruyor.
Karşı cinsi kendine yakın hissedip, ondan hoşlanmakla başlayan ve onsuz yapamamaya kadar ilerleyen çok yakıcı bir duygudur aşk. Onu düşünmeden uyuyamadığın, sabahları gözünü açtığın ilk andan itibaren yine aklında ve hayalinde onunla uyandığın, kalp atışlarına, nefes alışlarına kadar seni tamamen değiştirip çarpan büyülü bir duygu.
Aşkı tarif etmeye kalkışmak bile başlıbaşına bir hata aslında. Okuduğunuz ünlü aşk romanlarını ve şiirlerini düşünün. Kelime kelime işlenmiş insanın yüreğini titreten o sihirli aşk sözcüklerini.
Hiç dikkat ettiniz mi, görebiliyor musunuz artık o eski aşklardan çevrenizde? Bırakın dokunmayı, sevdiğinin bir bakışıyla eriyip bitilen o destansı aşklar nerede artık ?
Yürekleri aşk için yanıp tutuşan bu nadide insanlar, gerçek aşkı yaşayanlar elbette ki var, ama sayıları ne kadar?
Gençlerin çoğu elinde bir televizyon kumandası varmışcasına anında sıkılıp ''Bu kanal olmazsa şu kanal'' diye gezinmek için ucuz bir ''eğlence olayı'' haline getirmiş sanki aşkı. Şimdilerdeki adı da ''elektriklenme'' sanırım..
Birkaç günlük bu elektriklenme uçup gidiyor ve yeni arayışlarla o zaping olayı devreye giriyor hemen. Üstelik büyük bir zevkle ve modaymışcasına gerçekleştiriliyor bu. Tıpkı fast food tarzı bir hızda, çağla gelen bir alışkanlıkmışcasına..
Yoksa hücrelerimizdeki o ''büyülü gen'' yok olmak üzere mi?
yazdiklariniza aynen katiliyorum fakat belki bu biraz suna dogru yol almaya baslamistir"sut ictim dilim yandi, yogurdu ufle bakalim"
YanıtlaSilgenlerimizde bir problem oldugunu sanmiyorum.Daha cok mantik girdi sanirim devreye,ne is yapar,tipi nasildir,ne dinler,ne yer,nereye gider.
saygilar
aşık olmak senın varlığını gasp eden birsey bır tür bağımlılık yokluk anlarında ınsanı delırten intihara sürükleyen...
YanıtlaSilsevdiğimi zannedip bende bırlıktelıkler yasadım herkesın hayal edipte yaşamak ıstedıklerı ile yasadıkları hep farklı oluyo...herkes birgün aşkın o sert cehresi ile karsı karsıya gelecek kacınılmaz bı durum...
öpüşmeyi aşk sananlar, sevdiğinin gözünün içine bakamayanlara ne ad koyacak acaba...
YanıtlaSilNe olacak sevdiğim kelimesinin adı..
Herkesi almış bir aşkito merakı..
:(
Bütün kelimelerin içini boşaltıyoruz. Sadece görüntüsü kalıyor geriye. Maalesef...
YanıtlaSilYa, ne eğlencesi?..
YanıtlaSilNe elektriklenmesi?..
Aşk, böyle mi olur ya?..
Aşkın modası nasıl oluyor?..
Aşkın alışkanlığı var mıdır?..
Aşk illaki birlikte olmak, elini tutmak, saçını okşamak, devamlı gözlerinin içine bakmak mıdır?..
Ayrı olduğunda, uzakta kaldığında, aşk tükeniyor mu?..
O zaman, bu aşk değildir. Hatta, uzak kaldığında, daha da alevleniyorsa, kalbin dah bir hızlı çarpıp onu özlüyorsa, devamlı onu düşünüp, hayal ediyorsan, aşık olduğuna emin olabilirsin.
Yedi ay ayrılıktan sonra, aşkımın şiddeti kaç kat arttı bilmiyorum. Şimdi bile, ne kadar fazla süre birlikte olursak, aşkımızın şiddetinin azaldığını gözlemledim.
Onun için diyorum ki; "Birliktelikler aşkın şiddetini azaltır, ayrılıklar ise çoğaltır."
Bu söz de, benden aşk konusunda bir özdeyiş olarak, kulaklarınıza bir küpe olarak armağan olsun. :))
Ama, aşkım şiddetlensin diye de ayrılmayı düşünmeyin. Birlikteliklerden de, çok büyük sevgiler yaşerir.
