28/12/2014

Serkan ve Ekmek Teknesi

Daha önce buradaki yazıda bahsetmiştim. Yoksulluk yüzünden pek çok insan çöp topluyor. Ve bu işi zorluklar içinde yürütüyorlar. Yapılan bir araştırma çöplerden atık toplayanlarda utanma duygusunun sürekli var olduğunu ortaya koysa da bazıları olayın psikolojik sınırlarını tamamen aşmış.

İçlerinde sürekli kulaklık takan, dinlediği müzik eşliğinde dünyanın en keyifli işini yapıyormuşcasına rahat ve hatta mutlu bir görüntü çizerek çalışanlar var. Kim bilir, belki de atık olayındaki geri dönüşüme büyük katkı sağladıkları ve dünyanın ömrünü uzattıkları gerçeğinin yansımasıdır o gördüğümüz.
Her şeye rağmen çevre kirliliğini azaltmadaki rollerinin bilincinde olmaları yüzündendir yüzlerindeki mutluluğun izdüşümü…
Keşke bu kadar ilkel şartlarda ve sağlıksız biçimde yürütmeselerdi bu işi. Keşke onları gördüğümüzde biz de mutlu olabilseydik...
Oysa bu mümkün değil!

Birkaç dakika önce geçtiğim sokaktaki konteynerin başındaydı. İçerideki çöpleri seri hareketlerle karıştırıyor, dikkat edildiğinde plastik şişeleri ve kağıtları ayrıştırdığı gözlemleniyordu.
İki dakikaya kalmadan bir sonraki sokakta yine karşılaştık. Önüne bir binek hayvanı gibi koşulduğu boyunu aşmış kocaman arabasıyla birlikte yolun tam ortasından şimşek gibi ilerliyordu. Adımlarımı hızlandırmama rağmen beni çoktan geçmişti. Hemen köşedeki konteynera yöneldi. Tam içine eğildiği esnada arabasının görüntüsünü almak istedim.
Ancak ''Click!'' sesiyle birlikte o an dönüp baktığını hissettim ve hemen çektiğim kareyi inceledim. Aynen görünüyordu!

-Abla resmimi mi çektin?
-Ben arabanı görüntülemek istemiştim; ama dönüp bakmışsın. Hemen sileyim.
-Hayır abla, ne silmesi. Hatta sana arabamın yanında poz vereyim. Çeker misin?
-Peki o zaman, çekeyim. İsmin neydi?
-Serkan...
-Serkan, çok zor bir iş yaptığının farkındasın değil mi? Bu işi ömür boyu yapmayı düşünmüyorsun herhalde?
-Yazın köyde rençberlik yaparım ben, kışın böyle be abla.
-Nereye kadar böyle Serkan? Yaşıtların okuldan çıkmış eve gidiyor. Bu soğukta bu işi yapmak seni üzmüyor mu?
-Alıştık be ablam!
-Oysa azıcık dişini sıkarak hayatını kurtarmak senin elinde. Hadi şimdi bana söz ver. Okuluna kaldığın yerden devam et. Olmuyorsa dışarıdan bitirmelere başvur. Anlaştık mı?
-Haklısın abla. Bunu düşüneceğim. Hiç aklımdan çıkarmadan…
Umarım düşünürsün Serkan. Umarım sil baştan sorgularsın hayatını, çalışma şartlarını ve geleceğini. Ve yol yakınken kurtarırsın kendini…