Sonbaharın sonu...
Gri bulutlar gitgide koyulaşarak ortalıktaki aydınlığı hissedilir biçimde karartmaya başlamıştır. Kocaman havuzlu bir bahçenin içindeki yıllar öncesinden kalma iki katlı ahşap evinde yalnız başına yaşayan Fatma Hanım'ın ömrünün sonbaharı gibi her şey...
Hava sıkıntılı, isteksiz, içi kararmış ve her an ağlamaya hazır. Ömrünün son günlerine geldiğini her fırsatta tekrarlayan bu yaşlı kadınla eş zamanlı ilerliyor gibi göze yansıyanlar.
Bembeyaz yazmasının içinde çevrelenmiş gül yüzü hüzün dolu.
Henüz kırk iki yaşında eşini kaybedip dul kalması ve yaşamla mücadelesi yorgun düşürse de onu, ''hayatının anlamı'' olarak gördüğü torununu bekliyor. İsmini bile rüyasına giren bir ak sakallı söylediği için kendisinin koyduğu, doğduğu günden beri aralarında özel bir bağ olan torununu.
...
Bahçe kapısı aralanır yine. Küçücük yaşlarından itibaren kim bilir kaçıncı kez özlemle ona koşan kız çocuğu büyümüştür artık. Ama yaşananlar, yaşanacaklar aynıdır.
Koşarak ona sarılır. Mis gibi kokan pamuk yanaklarını öper, öper.
Dizlerinin dibine oturur, ayrılmaz hiç yanından...
- Hadi yine anlat anneanne.
- Dedeni mi yine?
- Evet..
Yaşlı kadın büyük bir istekle gençliğine döner. Daha on dördünde evlendiği eşiyle yaşadığı tüm kesitleri en ince detaylarına kadar hatırlamaktadır.
Nişanlandıkları ilk zamanlar onlara gelirken ayakkabısının içine mektupların nasıl saklandığını, korku ve merakla onları alıp nasıl okuduğunu, o mektuplarda neler yazdığını anlatırken yanakları al aldır.
Genç kız anlatılanları büyük bir keyifle dinlerken yaşlı kadının yaşadığı mutluluk ve heyecanı da hissetmekte ve onun adına da mutlu olmaktadır.
Bu anneanne kokan mis gibi evde yapılacak ne iş varsa birlikte yaparlar.
En sevilen yemekler pişirilir, çoğu zaman börekler açılır.
Yemeğin üstüne ''Ben demleyeceğim!'' diye yarıştıkları çaylarını içerken zaman durmuş gibidir. Mutluluk budur işte. Başka hiçbir şeye gerek duyulmadan yaşanan.
...
İlâhi bir aşkla sevdiğim bir tanemdin sen benim...
Melek yüzünü gördüğüm an bütün sıkıntılarım nasıl da yok olurdu birden, şaşardım.
Ve daha beni kapıdan uğurlarken sen, o an özlemin başlardı içimde.
Her seferinde...
Seni sonsuzluğa yolcu edeli altı yıl oldu. Özlemim azalacağına çığ gibi büyüdü.
O kadar ihtiyacım var ki sana.
Yokluğun dayanılmaz bir sızı. Dayanamıyorum çoğu zaman...
Ya sensiz geçen bayramlar?
Rüyalarıma daha sık girsen çare olur mu?
Beni hissettin mi bunları yazarken? Gözyaşlarımı gördün mü?
Artık yazamayacağımı da........
:(
Gri bulutlar gitgide koyulaşarak ortalıktaki aydınlığı hissedilir biçimde karartmaya başlamıştır. Kocaman havuzlu bir bahçenin içindeki yıllar öncesinden kalma iki katlı ahşap evinde yalnız başına yaşayan Fatma Hanım'ın ömrünün sonbaharı gibi her şey...
Hava sıkıntılı, isteksiz, içi kararmış ve her an ağlamaya hazır. Ömrünün son günlerine geldiğini her fırsatta tekrarlayan bu yaşlı kadınla eş zamanlı ilerliyor gibi göze yansıyanlar.
