Görüntü, avucunuzun içini bile doldurmayan, minicik, ışıl ışıl bir broşa ait. Görenlerin gözünü ayıramadığı, som altından yapılmış olan ve Dünya arkeolojisinin en değerlileri listesinde adı geçen bu broşa paha biçilemiyor.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde özel koruma altında sergilenmekte olan broşun net fotoğrafını almak oradaki şartlar altında mümkün değil. Kendisinin çok küçük ve bulunduğu ortamın oldukça loş olması dışında, bir hayli de yükseğe asılmış çünkü. İnsan elinin uzanamayacağı kadar yükseğe. Bir nedeni var elbette...
Bakalım asırlar öncesi başlayan hikâyesi nasılmış?
Antik çağın bilinen en zengin kralı olan Krezüs (Kroisos), Lidya’yı MÖ 560-546 yılları arasında yöneten ve gücünün zirvesine taşıyan son kral. Başta Kral Krezüs olmak üzere (İkinci Karun), ülkeyi yönetenler öyle zengin ki her tarafları tepeleme altınla dolu ('Karun kadar zengin' deyimi buradan geliyor). Bunca zenginliğin kaynağı ise Thamos Dağı’ndan doğup Hermes Nehri ile birleşen ve başkent Sardes’ten (Salihli) geçerek denize ulaşan, yatakları altınla bezeli Paktalos Deresi.
-Mitolojide, tuttuğu her şeyin altın olması için tanrılara yalvaran, bu dileği kabul edilince mutluluğa erişeceğini zanneden Krezüs'ün, çok zengin olduğu halde bir türlü mutluluğu yakalayamadığı, acılar içinde kıvranarak öldüğü anlatılıyor.-
Karun’un ''lanetli'' diye bilinen eşsiz hazineleri, öldüğü zaman Uşak yakınlarındaki tümülüslere gömülür. Aradan yüzyıllar geçer. Soyguncular 1963’te bu tümülüsleri keşfedince, dünyanın en gözde eserlerinden olan hazinenin parçaları tek tek yurtdışına kaçırılmaya başlanır. Ancak, hazinenin lanetinin mezar soyguncularını rahat bırakmadığı, hiçbirinin iflah etmediği, cinayete kurban gitmek, evladını yitirmek ya da delirmek gibi kötü birer sonla karşılaştıkları anlatılmaktadır...
Otuz yıl sonra, 1993’te, lanetli denilen bu eserlerin ABD'de New York Metropolitan Müzesi'nde olduğu anlaşılınca Türkiye dava açar ve hazineler ülkemize getirilerek Uşak Müzesi'nde sergilenmeye alınır. Ta ki 2005 yılında, bu kez Karun Hazinesi'nin en önemli parçası Kanatlı Denizatı Broşu'nun sahtesiyle değiştirilip çalınmasına dek...
2006 yılında Uşak Arkeoloji Müzesi’nden 8 kamera ve gece devreye giren alarm sistemiyle korunmasına rağmen Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu’nun elebaşılığında çalındığı ortaya çıkan paha biçilmez broş, yedi yıl sonra İnterpol aracılığıyla bu kez Almanya'da bulunur ve iki yıl önce Türkiye'ye teslim edilir. Uşak Müze Müdürü mü? ‘Nitelikli zimmet suçu’ndan 12 yıl 11 ay hapis cezası alır. ‘2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na Muhalefet’ ve ‘Görevi İhmal’ suçundan yargılanıp suçlu bulunarak cezaevine atılır. Ancak 4 yıl yattıktan sonra serbest bırakılır.
450 parçadan oluşan Karun Hazineleri'nin 449 parçası şu an Uşak'ta.
İçlerinde, "korunamadığı" gerekçesiyle yalnızca Kanatlı Denizatı Broşu yok...
O artık Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde, kirli ellerin ona asla uzanamayacağı kadar güvenlikli bir yerde, önlem altında...
