28/01/2015

Başkent Öğretmenevi - Ankara Panoraması

''Başkent Öğretmenevi'' denince aklıma ilk gelen; Ankara’ya ait en güzel ve de en kapsamlı panoramanın seyredilebileceği birkaç yüksek yapıdan biri olduğudur.

Çatısındaki kafeye çıkıldığında Başkentimizin tamamına yakınını net bir şekilde seyretme imkânı sunan binanın sergilediği bu özellikte zannedildiği kadar çok katlı olmasının değil, Ankara’nın en yüksek tepelerinden birine inşa edilmesinin etkisi büyüktür.

Bahçelievler Metrosu’nun önüne geldiğinizde başınızı yukarıya kaldırın ve onunla göz göze gelin. Dik bir yokuşun tepesindeki görkemli duruşuyla sizi adeta selamlıyor gibidir.
Görkemli olan sadece duruşu değil elbette. Sunduğu eşsiz Ankara panoraması da öyle.
Çünkü artık önünüze serilen görüntü bir kent değil, adeta bir ülkeymiş intibası bırakacak kadar büyük ve şaşırtıcı gerçekten...

Evet, Ankara’nın inanılmayacak kadar büyüdüğünü ve dağ-taş her yanının hiç boşluk kalmamış biçimde bina ile doldurulup betonlaşmış olduğunu buradan net bir şekilde izleyebilirsiniz. Estetik bir siluete sahip olamayışının üzüntüsü eşliğinde tabii.

Neyse, bu can sıkıcı konuyu burada keseyim ve Başkent Öğretmenevi deyince aklıma ikinci gelene geçeyim şimdi.
Bu bir hayal.
Tartışmasız, gönül vermiş her kim varsa gitgide tutku haline girmesi kaçınılmaz olan fotoğraf çekme hobisi ile ilgili bir hayal. Bahsettiğim panoramanın içinde Anıtkabir var ve hemen sol tarafında, adeta onunla iç içeymiş, bitişikmiş intibası veren Kocatepe Camii görünüyor. İşte ben bu inanılmaz görüntünün profesyonel yollarla ve olabildiğince net biçimde gece çekimini yapmak istiyorum. Bunu gerçekten çok istiyorum. Ama şimdilik mümkün değil. Umarım bir gün bu hayalim gerçeğe dönüşecek ve o mucizevi kareyi burada yayınlayacağım.

Ve bir de...
Fotoğrafları inceleyenler hemen fark etmiştir. Başkent Öğretmenevi’nin panoramasına bu yıl girmiş olan sürpriz: Aksaray

Her yıl olduğu gibi Anıtkabir’in görüntüsünü incelemeye almış, fotoğraf makinamla mümkün olduğunca net görüntü alma çalışmaları yaparken bir de baktım ki arka tarafıma düşen pencerelerden olduğu gibi Aksaray görünüyor!


15 yorum:

  1. Ankara'da manzara izlemek bana acı veriyor, çok üzülüyorum seyrederken. O nedenle manzaralı ev gibi bir hayalim hiç yok bu şehirde, neyin manzarası Allah aşkına? Öğretmenevi'nin çevresi boş neyseki, ferah bir oturma alanı sağlıyor. Ama arkanı dönmen kaydıyla :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Ankara'da manzara izlemek bana acı veriyor.'' Duygularıma aynen tercüman olmuşsun. Ben de çok üzülüyorum. O nedenle Anıtkabir'e yoğunlaşıyorum belki de kim bilir. Umarım onun çevresindeki yeşil alana el atılmaz.
      Öğretmenevinin çevresi boş sayılır, o nedenle çok sevdiğim bir mekândır. Arkam dönük oturmuştum zaten Banucum. Döndüğüm zaman şok oldum! Şaka gibiydi!

      Sil
  2. Mimarlar Odası'nın ve Şehir ve Bölge Planlamacılarının çok az söz sahibi olduğu bir ülkede kentlerin bozulan görüntüsünü kimler, nasıl düzeltebilir? Yeşili tükettik, betonu çoğalttık. Yıllar sonra yeni kuşaklar estetik anlayışımızı sorguladığında eski fotoğraflar ne kadar tanıklık edebilecek? Nefes alamayan kentlerin soluk almasına kimler yardım edebilecek...?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel özetlemişsiniz. Düzeltilebileceğini ben de sanmıyorum. İş işten geçmiş artık. Evet, yalnızca yeşili tüketip betonu çoğaltmakla kalmadık. Ortaya çıkan görüntünün estetikle de ilgisi yok. Kötü bir ressamın elinden çıkan, düzensiz, orantısız, şekli şemali olmayan, berbat bir tablo adeta...