Bembeyaz yazmasının içinde çevrelenmiş gül yüzü hüzün dolu.
Henüz kırk iki yaşında eşini kaybedip dul kalması ve yaşamla mücadelesi yorgun düşürse de onu, ''hayatının anlamı'' olarak gördüğü torununu bekliyor. İsmini bile rüyasına giren bir ak sakallı söylediği için kendisinin koyduğu, doğduğu günden beri aralarında özel bir bağ olan torununu.
Bahçe kapısı aralanır yine. Küçücük yaşlarından itibaren kim bilir kaçıncı kez özlemle ona koşan kız çocuğu büyümüştür artık. Ama yaşananlar, yaşanacaklar aynıdır.
Koşarak ona sarılır. Mis gibi kokan pamuk yanaklarını öper, öper.
Dizlerinin dibine oturur, ayrılmaz hiç yanından...
- Hadi yine anlat anneanne.
- Dedeni mi yine?
- Evet..
Yaşlı kadın büyük bir istekle gençliğine döner. Daha on dördünde evlendiği eşiyle yaşadığı tüm kesitleri en ince detaylarına kadar hatırlamaktadır.
Nişanlandıkları ilk zamanlar onlara gelirken ayakkabısının içine mektupların nasıl saklandığını, korku ve merakla onları alıp nasıl okuduğunu, o mektuplarda neler yazdığını anlatırken yanakları al aldır.
Genç kız anlatılanları büyük bir keyifle dinlerken yaşlı kadının yaşadığı mutluluk ve heyecanı da hissetmekte ve onun adına da mutlu olmaktadır.
Bu anneanne kokan mis gibi evde yapılacak ne iş varsa birlikte yaparlar.
En sevilen yemekler pişirilir, çoğu zaman börekler açılır.
Yemeğin üstüne ''Ben demleyeceğim!'' diye yarıştıkları çaylarını içerken zaman durmuş gibidir. Mutluluk budur işte. Başka hiçbir şeye gerek duyulmadan yaşanan.
İlâhi bir aşkla sevdiğim bir tanemdin sen benim...
Melek yüzünü gördüğüm an bütün sıkıntılarım nasıl da yok olurdu birden, şaşardım.
Ve daha beni kapıdan uğurlarken sen, o an özlemin başlardı içimde.
Her seferinde...
Seni sonsuzluğa yolcu edeli altı yıl oldu. Özlemim azalacağına çığ gibi büyüdü.
O kadar ihtiyacım var ki sana.
Yokluğun dayanılmaz bir sızı. Dayanamıyorum çoğu zaman...
Ya sensiz geçen bayramlar?
Rüyalarıma daha sık girsen çare olur mu?
Beni hissettin mi bunları yazarken? Gözyaşlarımı gördün mü?
Artık yazamayacağımı da........
:(
Ne güzel dile getirmişsin Anneanne'ne hasretini...
YanıtlaSilUnutmak mümkün mü yıllar geçse de, sıcacık kucağını, yumuşacık yanağını. Onunla geçen sevgi dolu zamanları. Eminim hissediyordur sevgini özlemini...
Nurlarda yatsın Anneannen canım benim.
Sevgiler
Sevgili Zeugma,
YanıtlaSilYazını okurken, sonlarına doğru yaklaştıkça küçük kızın sen olduğunu anlayınca boğazım düğümlendi!sustum ve öylece kalakaldım...
bilirim insanın sevdiklerinden ayrılması ne zor gelir insana..benzer duyguları bende sıklıkla yaşarım..çünkü benimde çocukluğum sevgili babaannemle birlikte geçti...ve yokluğuna alışmak çok zor oldu...alıştım da diyemem!hala geceleri,titreyen elleri ile tıpkı çocukluğumdaki gibi üzerimi örter!çok özel bir bağdır nur yüzlü bizi büyüten yaşlılarla aramızda kurduğumuz!
o ençok ihtiyaç duyduğum anlarımda benim annem ve babam olmuştur...kardeşim olmuştur...küçücük dünyamda kocamannnn yüreği ile benim her şeyim olmuştur...seni çok iyi anlıyorum...
inanıyorum, sevgili anneannen, seni görüyor ve işitiyordur...ağlamana ise yüreği hiç elvermiyordur!
sende emeği geçen ve senin gibi duyarlı bir insanın gelişimde yaşamına türlü güzellikler katan değerli büyüğünü bende rahmetle anıyorum...
yaşamındaki gözyaşlarının sevinç gözyaşlarına dönüşmesini yürekten dilerim...
sevgilerimle...