KANATLI DENİZATI BİÇİMLİ ALTIN BROŞ - LİDYA DÖNEMİ
M.Ö. 6.Yüzyıl - Uşak Toptepe Tümülüsü
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde özel koruma altında sergilenmekte olan broşun net fotoğrafını almak oradaki şartlar altında mümkün değil. Kendisinin çok küçük ve bulunduğu ortamın oldukça loş olması dışında, bir hayli de yükseğe asılmış çünkü. İnsan elinin uzanamayacağı kadar yükseğe. Bir nedeni var elbette...
Bakalım asırlar öncesi başlayan hikâyesi nasılmış?
Antik çağın bilinen en zengin kralı olan Krezüs (Kroisos), Lidya’yı MÖ 560-546 yılları arasında yöneten ve gücünün zirvesine taşıyan son kral. Başta Kral Krezüs olmak üzere (İkinci Karun), ülkeyi yönetenler öyle zengin ki her tarafları tepeleme altınla dolu ('Karun kadar zengin' deyimi buradan geliyor). Bunca zenginliğin kaynağı ise Thamos Dağı’ndan doğup Hermes Nehri ile birleşen ve başkent Sardes’ten (Salihli) geçerek denize ulaşan, yatakları altınla bezeli Paktalos Deresi.
-Mitolojide, tuttuğu her şeyin altın olması için tanrılara yalvaran, bu dileği kabul edilince mutluluğa erişeceğini zanneden Krezüs'ün, çok zengin olduğu halde bir türlü mutluluğu yakalayamadığı, acılar içinde kıvranarak öldüğü anlatılıyor.-
Karun’un ''lanetli'' diye bilinen eşsiz hazineleri, öldüğü zaman Uşak yakınlarındaki tümülüslere gömülür. Aradan yüzyıllar geçer. Soyguncular 1963’te bu tümülüsleri keşfedince, dünyanın en gözde eserlerinden olan hazinenin parçaları tek tek yurtdışına kaçırılmaya başlanır. Ancak, hazinenin lanetinin mezar soyguncularını rahat bırakmadığı, hiçbirinin iflah etmediği, cinayete kurban gitmek, evladını yitirmek ya da delirmek gibi kötü birer sonla karşılaştıkları anlatılmaktadır...
Otuz yıl sonra, 1993’te, lanetli denilen bu eserlerin ABD'de New York Metropolitan Müzesi'nde olduğu anlaşılınca Türkiye dava açar ve hazineler ülkemize getirilerek Uşak Müzesi'nde sergilenmeye alınır. Ta ki 2005 yılında, bu kez Karun Hazinesi'nin en önemli parçası Kanatlı Denizatı Broşu'nun sahtesiyle değiştirilip çalınmasına dek...
2006 yılında Uşak Arkeoloji Müzesi’nden 8 kamera ve gece devreye giren alarm sistemiyle korunmasına rağmen Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu’nun elebaşılığında çalındığı ortaya çıkan paha biçilmez broş, yedi yıl sonra İnterpol aracılığıyla bu kez Almanya'da bulunur ve iki yıl önce Türkiye'ye teslim edilir. Uşak Müze Müdürü mü? ‘Nitelikli zimmet suçu’ndan 12 yıl 11 ay hapis cezası alır. ‘2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na Muhalefet’ ve ‘Görevi İhmal’ suçundan yargılanıp suçlu bulunarak cezaevine atılır. Ancak 4 yıl yattıktan sonra serbest bırakılır.
450 parçadan oluşan Karun Hazineleri'nin 449 parçası şu an Uşak'ta.
İçlerinde, "korunamadığı" gerekçesiyle yalnızca Kanatlı Denizatı Broşu yok...
O artık Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde, kirli ellerin ona asla uzanamayacağı kadar güvenlikli bir yerde, önlem altında...
M.Ö. 6.Yüzyıl - Uşak Toptepe Tümülüsü