21/07/2010

Boşuna

Aynı rengin tonlarında masalsı ve buğulu bir belirsizlikle birleşmişken gökyüzüyle deniz...
Birbirine karışmışken...

Hiç kıpırdamadan sürmekte olan rutin düzen mucizevi bir değişimle gün batımını yaşıyor.

İşte yine her şey gözle görülür bir hareketlenmeyle hız kazandı.

Kıpkızıl görkemiyle vedaya hazırlanan güneş büyüyor, büyüyor...
Denize akseden göz alıcı pırıltılar birer birer yok oluyor...
Şimdi akşamın doyumsuz renkleri sıraya girecek art arda...
Gri, gülkurusu, bordo... Hemen ardından çıkıp gelecek o kopkoyu, lacivert karanlık...

İncecik sandalların ve uzaktan geçen ürkek şileplerin siluetleri arasından son martı da çığlık çığlığa yok olacak.
Ve o meçhul yalnızlık saracak her yanı...

Ay devralsa da nöbeti ve karanlığın kollarındaki deniz yakamozlarla donanıp yeniden ışıldasa bile...

Boşuna!

Peş peşe dalgalar var daha,
Gecenin sızlayan kanadından
Kopup gelecek...
Üstüne üstlük;
Türkü Bar'lardan yükselecek
Ezgiler var bir de,
Yüreğini delecek...