14/04/2013

Türk Mutfağı - Hayrettin Karaca

Öyle bir döneme girdik ki, yaşananlar akıl tutulması.
Gün geçmiyor ki ağzımız açık kalacak kadar şaşılası, hatta kusulası bir olayla karşılaşmayalım.
Bunları tek tek sıralamaya kalkmayacağım. Bahsettiklerimin neler olduğunu zaten sizler de üç aşağı beş yukarı biliyorsunuz.
Bugün yine sinir katsayımı tavan yaptıran bir yazı okuyarak başladım güne. Köşe yazarı kadın, bir yemek tarifi vermiş. Vermiş ama daha yazıya girişte saygıdan ve hassasiyetten, dolayısıyla ''Türk Mutfağı'' dememekten, doğrusunun ''Türkiye Mutfağı'' olduğundan söz etmiş. Görüyorsunuz ki söylerken bile komik. Neyin peşindesiniz?
Pes artık ya! Gerçekten pes!

Benim bildiğim; insan bir argüman ortaya atıyorsa, bunu desteklemek ya da inandırıcı olmak adına konuya dair birkaç örnek sıralar ve değiştirgenini güçlendirir. Bunu yapmak zorundadır.

Yok ama, yok ki... Neyle güçlendirecek?
Sorarım size; Fransız Mutfağı mıdır, yoksa Fransa Mutfağı mı? Türk kahvesi midir, Türkiye kahvesi mi?
Türk Marşı vardır Mozart'ın bestelediği. Ona da ''Türkiye Marşı'' diyelim mi? Oldu mu şimdi, uydu mu?
İsterseniz tarihi de değiştirelim. Geçmişimizi, her şeyi zavallı beyinlerinizin arzu ettiği şekilde yeniden yazalım. Mümkünse en komiğinden olsun ama; iktidar yalakalığı arşa çıksın, olur mu? Bu mudur?
Belki o zaman ''saygılı ve hassas'' birer ''Türkiye Vatandaşı'' oluruz size göre, kim bilir...

* * *

Hayrettin Karaca'yı bilirsiniz. ''Toprak Dede'' olarak da adı geçer.
Huysuz bir ihtiyarmış gibi dursa da dünya tatlısıdır. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir insandır.
Tema Vakfı ve ülkemiz adına neler yaptığından, aldığı ödüllerden, 90 yaşını geride bırakmasına rağmen hâlâ azimle nasıl koşturduğundan bahsetmeyeceğim şu an.
Bahsedeceğim yanı, bilmeyenler için ve giyim tarzı ile ilgili bir aydınlatma.
Onu tanıyanlar üzerindeki kırmızı süveterini 20 yıldan fazla bir süredir çıkarmadığını da bilir, öyle değil mi?
Azıcık daha düşünülürse sadece ve sadece kırmızı ve beyaz giydiği gözler önüne gelir (Bunu test etmek üzere Google'a adını yazınca gelen ''hayrettin karaca ile ilgili görseller''i tıklayabilirsiniz).
Evet, Hayrettin Karaca on yıllardır, yaz ve kış, renk olarak yalnızca kırmızı-beyaz tercih ediyor.
Bunun nedeni ne, biliyor musunuz?
''Bayrağımın renklerini taşıyorum,'' şeklinde açıklamıştı bir beyanında.
Severim seni ben...
O mübarek ellerinden, vatan aşkıyla dolu asırlık, kocaman yüreğinden sevgiyle, saygıyla öperim...



21 yorum:

  1. Elinize, kolunuza sağlık. Çok güzel yazmışsınız. Güzel vatanım için hep güzellikler diliyorum....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim..
      Güzel vatanımız hiç hak etmediği şeyler yaşıyor bu ara.
      Dayanılmayacak kadar acayip şeyler.
      İnşallah bu bu bir dönemdir ve en kısa zamanda son bulur yaşananlar...

