Aklıma hemen Ankara’da gerçekleştirdiğimiz Hamamönü ziyaretimiz geldi. Çektiğim fotoğrafları düzenleyip yazı yapmak için de böyle bir sebebe ihtiyaç varmış demek ki.
Birçoğumuzun bildiği gibi, Ankara kendi halinde, sessiz, sakin bir kenttir ve gezilecek, görülecek yer sayısı sınırlıdır. Bu durum İstanbul’la asla boy ölçüşemeyeceği konuların en başında gelir zaten.
İşte bu yüzden, 19.yüzyıl sivil mimarisine sadık kalınarak yapılan restorasyon çalışmalarıyla yepyeni bir çehreye büründüğünü ve turistik bir hareketlilik kazandığını öğrendiğimiz Altındağ ilçesine bağlı Hamamönü’nde almıştık soluğu.
Ve şimdi gelelim Ağustos sonlarında gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret sırasında daha önce bilmediğimiz ve sürpriz bir şekilde öğrendiğimiz o gerçeğe:
İsmi Oğuz Türkleri Bayındır Boyu beylerinden Karacabey’in yaptırmış olduğu çifte hamamdan gelen Hamamönü’nde Mehmet Âkif Ersoy Parkı olarak adlandırılan bir parka rastladık. Parkın içinde İstiklal Marşı’nın yazıldığı ev vardı. Kurtuluş Savaşı yıllarında bir davet alıp milli mücadeleye katılmak üzere Ankara’ya gelen Mehmet Âkif, müzeye dönüştürülen ve şu an Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsü sınırları içinde olan bu Ankara evinde kalmış. O dönem şehirde ev bulmak çok güç olduğundan, külliyede yer alan bu yapı kendisini karşılayan ve aynı zamanda büyük bir hayranı olan Taceddin-i Veli Camisi imamı Tevfik Hoca tarafından Mehmet Âkif’e tahsis edilmiş.Evet, Mehmet Âkif bu evde ikamet etmiş, başta İstiklâl Marşı olmak üzere pek çok şiirini burada yazmış.
O nedenle; müzenin ancak dış görünümünü ve bahçesindeki panoları görüntüleyebildim
Alttaki kolaj müzenin bahçesinde bulunan panolardaki 10 resimden 7'si.
İlgilenenlerin ve Ankara’ya yolu düşenlerin bilgisine…
Hamamönü'ne hiç gitmemiştim, atmosferi çok beğendim. Bir sonraki Ankara gezimde mutlaka gideceğim.
YanıtlaSilGidip görmekte fayda var tabii.
SilAta'nın beğeneceği oyuncaklar da var ;)
Restorasyon, evlerin yeniden hayat bulmasını sağlıyor. bir anlamda adeta yeniden can kazandırıyor. Fotoğraflar da o kadar güzel ki Hamamönü'ne hayali bir ziyaret gerçekleştiriyor insan. Mehmet Akif'in kaldığı ev ne kadar sade, mütevazı, küçük bir evmiş. Ama adı tarihe kazındı.
YanıtlaSilEskinin canlandrılması açısından rengarenk oyuncaklar,kukla, topaçlar, kaykaylar ve macun şekerler ne güzel bir görüntü sergiliyorlar. Adeta bir eski zaman tablosu gibi...
Ankara'nın en önemli tarihi bölgesi olarak geçiyor Hamamönü.
SilTarihi binaların ihmal edilmesi ya da kaçak yapılaşmaya kurban edilmesi, binaların yıkılmaya yüz tutmasının seyredilmesi gibi kötü akıbetlere maruz bırakmadan özüne sadık kalarak restore etmek ve gelecek kuşaklara taşımak çok güzel ve memnun edici gerçekten.
Ne ilginç bir şairdir! Duygularımızı öyle bir şekilde dile getiriyor ki hipnoz olmamak elde değil. İyi olmuş yazdığın; iki defa Ankara'ya gittiğim ve arzuladığım halde gidemedim. Sevgilerimle.
YanıtlaSilBeni de (tüm şiirlerinde kullandığı) hece ölçüsü + kafiyelerdeki inanılmaz ustalığı şaşırtmıştır.
SilHazır gitmişken bir dahaki sefere görmeyi unutma bahçeperim. Sevgilerimle.
Hamamönünden biraz daha yukarı çıktığında, Çıkrıkçılar Yokuşunun bitiminde (Sanırım Atpazarı) içinde otantik ve antika eşyaların satışa sunulduğu dükkanlar ve restore edilmiş eski Ankara evleri arasında saklı, yine otantik döşenmiş sade çay bahçeleri var. Oraları da gezmeni tavsiye ederim, ilgini çekeceğini sanıyorum.
YanıtlaSilSevgiler
Hangi tarafından yukarı çıkılacağını bilemedim şimdi.
SilSanırım 2 yıl önceydi. Hacettepe Sıhhıye Kampüsü'nün arka tarafından başlayan dar sokaktan sürekli yokuş çıkmak suretiyle bahsettiğin otantik dükkanları, restore edilmiş antika evleri görerek Ankara Kalesi'ne ulaşmıştık (Merak eden olursa ''Ankara'' etiketini tıklayıp görebilir). Ama çay bahçeleri nerelerde hiç görmedim. Sorarak bulunacağını sanıyorum.
Bilgi ve tavsiyen için teşekkürler, sevgiler.