Anneannem benim de her şeyimdi.
YanıtlaSilVe şu an yok :(
Kelimelerim tükendi Zeugma.
Ağlıyorum şu an...
Nurlar içinde yatsınlar.
Benim annanem de benimkileri görmüş müdür... :(
YanıtlaSilbenim ananem çok güzel pişi yapardı.
YanıtlaSil2. dünya savaşını 1000 kere anlattı hiç hayıflanmadan 1000 kere dinledim, hastaydı , eş adayımı götürdüm, yastıktan doğruldu "rus mu bu?"
"evet anane"
"@#$½$½{½" ayıp yazamıom
"ama anane Türk onun soyu"
"eh güzel sayılır o zaman !!!"
raat uyu anane
ne mutlu sana ki,böylesine güzel bir ilişkin olmuş rahmetli anneannenle..çok duygulandım.herkese nasip olmaz
YanıtlaSilsevgiyle...
Bu aralar gözyaşlarım hiç kuruyamadı nedense. Anlatılanlar farklı olsa da, acımız ortak aslında. Ben de onu çok özlüyorum Zeugma...
YanıtlaSilbence hissetmiştir sevgili zeugma, kaybettiğim sevdiklerimin enerjisinin hala buralarda, yakınımda olduğuna inanmak bana iyi geliyor. kayıplarımızın çok olmamasını umalım...
YanıtlaSilSevgili Zeugmam;
YanıtlaSilHepimizin hayatında çok şükür ki bir pamuk dokunuşu yumuşaklığında ve sabun kokulu sevdiklerimiz vardır mutlaka.Şefkatle bakan gözleri vardı benim anneannemin de dizine yattığımda başımı okşayan nasırlı ellerini daha çok öpemedim diye hayıflandım şimdi, gözlerimde yaşlarla.Onlar hep yanıbaşımızda. Aynaya baktığımda bile "nekadar anneannene benziyorsun" diyorum kendime.Seni de o güzel kadını da kucaklıyorum canım, sevgilerimle.
Küçükken hepsi ölümsüz gelirdi bana.Hep o yaşlarda kalacaklarmış gibi. :(
YanıtlaSilÇok etkileyici, anlatımınız harika. Paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilDaha erken yorum yazamadım çünkü yorum başlığınız kaybolmuştu.
Sanırım geçeci bir sorun oluştu.
Barış Manço'nun bi şarkısını
YanıtlaSilanımsadım.yaşlı bi pamuk anneanne
vardı,ismini unuttum şarkının..
ben hiç o duyguyu tadamadım ama,siz
de hiç olmassa anılar var.iyi hafta
sonları:))..Sevgilerrr
Sevgili Çınarcığım;
YanıtlaSilBayramdan beri çok yoğundu bu duygularım.
Bence de hissetmiştir.
Çok teşekkür ederim canım.
Sevgiler...
Sevgili Esmir;
O küçük kız doğduğu andan itibaren onunlaydı ve hiç kopmadı, halen :(
Babaannenle birlikte sen de yaşamışsın aynı özel duyguları.
Benim de kelimenin tam manasıyla ''Her şeyim'' di o.
Yazarken bu kadar ağlayabileceğim aklıma gelmemişti..
Paylaşımın ve içten dileklerin için teşekkür ederim.
Sevgilerimle..
Sevgili Justice;
Tıpkı benim gibi olmuşsun :((
Mekanları cennet olsun...
Sevgili Evren;
Gördüklerine ve özellikle de hissettiklerine çok büyük inancım var benim...
Sevgili Uykusuz;
YanıtlaSilAnneannen çok hoş ve esprili bir kadınmış.Bir hayli de dobraymış.