      Sil
  2. Böyle bir yazı yazdığın için kutluyorum seni. T.C'i ileri düzeyde tehdit altındadır. Hala oyunu boşa verecek insanlarımız var. Biz bu vatanda dünyaya geldik, burası Türkiye ve biz Türk'üz. Bununla da gurur duyuyoruz.

    Lütfen topraklarımıza sahip çıkalım. Hayrettin Karaca'nın arıların Dünya geleceğindeki yeriyle ilgili TEMA altında bir seminerine katılmıştım. Çağdaş, duyarlı ve kültürlü bir beyefendi. Gençlerin örnek alması gereken bilgi ve donanıma sahip. Ben de kendisini çok beğeniyorum. Allah sağlıklı ömürler versin.

    Ülkemize ve değerlerimize sahp çıkalım deyip noktamı koyuyorum.
    Sevgilerimle :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kullandığı oyu boş veren %20 gibi büyük bir oran vardı geçen dönem. Bu insanlar bu şekilde tepki koymakla belki de en sevmediği partiye katkıda bulunduğunu aklına bile getirmiyor pehito.
      Yorumundaki tüm tespitlere ve dileklere ben de katılıyorum.
      Teşekkürler, sevgiler...

      Sil
    2. Eğitim ve öğretim diyorum. Biz bu iki meseleyi çözmedikçe; Türkiye'de maalesef ters giden şeyler devam edecek ilerlemeye. Her şey bu ikisiyle ilgili.

      :)

      Sil
    3. Katılıyorum tabii. Eğitim ve öğretim olayımız zaten birtakım yetersizliklerden dolayı sorunlar yaşıyordu. Türkiye'de en kolay en çabuk, en sık el atılan müessesedir Milli Eğitim. Şimdi daha da beter oldu. Giyilen formalardan tut da, okutulan kitaplardaki satırlara, bayramların stadlarda kutlanmamasına kadar ne varsa ''mesele'' adıyla hepsi çözüldü.

      Sil
  3. Medya artık üç maymunluktan çıktı, beş maymunluğa döndü. Yanar döner dönekler ve destekleyici dönekler( bunun başka bir adı var onu herkes biliyor) son iki kategoriyi oluşturuyor. Ne olsa yarabbi şükür.
    Ülke elden gidiyor bunlar sözümona demokrasiyi konuşuyor. Farkındasınızdır sanırım demokrasi tek TÜRK'üm diyene işlemiyor.Vatanına sahip çıkana işlemiyor.Çok acı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. T.C Mine Levent

      Şu an diktatörlükle yönetiliyoruz. Türk'üm deyip yanına Atatürk'ü de eklersek zaten bu memleketten sürülme sebebimiz oluyor.

      Sevgiler :))

      Sil
    2. Mine Hanım, aynen öyle. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan böylesi yaşanmamıştı. Ulu Önderimiz'in ''Gençliğe Hitabesi'' aklımda sürekli. Geleceği, bugünleri nasıl da ''aynen'' görmüş sevgili Atamız:

      ''Bu olanaklar ve koşullar, hiç müsait olmayan bir durumda kendini gösterebilir. Bağımsızlık ve Cumhuriyetini yıkmak isteyecek düşmanlar, dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir galibiyet elde edebilirler. Zorla ve hile yapılarak kutsal vatanın, bütün temel devlet kurumları teslim alınmış (Siyasi hedef) , bütün temel ekonomik işletmeleri ele geçirilmiş (Ekonomik hedef) , bütün orduları terhis edilip dağıtılmış (Askeri hedef) ve yurdun her köşesi tamamen işgal edilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olmak üzere, ülkede, iktidara sahip olan hükümet ve devlet adamları gaflet ve sapkınlık ve hatta ihanet içinde olabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirerek düşmanla işbirliği yapabilirler.''

      Medya aynen dediğiniz gibi. Ülke adeta bölünmenin eşiğinde.ve herkes farkında... İnşallah kısa bir süre içinde tüm yaşananlar son bulacaktır. Tüm dileklerimiz bu yönde. Sadece dilek olarak kalması bir şey ifade etmiyor artık. El ele verilip bir şeyler yapılmasının zamanı geldi de geçiyor...

