22/02/2010

Badem Ağacından Mesaj

Daha düne kadar incecik ve yıpranmış dalları birbirine girmiş, renksiz, kupkuru bir ağaçtı.

Uzunca bir zaman hiçbir yaşam belirtisi göstermeksizin içine kapanmış, inanılmaz bir görünmezliğe bürünmüştü.

Kelimenin tam manasıyla kabuğuna çekilmiş, varlığını, neler yaşadığını, içinde yaşattıklarını kimseler görmesin, bilmesin istemişti.

İçindeki umudu hiç yitirmeden!

Doğa ananın yıkıcı gücünü uygularken incinip zarar görmemesi için şefkat ve özenle koruyup sakladığı evlatlarından biriydi o. Bu haliyle güvencedeydi. Biliyordu ki yüreğini sınırsız güzelliklere, yepyeni coşku ve sevgilere hazırlamak için gerekli bir durum ve süreçti bu...

Ve bir direnişti binyıllar boyunca yinelenen...
Az kalmıştı! Yeniden doğacaktı!

İçinde hazırladığı tomurcukların rengarenk çiçeklere dönüşmesine çok az kalmıştı. İşte o an ayağa kalkıp tüm evrene; ''Hey, ben buradayım! Yaşıyorum!! '' diye haykırmayı bekliyordu sabırsızlıkla...

İhtiyacı olan tek şey; içini ısıtacak, ruhunu aydınlatacak bir sıcaklık, yüreğinin tam ortasına doğup varlığını sürekli kılacak bir güneşti. Bahar yağmurlarıyla can bulup, toprağın o eşsiz kokusunu içine çekecekti ardından. Beklediği güneşin eşliğinde gelecek sıcaklık ve aydınlıkla, gören gözlere, kendine pay çıkarıp ders alması gerekenlere sunulacak bir şölen vardı...

Hayatın yaşanısı ve defalarca yeniden doğmak olduğunu gösterecekti...

Yepyeni umutlar içinde yüreklerde coşku ve sevginin canlanması, yaşamı yeniden keşfetmek adına verilen ilâhi bir ''mesaj'' la başlayacak eşsiz bir seremoniydi bu...

Özlemle beklediği o sıcaklıkla iliklerine kadar ısındı ve hızla tomurcuğa dönüştü...

Mucizevi ''Yeniden Doğuş'' başlamıştı...


* * * *

Badem ağaçları dört bir yanda çiçekler açmaya başladı. Ne dersiniz, biz de onlara eşlik edip baharla birlikte yeniden keşfedeceğimiz dünyayı ve insanları sevgiye boyayalım mı?

Bahar, doğanın varlığını inkar edemeyip önünde saygıyla eğildiğimiz muhteşem bir döngü olayıdır ve ilk habercisi çiçek açmış bir badem ağacıdır. Kimi zaman yalancı güneşlere aldanıp vakitsiz çiçekler açarak bu döngünün doğrusallığını şaşırtsa bile.

Julia'nın; Aziz Valentine hikayesinde sevgilisinin mezarı başına diktiği pembe çiçekler açan badem ağacının o günden beri ''Sevgi ve Dostluk Sembolü'' olarak kabul edildiğini biliyor muydunuz?

İçinizdeki baharlar ve sevgiler hiç bitmesin!