Benim anneanneme çok benziyormuş gerçekten.
Mekanları cennet olsun..
Sevgili Dalgaları Aşmak;
Gerçekten mutlulukların en büyüğünü yaşıyordum onunlayken..
Sevgiyle...
Sevgili Parpali;
Bu ara ben de öyleyim. Bayramda hissedilen bu yokluklar, kaybedilen aile büyükleri ile ilgisi çok bence.
Anneaneni sen de yazmıştın. Hatırlıyor ve çok özlediğini biliyorum canım..
Sevgili Sufim;;
Aynen dediğin gibi yine. Hepimizin hayatında ya anneanne ya babaannelerimizin emeği, pamuk dokunuşları, mis kokuları iz bırakmıştır mutlaka.
Yazının seni etkilemesi içimi burktu. Ama dediğin gibi hep yanıbaşımızdalar bence de..
Ben de hem seni hem hayatına girip nasırlı elleriyle başını okşayıp sevgisini ve enerjisini aktarmış o nur yüzlü kadınları kucaklıyorum..
Sevgiyle...
Bu yoğun duygularını biliyorum Zeugma. Son zamanlarda daha bir duygulusun, düşüncelerinden bunu hissedebiliyorum. Yüreği katı olmayanın, dostları hep sıcak kalır. Benim de yüreğimdeki o kadın, sevgili anneannemim yeri hiç boşalmaz. Zaten sevgi, kalpte yer ettikçe değer kazanır. Tıpkı senin kalbinde olduğu gibi...
YanıtlaSilSevgili nil;
YanıtlaSilUmarım öyledir gerçekten. Hissedince iyi gelmesi bunun kanıtı bence. Dilerim kimse vakitsiz kaybetmesin büyüklerini.
Sevgilerimle...
Sevgili İzDüşümLeR;
Bana da aynen öyle gelirdi.
Onlar hep o yaşta kalacak, öhiç ölmeyecekler, biz de hep çocuk kalacakmışız gibiydi.
Ve zaman bugünkü kadar hızla geçmiyordu :(
Sevgili alizafersapci;
Ziyaretiniz ve paylaşımınız için ben teşekkür ederim.
Yazının yorum kısmını yayınladıktan epey sonra ve Çınar Hanım'ın uyarısıyla açabildim.
Bağışlayın..
Sevgili ayşegül;
Üzüldüm şimdi.Sen neden o duyguyu tadamadın ki canım ? Yaşamıyorlar mı?
Sanırım ''Süper Babaanne'' adlı parçadan bahsediyorsun. Hoş bir parçaydı gerçekten.
Ben babaannemi hiç göremedim ama ne yazık ki :(
Sağlık ve mutluluk dolu bir hafta sonu diliyorum sana güzel kız.
Sevgiyle..
Sevgili Hayalbemol;
YanıtlaSilPsikolojiyle ilgili olduğun bana yazdığın yorumlarda da o kadar kendini belli ediyor ki.
Yazdığım yazı öncesi beni ya da konuyu tahlil ederken hiç ıskalamıyorsun.
Bayramdan beri içime oturdu bu duygular.Her zamanki ağırlığından daha fazlaydı. Ve dün gece yazarken inanılmaz ağlattı beni. Daha ötesi, sonraki okuyuşlarımda da ağladım. Onun yokluğu etken değil, sevgisi gittikçe daha daha katlanmış sanki, inan..
Senin anneanneni ve onunla ilgili özel hislerini anlattığın yazını okurken de epey ağlamıştım, biliyorsun.
Bak bir veciz söz daha yakaladım senden:
''Zaten sevgi, kalpte yer ettikçe değer kazanır.''
Paylaşımın için çok teşekkür ediyorum Emre..
Sevgilerimle...
Keşke sevdiklerimiz hiç ölmese. :((
YanıtlaSilBen ölmeyi istiyorum böyle şeyler duydukça. Yaş ilerledikçe insanın sevdikleri çoğalıyor, ilk önce ailesini seviyor, sonra arkadaşlarını seviyor, sonra sevgilisini seviyor vs vs.
sonra da bir bir kaybetmeye başlıyor.