Canımın içi, öpüyorum.. :)
Sevgilerimle..
eşimin abisindeydik kısa bir tatil için geçenlerde. büyük oğlu sevgilisiyle buluşacaktı. süslü püslü giyinip gelince "bu ne yakışıklılık, nereye böyle?" diye sordu eşim. "Kızla buluşmaya!" diye cevap verdi. o an başımdan aşağıya kaynar su döküldü sanki, çok kızdım. "Kız dediğin insanın bir ismi var öyle değil mi? bu hitap şeklinden kendisini pekte ciddiye almadığını sezdim" dedim. ismini söyledi ama mesajımı aldı mı emin değilim!
YanıtlaSilZeugmacim, yazini okurken, daha sonuna gelmeden, hamburgerci genclik ne anlar asktan diye gecirmistim icimden, yazinin sonunda da söylemissin zaten, aski fast food gibi algilar oldu gencler. don gömlek degistirir gibi sevgili degistiriyorlar. Allahim sonlarini hayr etsin...
YanıtlaSilSevgilerimle
Sizin kadar umutsuz değilim.. Siz varsanız, ben varsam, ve bizler gibi daha binlercesi varsa, aşk öyle kolay kolay yok olacak bir gen değil.
YanıtlaSilama dikkatli olmak gerek.. Genlerle oynamak çok yaygınlaştı.. Birileri, envai çeşit şeyi AŞKmış gibi yediriyor yeni nesile.. Bunu önleyebilir miyiz peki? Elbette.. Kimileri, burun kıvırsa bile bıkıp usanmadan aşkı anlatarak ve AŞKı yaşayarak..
aşkla hoşlanma-çıkma biraz karışmış sanıyorum ablacığım...
YanıtlaSilaşkı görünce, damlayıverdim hemen... :D
eski aşklar, teknolojiden de yoksun olduğundan, bahsettiğin yönleri daha ağır basar bir hal almıştır bence. şimdi iletişimde bir problem yaşamayan insanlar, eski aşklardaki kült acılar yerine, mutluluklara uyuyor ve uyanıyor...
biraz teknoloji öldürdü bahsedilen eski aşkları, biraz da insanların laçkalaşmış duyguları... aşk, gerçekten çok zor bulunan bir olgu ve aşkın, sanılgı hali var bir de... aşık olduğunu sanan ve aslında aşk diye birşeyin var olmadığını kavrayan insanlar... "ilişkiler"ine, aşk diyen tipler...
büyülü geni harekete geçirmek nası zor, nası zor zeugmam... bu devirde... devrin adamı konuşuyor... yirminci yılında aşkı bulmuş, devrin adamı...
sevgiler gönderdim...
Yavaş yavaş hayata dönmeye başlamışken burayı ne kadar özlediğimi farkettim :)
YanıtlaSilSol tarafa koyduğun Noir Desir'in şarkısına bayılırım, ilk çıktığında ne kadar çok dinlerdim, çok hoş oldu şimdi dinlemek.
Aşk hakkındaki fikirlerimiz çok yakın seninle. Popüler kültürün kulları gibi olan insanlar için sevgilin olmalıysa sevgilin vardır, kavga etmek, kapris yapmak ve ayrılmak modaysa öyle yapılır.
Ben gençler arasında ve dahi yetişkin geçinen ham insanlar arasında da gerçek aşkı yaşayan kimse olduğuna inanmıyorum. Bu beni aşktan soğutuyor açıkçası.
Gördüğüm ve gerçek olduğuna inanmak istediğim iki-üç aşk var, onlarla avunuyorum ancak.
ahh ahh aşşk.. tutku..uykusuz geceler, sabırla beklenen ufak bir mesaj.. ah aşk ahhhhh aaaah!!
YanıtlaSil:)
Şu an yanda çalan müzik eşliğinde, onlarca kez dansetmek, karşılıklı demli çaylar içilirken, birlikte geçen çocukluk günlerini, yitenleri anarak gözyaşı dökmek, bir çay bahçesinde hiç konuşmadan saatlerce gözgöze oturmak, tavla, satranç oynamak, birlikte şarkı söylemek, birlikte Fatih'ten Taksime kolkola yürümek, İmkansızlıklarla savaşmak, ayrılmayı bilmek, üzerinden otuz sene de geçse unutmamak demektir aşk.