      Sil
  3. Artık sadece İstanbul'da değil bu betonlaşma sorunu, ülkemizin her yerinde...çok üzücü.. Nefes alacak alan kalmadı...Elbette böyle olunca mutsuz olunur..Hastalıklar da artar, sevgisizlikler de...Ayaklarımız toprağa değmiyor, yeşilin içinde temiz havayı solumuyor!.. bu kadar sıkışıklıkta, güneş dahi görmeyen evler var artık!..Çok kısa süre önce Çamlıca'daydık..ve İstanbul'un görüntüsü inanılmaz ürperticiydi..Güzelim coğrafyayı insan eliyle yaşanılmaz hale getirmektir bu!.. Sanat, estetik yok!.akıllar hep rant peşinde...yazık elimizden bir şey gelmiyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. Evet, sınırlı sayıda birkaç kent dışında betonlaşma sorunu hızla sürüyor. Çarpık kentleşme diye buna diyorlar herhalde. İstanbul'da gecekondulaşmaya dur diyememek başlangıç noktası olmuş. Birilerinin rant sevdası yüzünden en doğal hakkımız olan nefes alma özgürlüğümüz elimizden alınıyor resmen. Şekilsiz şemalsiz, yeşilden yoksun, oksijeni tüketilmiş, bozuk coğrafyalara mahkum biçimde...

      Sil
  4. Doğma büyüme gerçek bir Ankaralı olarak istanbulun keşmekeşliğinden, çarpık dişler misali hayal kırıklığı yaratan yerleşiminden binlerce kat çok daha iyi olduğunu söylemem gerekir..istanbulun insanlığı ile Ankaranın insanlığı arasında ise kıyas götüremeyecek farklar vardır..estetiği eskidende yoktu şehrimin şimdide yok ama aldığınız nefes temizdir attığınız adımlar sizi yormaz her yol kızılaya çıkar :) Deprem sonrası artan nüfus artışı binları 3-4 katlamış olsada, denizi olmasada bir sabah serin esintisiyle derin bir nefes çekip bir simit ve bir bardak çay herşeye bedel..Şehrimi seviyorum iyi geceler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Gülçin, dikkat edersen Ankara ile İstanbul'u asla aynı kefeye koymadım. Ankara pek çok konuda İstanbul'a misliyle fark atar, haklısın. Ancak bazı konularda da İstanbul öndedir.
      Eğer ''Ankara'' etiketini tıklarsan konuyla ilgili fikirlerimi, özellikle de Ankara'ya olan aşkımı daha iyi anlarsın. Bu yazıda söz konusu olan çarpık bir kentleşmeyle çok kısa bir sürede büyümüş olan Başkentimiz -ki bunun deprem sonrası nüfus artışıyla bağlantısı hiç aklıma gelmemişti.
      Keşke sebepler-etkiler her ne idiyse etkililer ve yetkililer olması gerektiği biçimde çözüm üretebilselerdi.

      Ankara'yı ben de çok seviyorum ;)
      İyi geceler...

      Sil
  5. Son fotoğraftaki görüntüyü üzüldüm Zeugma 'cığım ,Ankara 'da sevdiğim mekandı .Başkent Öğretmenevi'den Ankara'yı ve Anıtkabir'i seyreylemek güzeldi hele gece...yıllar önce dokuzuncu kattaki bir odada kalmış bütün gece seyretmiştim hiç unutamam o geceyi...Bundan böyle görmek istemediğim mekanlar olacak demek ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sormayın, o son fotoğraftaki görüntü akla sadece Ankara'ya vurulan hançeri, Atatürk Orman Çiftliği'ndeki binlerce ağacın katliamını getiriyor. Arazinin tamamen tıraşlandığı acı veren görüntüyü... Ağaçların sökülüp başka yerlere taşındığı iddialarının tamamen asılsız olduğunu okumuştum. 20-30 yıllık ağaçların taşınmasının mümkün olmadığını, taşınsa bile yeni yerlerinde yaşamalarının imkânsız olduğunu.
      Duygularımın sizinkinden farkı yok sevgili Arzu Öğretmenim.
      Selam ve sevgilerimle

      Sil
  6. Ankaralı olarak ben de Ankara'nın plansız, estetik olmayan büyümesine tepkiliyim. Ankara'nın nefesi ormanların tıraşlanmasına, imara açılmasına, yok edilmesine de karşıyım. Sevgiler Zeugma...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Ankara'da deniz yok,'' diyenler için tutunacak diğer dallar da yok ediliyor, haklısın Nermin Hanım.
      O ağaçlar üzerinde hak sahibi olup da araziyi tıraşlamak nedir, sonuç nereye doğru gidiyor düşünmek yok. Dön ardına bak, gelecek nesillere ne bıraktın?
      Sevgiler benden...

      Sil
  7. toprak betonla örtüldükçe ben de çok üzülüyorum ama her şeye rağmen ankara'yı çok seviyorum :)

    YanıtlaSil
  8. toprak betonla örtüldükçe ben de çok üzülüyorum ama her şeye rağmen ankara'yı çok seviyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa yoldan hislerime tercüman oldunuz :)

      Sil