Hani derler ya insan bir kere ölür diye. Yalan işte o. İnsan her sevdiğiyle birlikte defalarca ölür.
Başın sağolsun.. :(((
mr_lonely
YanıtlaSilSevgili çocuk, ne yaptın sen böyle?
Beni felaket üzdün.
Yazı ve yorumlarıyla neşe saçan çocuk sen misin şimdi?
Ama bir insan ne kadar neşeliyse hüznü de o kadar yoğun yaşar, kendimden biliyorum.
Ölüm Allahın emri.Hiçbirimiz önleyemeyiz. Hayatın gerçeği bu .Lütfen alış bu gerçeğe.Kimsenin ayrıcalığı yok. Vakti saati gelen göç edecek.
Bize kalansa özlemek ve üzülmek..
Asla ölmeyi istemek olmamalı..
Hem bak Tıp öğrencilerini düşünsene,derslerde neler inceleyip ölüm dahil her şeye nasıl olağan bakıyorlar;)
Neşe, mutluluk ve huzur hep seninle olsun..
Sevgilerimle...
Canımın içi Zeugmam,
YanıtlaSilKaç gündür internetten uzak günler geçirdim. Dün döndüm.. İnsan alıştığı şeyleri özlüyor. İnterneti özlemiştim.
Bloguna gelip okuduğumda, bir kaç defa yorum yazmak için başladım. Malesef yazacak şey bulamadım. Buraya nasıl bir yorum yazabilirim diye düşündüm, düşündüm hiç bir şey yazamadan çıktım. Sen, nasıl yazının sonunda, artık yazamayacağını belirtmişsin, ben de aynen öyle oldum.
Bak, ben bir kaç gün internetten, bloglardan uzak kaldım ve onları nasıl özlemişsem; Sevdiklerimizden ayrıldığımız zaman da, hele ki o sevdiklerimizi tamamen kaybedip, bir daha göremeyeceğimizi anladığımızda, özlemimiz kat be kat artıyor.
Büyüklerimizden her zaman duyarız, "Torun sevgisi bambaşkadır. Evlat da çok sevilir ama, torunların yeri bambaşkadır." diye.. Aynı şekilde torunlar da, anneanne, babaanne ve dedelerine karşı aynı duyguları besler. Yani, çocuğa verilen sevgi ne kadar çoksa, ne kadar artıyorsa, çocuk da aynı şekilde karşılık veriyor. O kişileri daha çok seviyor.
Canımın içi Zeugmam, sen de çocukluğundan itibaren "sevgi ortamı"nda büyüdüğün için, etrafına sevgi saçıyorsun. İnsanlar zaman zaman üzüntü de, sevinç de yaşarlar. Bu tür duygular da bizler için gerekli duygulardır.
Bu duyguları yaşayan insanlar eğer, sevgi ortamında iseler, sevinçlerini etrafındakilerle paylaşıp, sevincine ortak eder, üzüntülerini de sevdikleriyle paylaşır ki, sevdiklerinin tesellileri ile acı ve üzüntüsü azalır.
Sevgiden mahrum yetişen ve sevgi ortamını bilmeyen kişiler ise, sevinçlerini sadece kendilerine sakladıkları için, bencilleşirler. Acı ve üzüntülerini de paylaşamazlar ve bunun sonucunda da, büyük bunalımlara düşme ihtimali mevcut olur.
İşte, adına sevgi denen ve Allah'ın kendinden bize aktardığı bu duyguyu, herkese kıskanmadan verebilmeliyiz, paylaşmalıyız. Paylaştığımız oranda da mutlu olabiliriz.
Canımın içi, o akıttığın gözyaşları, seni ferahlattığı gibi, anneanneni de ferahlattı. O bunları görüp, o da gözyaşı döktü. İnan buna..
Ama, anneannen ve sen bu dünyada birbirinize vermek istediklerinizin tümünü vermişsiniz. O nedenle, anneannenin de bu bayramı huzur içinde geçirdiğine inanıyorum. Senin onu hatırlayıp, özlemle gözyaşı döktüğün için..