YanıtlaSilSözü gençlere bırakıp, sessizce çekilmek istedim ta ki çalan müziği duyana kadar.
Sevgiler...
Can Dündar bir yazısında aşka aşık olmak diye bir tabir kullanmıştı.
YanıtlaSilŞimdiki gençlerin (istisnai belki çıkabilir) aşık olduklarına değil aşka aşık olduklarına inanıyorum.)
Asuman Hanım'ın dediği gibi aradan 30 yıl geçmiş ve hala unutulamamışsa , aşkın tarifini birde o kişiden dinlemek lazım.
Sabahtan ikindiye kadar aşk bitmez :)
Öncelikle "genç" deyince benim akla gelmem lazım Zeugma hanımcım :))
YanıtlaSilAşktan birçok kereler dili yanmış bir müptela olarak diyeceğim, tüketim toplumu olmaya eğitilmiş bir gençliğin başka türlü davranmasını bekleyemezdik. Ortaokulda lisede kızarkadaşlarımızın elini tutabilme anlarında kaç kilo ter akıttığımı hatırlarım ben. Şimdi öyle mi veletler sokak kçselerinde neler yapıyorlar.
Aşk, Asuman'ın da dediği gibi aradan 30 yıl da geçse bakışları zihnine düştüğünde hala yüreğinin pır pır etmesidir. Ve hayatta yalnızca bir kez yaşanır bunun ikincisi olamaz.Olursa önceki aşk değildir.
YanıtlaSilSevgiler
Aşk aşk kendi içinde imkansızlaşmış aşk...
YanıtlaSilÖnceden sevdiğimiz olsun dostumuz olsun aşkla severdik...
Şimdilerde göremiyorum yazık...
Çok güzel yazmışsın canım...
Ödüllendirildiniz efendim. Ödülünüz almak ve detaylar için lütfedermisiniz.:)
YanıtlaSil@ faingel,yazdıklarıma aynen katılmana sevindim. Eğer bir olgu yok olmaya yüz tutmuşsa insanlarda o olguyla ilgili genler de yok oluyor. Bu bilimsel bir gerçek, onu kastettim. Bence mantığın devreye girmesi o kadar etkilemez..
YanıtlaSilSaygılar, teşekkürler..
@ Ay ışığı, çok güzel ifade etmişsin. Gerçek aşkla herkes karşılaşmış, o duyguyu yaşamıştır bir şekilde.. Ama herkesinki aynı şiddette olamaz, dediğin gibi..
Sevgilerimle..
@ Wmina, yaşın çok genç olmasına rağmen bunları senden duymak sevindirici..
Sevgiler..
@ Parpalicim, çok haklısın. Ben bir eklenti yapayım: Görüntü de bozuk biliyor musun benim gördüklerimde ;)
@ Arzucuğum, sen değilsin, öyle, değilsiiin...!!! Seninki istikrarlı ve gerçek aşkın yaşandığı bir birliktelikmiş ki kaç zamandır devam ediyor baksana.
Ve yazdıkların çok doğru..Ayrılık ve hasret aşkı körükleyen bir şeydir elbette..
Ben de seni öptüm canım.
Sevgilerimle..
@ Tibet'in annesi, benim yazıda bahsettiğim, gördüğüm tam da bu şekildeki birliktelikleri açıklıyor işte. Üstüne bastın. Adı bile yok çıktığı kızın, değil mi?
Mesajı aldığını sanmam, alsa bile önemsemez.Dedim ya.Aşkın girdiği son şekil bu. Gençlerin % 90 bunu uyguluyor. 2 gün sonra ikisinden biri bıkacak ve bitecek.Gözlemle istersen;)
Sevgilerimle..
@ Belgincim, aynen bak, aynı şeyi düşünmüşsün. ''Hamburgerci'' gençlik aşkları da bu şekilde ayaküstü ve hızla biten bir hale sokmuş, değil mi? :))
@ Cache, tamamen yok olacak bir gen değil ama iyice körelmiş bir gen bence. Bunu senin de gözlemlemiş olduğundan eminim..
Birbirinden gördüklerini uyguluyorlar. Bunu önlemenin yolları var tabii. Birtakım yollarla bıkıp usanmadan aşk anlatılabilir, gerçek aşkı tadıp sağlıklı ilişkiler ve evlilikler yaşamaları sağlanabilir..