      Sil
  4. Yazına katılıyorum. Bu ülkede -maalesef- kıraldan çok kıralcılar var. Her zaman böyle oldu. Bir şeyin içini nasıl dolduracağımızı bilmediğimiz gibi bir de nasıl boşaltacağımız konusunda uzmanız!

    Kötü olana kötü derken istisna kaydı düşmeyi bilmiyor ya da beceremiyoruz. Gerçekten ezilmiş, itilmiş ve ötelenmiş insanlara iadeyi itibar edelim derken ne ezen, iten ve de öteleyen olmayan asli unsurumuzun ana gövdesi olan bir tarafı kırıyoruz.

    Ancak yorumları okuyunca da hayal kırıklığına uğruyorum. Bu ülke "tek bir" unsurdan meydana gelmedi. Bu güne kadar o şekilde hareket edildiyse de bu doğru değildi! Şimdi yapılanların doğru olmadığı gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erkan Bey, yukarıda da söylediğim gibi ülke hiç bu hale girmemişti.
      Tehlikeli ve kötü şeyler dönüyor. Hepimiz biliyoruz bunların ne olduğunu. Durum vahim! Bu esnada şirin görünmek isteyen ''inanılmazlar'' var! hangi taraftan olduğu belli olmayıp kim güçlüyse onun yalakası olma çabaları içindekiler. Tek dertleri şahsi çıkarları.. ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın,''dan çok öte bir durum onlarınki. Mevkileri, koltukları, konumları alınmasın ellerinden yeter ki. Ve o kadar çoğalmış durumdalar ki! Ülke elden gidiyor,kimin umurunda?

      Sil
  5. Genel olarak söylüyorum , öyle bir konuda geldik ki.
    Türküm diyen faşist , solcuyum diyen komünist oldu.
    griler tamamen yok oldu. yaşı geçtik çoktan başa oturduk bile
    geçmişler ola.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Türküm'' diyene faşist diyenler halt etmişler.
      Kadın geçmiş gazetenin başına Türk'ü Türkiye'yi birbirine karıştırmış,. Adını hassasiyet, duyarlılık koymuş!
      Yapacağı da ''Kürt Yemeği'' tarifi vermek. ''Kürt Yemeği''nin bizdeki karşılığı ''Türk Yemeği''dir, ''Türk Mutfağı''dır zaten. Doğrusu kullanılıyor yani. Neyi neden değiştirdiğini kendisi de bilmiyor.

      Beyninin kıvrımlarında yatan sadece ve sadece TÜRK dememek. Türkiye diyecek ki içinde yaşayan diğer milletlere mensup insanlar alınmasın.
      Ben şimdi Alman vatandaşlığına geçsem bile bana ''Alman'' derler mi? İşte o zaman ben ''Alman Vatandaşı'' olurum. Bunları hiç düşünmüyor..
      Sen kimsin de benim Türklüğüme, hassasiyetime, saygıma karışıyorsun o çalışmayan beyninle!!!

      Sil
  6. Yok artık ya , abartının bu kadarına pes.Olmadı bizi tarihe gömsünler.Nasıl bir hırs ve nefret varmış Türklere karşı anlayamıyorum...
    Yazık doğrusu , sinmiş ve sindirilmişiz , ne yazık ki hepsini de kabul ederiz ...
    eskiler hala o vatan aşkıyla yanıyor sorun 11 yıldır yeni eğitim sistemiyle yetişenlerde , haksız mıyım. Yumuşak yorum yazmak isterdim ve hatta denedim ama içimiz kanıyor Zeugmam .Milli bayramlarımızı yok edip orta Asyanın şamanizmden kalan nevruzunu halklara armağan ettiler.Her ikiside kutlansın ama tarih saptırılmasın..
    Ne yazık ki tarihinden ders almayan milletler yok olmaya mahkumdur :(
    yorumum için özür dilerim :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merak etme, kadına Twitter'dan aynı hiddetle yanıtını verdim.
      Sinmek ve sindirilmek konusunda çok haklısın. Onun nedenini de geçende bir gazetecinin tanımı çok güzel açıklıyor aslında:
      ''makarna, kömür dağıtıldığı için minnet hissiyle dolu toplum''
      Yumuşak yorum yazabilmek için hiçbir sebep kalmadı neredeyse. Sözlerinde çok haklısın İlknurcuğum. Ne özürü allah Aşkına?
      Ellerine yüreğine sağlık...