Anneannen ve kaybettiğin tüm sevdiklerin huzur içinde yatsınlar..
Islak yanaklarından doyasıya öperim, canımın içi Zeugmacığım..
Sevgilerimi gönderiyorum..
en güzel yeride sonuydu..ah böyle aşklar kaldımı hala..Sanmıyorum..
YanıtlaSilçok ama çok güzeldi zeugma..
bayramda ziyaret edemedim blogunu yoğundum..Kabul edrsen geçmiş bayramın mübarek olsun(:
Özlediğim, böyle biri hiç olmadı biliyor musun? Hiç... Ve hayatımda sanırım bunun eksikliğini hep çektim... Çekiyorum...
YanıtlaSilBen romanlarda, filmlerde olur böyle "büyükler" galiba diye ikna olmuştum...
Canımın içi Arzum;
YanıtlaSilSana kısaca ne diyeceğim biliyor musun?
Süpersin...
Bu bu duygusal konu bu kadar mı irdelenenir, bu kadar mı doğru sonuçlara ulaşılır, bu kadar mı moral verilir, bu kadar mı teselli edilir?
Teşekkür edip sana sonsuz sevgilerimi göndermekten başka yapacak bir şey bulamıyorum.
Blogumun 2 psikoloğu oldu şimdi. Duygu ve sen.
Seni de Yar.Doç ilan ediyorum kendi adıma. Ciddiyim valla :)
Yanaklarım ıslak değil şu an. Ama itiraf edeyim 2 gün ıslaktı. Bu yazı çok tetikliyordu..
Canım tekrar teşekkür ederim bunca zahmetin ve değerli sözlerin için.
Bende seni sevgiyle öpüyorum..
Sevgili Mixx;
YanıtlaSilSonu beni ağlatan satırlardı işte.
Vardır böyle ilahi sevgiler,olmaz mı hiç?
Beğenin için teşekkür ederim.
Bayramda ben de yoğundum.''Kabul edersen'' ne demek? Senin de günlerin bayram sevinci içinde geçsin dilerim..
Doğan Ömür;
YanıtlaSilDoğru söylemişsin gerçekten.
Böyle bir sevgiyi yaşayamamak eksikliktir bence de.
Örneğin sadece babaannemi görememiş olmak bile eksiklik benim için. Belki müstakbel eşinin büyüklerinde tadarsın bu duyguyu. Çünkü en az onun kadar sana da sevgilerini vereceklerdir.
Üç dört gün önce buralarda fırtına vardı. Hava nasıl gri ve rüzgar herşeyi söküp savurmak istercesine esiyor. Fırtına cetvelinde Ülker Fırtınası diyordu. Bahçeye çıkıp oturdum. Son yapraklarda ordan oraya kopup giderken Arif Amca "Yaprak Dökümü Fırtınası" dedi. Kafamı kaldırıp baktım bende yukarılara. Yitip gidenler geldi aklıma. Bayramları hiç sevmedimki, dışarıya çıkmam saklanırım hep. Ananeli dedeli, halalı, teyzeli büyük bayram yemeklerini özlerim hep. En çok da ananemle babanemin gidişleri gelir aklıma. Bende aynı tarifindeki gibi bahçeli, bahçesinde sardunyalar, hanımelleri, begonyalar dolu ahşap bir evde büyüdüm. Bir pamuk parçasının içinde kedi yavrusu kadar beni ananemin eline vermişler yaşamaz denilerek. Benim içinde anlamı büyüktür.
YanıtlaSilKızlar kızlarla hep iyi vakitler geçirirler diye düşünmüşümdür hep. Ananemle annem çok konuşur şakalaşır ve katılana kadar gülerlerdi. En sonunda da ananem iç çamaşırı değiştirmeye giderdi. Hep sevdim ben, onların sohbetlerini. Boşnakçayı o sohbetlerde öğrendim. Saraybosnayı bildim. 13 harbi göçündeki zor günleri ve karneyle alınan kömürü, şekeri, yağı. Nufus kağıtları bende arkalarında damgalar var. Şeker, kömür istikakı verildi diye. Bir de sevginin ne olduğunu, kızların nasıl sevilmesi gerektiğini. Ananem gittiğinde ben yalnız kalmıştım ama annem hem öksüz hem de yetim kalmıştı. Sen yine özle yine yaz onun için. O bilir o sana dokunur her zaman.