Sevgiler..
canım, çoktan bitti zaten :)
YanıtlaSilinan üzülüyorum, umarım oğlum bu çarka girmez :(
Ödül konusunda çok haklısın. Bende ne yapacağımı şaşırıyorum ödül ve mim gibi konularda. en iysi gene senin dediğin.
YanıtlaSilHayırlı ramazanlar..
Ufuk Çizgisi..Siz daha yenisiniz ve ilk ödülünüzmüş.
YanıtlaSilTamamen kuralları uygulamışsınız, doğrusu bu zaten. Bir dahaki sefere düşünürsünüz artık en iyisinin nasıl olacağını.
Tekrar teşekkür ediyorum bu inceliğiniz için.
Size de hayırlı Ramazanlar..
Sevgiyle kalın..
@ Semeciğim sana ne diyeyim ben. Daha 20 yaşındasın ve yaptığın tespitlere bak. Çok doğru hepsi de. Yazıda bahsettiğim gençlerden olmadığını zaten biliyorum.
YanıtlaSilYazan ellerine sağlık.
Sevgiler..
@ Pervanecan, seninle pek çok ortak zevkimiz olduğunu biliyorum, şaşırmadım canım :)
Aşk ve çevremizde gördüklerimiz konusunda da hemfikiriz desene ;)
Sevgiler meslektaşıma :)
@ Zeynepcim, bu AHHH'lardan anladım ki eşinle çook büyük bir aşk sonrası evlilik gerçekleştirmişsiniz. Bu kesin ;)
Sevgilerimle :)
@ Asuman Hanım, müzik olayı dahil sizinle de birçok konuda aynı zevki ve görüşü paylaşıyoruz..
Bu müzik benim de as'larım arasındadır. Lale Belkıs söylüyordu galiba Türkçesini: ''Doğduğum Ev''
Aşkı hatırlayıp dansetmek için..Aynen dediğiniz gibi..
Sevgiler..
@ İzDüşümler,şimdiki kız-erkek ilişkilerinde aşk sanmak, özenti duymak ya da dediğin gibi aşka aşık olmak olayı var. İstisnalar elbetteki vardır ama olay bu şekle girmiş bir kere. Birbirlerine aşık olmayı bırak sevdikleri bile şüpheli.Saygı dersen o da uçup gitmiş gibi duruyor.
YanıtlaSilSabahtan ikindiye kadar, bu kadar :)
@ Uykusuz, tabii ki sen aklıma gelirsin ''genç'' deyince :))
Merak etme en yaşlı falan değilsin, rahat ol :D
Daha önceki yorumlarından biliyorum ben senin bu konuya bakış açını, kızların elini bile zor tutabildiğini (Dünya Güzeli yazımın altıydı galiba)..
İşte ben de bahsettiğin o veletlerden çok gördüğüm için bunları yazdım :))
@ Çınar Hanım, buyrun işte..Ne varsa yaşı orta yaş olanlarda var.
Nerede o eski aşklar, denmez de ne denir şimdi ?
Asuman Hanım'a ve size tüm kalbimle katılıyorum..
Sevgiler..
@ Elif..den, aşk insanoğlunun elinde gitgide körelip gitmekte, diyorsun.
Zaten hiçbir şey eskisi gibi değil, ne komşuluklar, ne diğer ilişkiler. Çok haklısın canım..
Teşekkür ve sevgimle..
@ UFUK ÇİZGİSİ: Buraya kadar zahmet edip asıl siz lütfettiniz efendim bana ödülümü haber vererek.
Çok teşekkür ediyorum.
Verdiğiniz ödül sağ şerittedir ve detaylarla birlikte alınmıştır.
Sevgiyle kalın..
@ Tibet'in annesi..
YanıtlaSilBak gördün mü canım? Bitmese şaşardım zaten :(
Tibet'in bu çarkın içine o kadar gireceğini ben hiç sanmıyorum. Ailesinin gerektiğince ve her konuda ilgilendiği çocuklarda her şey olması gerektiği gibi ilerliyor.
Sevgilerimle..
büyülü gen şuan olarak bnde bi kıpraştrma yaratmadı :D
YanıtlaSilhep tek taraflı bi kıpraşma vardı.
hiçç aşık oldum diyemedim.
belkide daha cok yıl var ama küçüklük aşkları baska oluo ya :)
yazını cok beğendm;)
Asya selda, büyülü gen sende daha kıpraşma yaratmadıysa bile böyle bir potansiyel vardır yine de içinde:) Belki birgün aniden aşık oluverirsin.