      Sil
  7. haklısın malesef bu noktadayız... yazık... ilk defa duydum hayrettin karacanın vatan sevgisine hayran kaldım... sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok şaşırmıştım ilk duyduğumda Aysuncuğum. Kendisi eşi benzeri olmayan bir vatansever gerçekten de..
      Aldığı sayısız doğa ve çevre ödülünün yanı sıra İsveç tarafından; dünyada 'Alternatif Nobel' olarak adlandırılan '2012 Right Livelihood'(Doğru Yaşam) Onur Ödülü'ne de lâyık görülmüştür.
      Sevgiler...

      Sil
  8. Hem de ne akıl tutulması sevgili Zeugmacığım. Tam silkelenmekteyiz!bu sarsıntılar umarım uyumakta olanları ayıltır umarım!.her şey o kadar ayan beyan ortada ki!tüm yaşadıklarımızın sistemli bir planın, projenin yaşama geçirilmesi olduğunun farkında olmalılar artık!.

    Hayrettin Karaca..Yaşayan bir çınarımız O!İnsanlık adına yaptıkları ne kadar önemli.Doğaya karşı, milletine ve Ata'sına, ülküsüne, bayrağına karşı duyduğu sorumluluk bilinci! sahiplenişi!.Verdiği mesajlar...(ve hiç hak etmediği davranışlara mazur bırakılışı!)

    Saygı duyuyorum Yaprak dedemiz gibi; cesur, yürekli, aidiyet duygusunu ve vatan aşkını her şeyin üzerinde duyan böylesine istisna insanlarımıza...Örnek almalı herkes!..

    Sevgilerimle Zeugmacığım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tıpkı dediğin gibi; her şey ayan beyan ortada. sinsi sinsi işleyen planlar artık elle tutulup gözle görülür hale geldi sevgili Esinciğim. ''Nasıl olsa öyle kayda değer bir tepki yok, kimsenin umurunda değil. son gaz devam!'' diye düşünüyor olmalılar. Umarım kısa bir süre içinde ters tepecek tüm yaşattıkları!
      Hayrettin Karaca muhteşem bir insan. Onun için ne dense yetersiz kalacak. Herkes bir nebze olsun örnek almalı bence de!

      Sevgiler benden Esinciğim...

      Sil
  9. geçen gün tam anlamıyla traji komik durumumuzu anlatan bir karikatür facebookta. herkes ben arnavutum, ben çerkezim, ben kürdüm diyor bizimki ben Türküm dediğinde ırkçılıkla suçlayıp, dövüyorlar...

    öyle bir noktaya geldik ki artık bugüne kadar yapılanlara, diretenlere gerekli yükseklikte sesimizi çıkarmadığımız için, zararın neresinden dönsek kardır dese bile kalan %50 açılan yaraların iyileşmesi için sanırım 2-3 nesil geçmesi gerekecek... (iyi niyetli mi konuştum dersin?)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten mi? O dereceye geldi mi bu iş?
      Buyursunlar, açılımdı, süreçti, şuydu, buydu derken al sana bölünme kıpırtıları! Verilen bir yemek tarifinin başına bile ''Türk Yemeği demeyeceğiz'' diye girizgah yapılırsa, alsınlar şimdi bacaklarını bilmem nerelerine... Tövbe tövbe...
      İyi niyetli konuştun bence Sibelcim. Yara halen açık ve kanıyor çünkü.
      (Ya sen? Çok mu kötü niyetli konuştum dersin? )

      Sil