Sevgiyle ..
Unutmuşum, bir de NUR içinde istirahat etsin o ağacın altında sonsuzaa kadar.
YanıtlaSilSevgiyle..
İlk aklıma gelen; koca bir hüznü paylaşmış güzel öğretmenime benden de bir demet gözyaşı!
YanıtlaSil..tonton teyzeler, nur yüzlü amcalar bizi terk ettiler...işte! Hiç birine gitme diyemedik...Oysa onlar bizlere varlıklarında hep "gel" demişlerdi!
Sevgiler...Bu güzel dile getirişin için yine...
Ben de çok özlüyorum ananemi...
YanıtlaSilama ben nedense hiç ağlayamadım hem de hiç...
ölümünü başlangıçta benden sakladıkları için belki...
ne farkeder...
çok özlüyorum onu çooookkk....
Nur içinde yatsın ananen...
Seninle gurur duyuyordur, kalbi hala seninle atıyordur eminim...
kaybettiğimiz insanlar olmadan geçen bayramlar,
YanıtlaSilonlar içinde tatlandırmaya çalışıyorum günlerimi..
ama olmuyor..
hep birşeyler eksik kalıyor..
çok eksik..
sevgiler..
Nur icinde yatsin anneannen, mekani cennet olsun.
YanıtlaSilÜzülsende, aglasanda sen yine yaz olur mu?
Öpüyorum
Anneannemle dolu hatıralarıma doğru yol aldım gözlerimde yaşla."Hatıralar Hayal Oldu". Nur içinde yatsınlar!
YanıtlaSilSevgili Ali Bey;
YanıtlaSilBayramda sizinle aynı duyguları yaşamışız o zaman. Havanın kararması, fırtınaya dönüşecek kararmış hali, bayramla birlikte çok daha ağır basan yitirdiklerimizin hüznü birleşmiş.
Bahçeli ahşap evde anneanne elinde büyümeye kadar aynı.
Ben evdekilere ne zaman gücensem kendimi onun evinde bulurdum. Ve tekrar eve dönmeyi hiç istemezdim. Hiç bir şey bulamazsam saçlarını tarar, örerdim. Çocuk gibi oynar dururduk ikimiz.Benden çok onun hoşuna giderdi.
Bak yaz dediniz yine döktürmeye başladım. Azıcık daha yazarsam ağlarım ama..
Çok ama çok özlüyorum onu.....
Çok teşekkür ederim güzel paylaşımınız ve onun için dileklerinize..
Sevgiyle..
Sevgili Palyözi;
Evet canım, öyle oldu. Aklıma sürekli gelir ve arada ağlarım. Bu kez buraya yazacağım tuttu, bayram yüzünden.
Benden de sana sevgiler ve teşekkürler...
Tibet'in annesi;
Özlemez olur musun hiç?
Ağlayamama nedenin ölümünü senden sakladıkları için değildir.İçine akıyordur gözyaşların, ne farkeder ..
Ben de çok fazla özlüyorum onu gerçekten. Anlatılamaz....
Sevgili khaos;
YanıtlaSilSenin de aynı hüzünle geçiyor demek ki bayramların ..
Ne yapsan olmuyor gerçekten, haklısın khaos.
Dediğin gibi.. Anlatılamayacak kadar eksik..
Sevgiler..
Sevgili Belginim;
Çok teşekkür ederim.
Üzüldüm ve ağladım bunu yazarken.Blogdaki en hüzünlü yazım oldu. Hatta başkaları da ağlar mı diye yoruma kapatmıştım.
Ben yine yazarım, duramam. Merak etme canım..
Sevgilerimle..
Sevgili çoban yıldızı;
Öncelikle hoşgeldiniz.