YanıtlaSilHerkes aşık olacak diye de bir şey yok galiba.Ama ucundan kıyısından bir şekilde yaşanıyor.
Yazıyı beğendiğin için teşekkür ediyorum..
Sevgilerimle..
eheh simde zeugma asyaselda ablam olur.
YanıtlaSilbn onun tarafından girmiştim. kndi oturumumu acmayı unutmusum :D
onun trafından yazmısım yanlışlıkla o yazı bnm ha :D
simdi kendileri evli olur bi şey olmasn die yazdm.
tek taraflı fln ay hala gülüorm ;)
:)))))
YanıtlaSilİlahi Selin. Bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum..Ablanın hesabında ne işin var senin??
Tamam..Durum anlaşıldı.
Ama esas durum :''Sen aşıksın''
:D
aşk mı?bana göre aşk tek kişilik;almadan da verebilmek,sevilmeyi beklemeden sevebilmek,sorgusuz teslimiyet...
YanıtlaSilYaradan'a aşık olmadan,yaradılanı sevebilmek mümkün mü?
ve sevgili Zeugma bir kez daha merhaba:)
Merhaba Sevgili Dijle,
YanıtlaSilYaradan'a aşık olmakla başlıyor her şey, haklısın. Öbür türlü kalplerdeki sevgiden aşktan bahsedebilmek pek mümkün değil.
Bir şeyi çok istediğimizde''Allah aşkına'' diyoruz, değil mi ?
''Aşk tek kişilik;almadan da verebilmek,sevilmeyi beklemeden sevebilmek,sorgusuz teslimiyet..''
Bu tanımlamana tüm kalbimle katılıyorum ayrıca..
Sevgilerimle..
Merhaba zeugma'cım yazmış oldugun paylaşımındaki aşk'ın tanımına ve hissedilen aşk'ın başlangıcındaki
YanıtlaSilbelirgin özelliklere aynen katılıyorum.Aşk'ın çok güzel tanımını yapmışsın keşke hep o tanımdaki gibi kalsaydı aşk
malesef dedigin gibi çabuk tüketiliyor.Her safhası hızlı geçiştirilip aşk'a uymayan sonla noktalanıyor.Eskiden sevdigimiizn elini tutarken cekinirdik,hatta utanırdık ben bu yüzen elimi çekemez cektigimdede elim ter içinde kalırdı.Eskiden masumane yaşanırdı el ele tutuşmak son noktaydı şimdi malesef günümüzde basit vesıradan geliyor. Bence aşkın geni tam bozulmadı ama kolay erişilemiyor.Erişilemedikçede kişiler rengi degiştirip kendi içlerinde günümüze,teknolojiye uygun farklı bir sunumla yaşıyorlar.
SEVGİYLE ÖPÜYORUM SENİ ZEUGMACIM
umarım herkes aşkı doyasıya ve o büyülü hissin her zerresini degerine uygun yaşar.
Sevgili Zeugma;
YanıtlaSilİsmi aşk olamayacak düzeydeki ilişkilere ancak beğeni ya da gelip geçici elektriklenme ismi verilebilir.Oysa AŞK; herşeye değmeli, ölüme bile.Sevgilerimle.
Merhaba Duygucuğum,
YanıtlaSilAşkın günümüzde girdiği şekil ve olması gerektiği hali ilgili tanımlarımı beğenmen beni çok sevindirdi.
Biliyor musun ''büyülü'' terimini senden öğrenmiştim ben :)
Masumane yaşanan aşk dediğin gibi pek kalmadı.
Ayrıca senin yaşın çok genç. ''Eskiden '' demen için epey bir zaman geçmesi gerekiyor canım..
Dileklerine ben de katılıyorum,umarım o büyülü his tüm kalplere olması gerektiği gibi yerleşerek her zerresiyle kendini yaşatır canım..
BEN DE SENİ SEVGİYLE ÖPÜYORUM DUYGUCUĞUM..
Sevgili Sufi,
YanıtlaSil''Beğeni'' ve ''Geçici Elektriklenme''lerin aşk olmadığı,
aşkın ölüme bile değecek kadar güçlü bir duygu olduğuna ben de katılıyorum..
Sevgilerimle..