29/09/2011

Ankara'dan Enstantaneler

Bu yıl leyleği havada gördüğüm kesin.
Hafta sonu Ankara'daydık. Başkentimiz, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) ve okulların yeni açılmış olması nedeniyle iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı.
Tüm tahmin raporları yağışlı göstermesine rağmen, hava güzel bir sürpriz yaptı ve tek damla yağmur görmeden gezebildiğimiz kadar gezme fırsatı verdi bize. Öyle ki tabanlarımın ağrısı hâlâ geçmedi.

Haydi, birlikte gezelim...


Anıtkabir ziyaretçi akınına uğramıştı. Atamız'ın mozalesi önünde saygı duruşunda bulunmak için inanılmaz bir kuyruk oluşmuştu.


Bilkent ve kampüsteki sonbahar bir başka güzeldi.


Metrolarda kaç yıl öncesinden bildiğimiz o afişler halen orada: ''BURAYA BAKARLAR''...
Bu afişlerin ne demek istediğini, neyin reklamını yaptığını çözebilen var mı?


Üç vatandaşımızın hayatını yitirdiği Kumrular Sokak'taki korkunç patlamadan sonra özellikle Kızılay'da yoğun güvenlik önlemleri alınmıştı.



Yaklaşık üç ay önce fotoğrafladığım ve bloga post yaptığım, Kızılay'ın göbeğindeki kaldırımlara kondurulan dev seğmen kedilerden eser yoktu. Hoş bir sürpriz oldu benim için.

Tunalı Hilmi Caddesi'nin eski özelliği kalmamış gibiydi. Diğer caddelerden hiçbir farkı yoktu.

Tiyatro aşığı biri olarak bu bölgeye yakın bir noktada oturmayı ne kadar çok isterdim.
Tabii ki Sırça Kümes'in tüm biletleri günler öncesinden satılmıştı.

İşte öğrenciliğimizde hafta sonları uğramadan, kokusunu içimize çekmeden dönmediğimiz,
benim için eski bir dost kadar değerli Dost Kitabevi...

Kuğulu Park'ı görmeyeli neredeyse on yıl olmuş. Ağaçlar büyümüş, kuğular, ördekler, güvercin ve serçeler sanki oradan hiç ayrılmamışlar...


Celal Bayar Köşkü. Çok garip. Onca yıl defalarca geçtiğim bu yolda, bu köşkü ilk kez farkettim.


Atamızın kuruculuğunu yaptığı, olmazsa olmazımız Türk Dil Kurumumuz...


Yüksel Caddesi'nin girişi. Her zamanki kalabalık ikiye katlanmış vaziyette (Fotoğraf çekebilmek için biraz açılmasını beklediğim hali).


Olgunlar Sokak'taki kitapçılar ne ders, ne test kitabı ne de roman yetiştirebiliyor. Elif Şafak'ın ''İskender''i çoktan tezgâhlara düşmüş. Orhan Pamuk'un son romanı da. Tabii ki korsanları.


Bu genç kadın bu afişleri ne yapacaktı bilmiyorum; ama afişte yazan gerçeği o an orada öğrendim.


Ünlü Ankamall'e uğramadan olmazdı. İçerideki mağazalarda çok cazip indirimler vardı. Hiç hesapta yokken ayakkabıdan kabana epey bir alışveriş yapıldı. En üst kattaki bistrolardan birinde yediğimiz bu iskenderin tadına ise diyecek yoktu ve sanki kadraja almasam ayıp olacaktı :)

İyi bir hafta sonu diliyorum şimdiden hepinize...
Sevgilerimle...

* * *
Not: Anıtkabir'deki sevgi selini ne yazık ki görüntüleyemedim (Fotoğraf makinamın pil şarjı bitti).
O nedenle ilk fotoğraf iki yıl öncesine ait.