Bloguma ilk ziyaretinizde sizi ağlatmış olmam beni üzdü gerçekten.
Anneannenizle benzer anıları paylaşmış olduğunuzu anladım.
Hatıralarda kaldılar, evet :(
Nur içinde yatsınlar!
Sevgilerimle..
Canım zeuğma, uzun zamandır bloğları takip edemiyorum. Bana yazdığın yorum üzerine geldim sayfana. Sana özel bir cevap vermek için. Ama bu öyküyle karşılaştım. Ve ne yazacağımı unuttum. Bu yazın ilk başta bana bir öykü bir alıntı gibi geldi. Ama sonlara doğru senin kalemin olduğunu anladım. Bence bu ödüle layık bir öykü ve sen çok iyi bir yazarsın. Kendi durumuma gelince. Yazar olmaya çalışıyprum. ve gördüğüm herşeyden bir yazı çıkarmaya çalışıyorum. Dinlediğim bir şatkı sözü, bir film sahnesi, Ne kadarsın? adlı yazım ise Gökhan Türkmen Büyük adam klibi var bilmem izledinmi? Klipte kadın sevgilisine, ''Seni okadar çok sevmiyormuşum'' diyor ve adam bağırarak ''Ne kadar sevmiyomuşsun ? ha söyle nekadarrrr?'' diye bağırıyor.. Geçenlere bu söz aklıma geldi. ''Ne kadar'' ve hemen akabinde Ne kadarsın ne kadarız diye bir soru takıldı. Ve işte bu yazı çıktı ortaya. Bize bu şiirleri yazdıran,öyküeri yazdıran birileri mutlaka var. allah onları başımızdan eksik etmesin değilmi. Onlar olmasa yazamayız. ve hep eksk kalırız. seni kocaman öpüyorum Ellerine sağlık birtanem Allah tan Anneannene rahmet diliyorum. sanada sağlıklı uzun ömürler diliyorum. hoşça ve sevgiyle kal.
YanıtlaSilCanım kelebeğim, hoşgeldin..
YanıtlaSilNazik ziyaretini zarif sözlerle süslemişsin. Çok teşekkür ediyorum sana..
Ben de zaman zaman çok yoğun oluyor ve bloglarla ilgilenemiyorum. Bugün bloguna geldim ve yazılarının da şiirlerinin de gitgide daha güzelleştiğini gördüm, evet.. Hayranlıkla okudum.. Bence sen de şiirlerin için ayrı bir blog açmalısın.
Yazmayı seven ya da yazarak rahatlayan biri için senin dediğin gibi gerçekten.
Bazen dinlediğin bir şarkı, okuduğun bir roman, senin bahsettiğin şekilde bir klip ya da gördüğümüz bir fotoğraf bizde derin duygular uyandırabiliyor. Bilerek ve isteyerek melankolik bir hava yakalanabiliyor ve yazıyor insan...
Güzel ve anlamlı dileklerin için teşekkür ediyor, ben de seni kocaman öpüyorum:)
Sevgiyle...
Tesadüfen blogları gezerken senin sitenle karşılaştım ve yazılarını okudukça sürüklendim bırakamadım okumaya devam ettim bu yazını okudum şimdi, çok duygulandım aklıma benim rahmetli anneannem geldi ve bana anlattıkları hikayeler..allah rahmet eylesin nur içinde yatsınlar.yazıların çok güzel bazı yazılarda kendimi buluyorum benim düşündüğüm benim yazmak istediğim cümleler buluyorum ara sıra ve aslında bu yüzden belki de okurken sürükleniyorum..
YanıtlaSilAylinciğim hoşgeldin..
YanıtlaSilŞimdi farkettim bu yorumunu.Kusura bakma lütfen. Yazı eski tarihli olunca kalmış, görmemişim.
Değerli sözlerin, özellikle de
yazılarımda kendini görmen ve sürüklenmen beni çok mutlu etti canım.
Ama bu hüzünlü yazının altında buluştuk değil mi :((
Nur içinde yatsınlar ve mekanları cennet olsun!
Sevgilerimle..