İnsan sağlığı için zerre kadar besin değeri taşımayan kolalı ve asitli içeceklerin okullarda yasaklanmasından sonra TV reklamlarından da kalkmış olması ne kadar mutluluk verici. Biraz geç gerçekleşti ama ''Zararın neresinden dönülürse kârdır,'' demişler. ''Ramazan'' demek ''iftar sofralarının baş tacı kola'' reklamı demekti hani? Hani Müslümanlar için dinsel sömürü vaktiydi?
Ramazan’la birlikte gelenek ilk günden devreye giriyor, İslami figürlerle desteklenmiş söz konusu bu reklamlarla insanların bilinçaltına oynanıyordu.
Şöyle yüksekçe bir yerden içi buz dolu bardaklara dökülen, ağır çekimlerle şelaleler gibi akıtılan, çağlayan, buz gibi serinletiyor etkisi verilerek oruçlu insanları hedef alan görüntüler hani nerede? Emperyalizmin ''İslam İle Sömürü'' kampanyası gerçekleşemiyor artık. Kapak getirme yoluyla bedava bardak-tabak vb vermek gibi para ödemeden ürün kazanma geleneği de göze sokulamıyor tabii bir yandan.
Şişede durduğu gibi durmayan fast food eşlikçisi bu tür asitli içeceklerin beyinden üreme organlarına kadar tüm organlarımızı vurduğunu duymayan kaldı mı?
Kolalı içeceklerin içindeki yüksek miktar şekerin beyindeki haz ve iştah merkezlerine ''kokain'' ile eşdeğer etki yapmasının fare deneyleriyle sabitlendiğini, kemiklerden kalsiyum emen hormonun düzeyini artırdığını? Nitekim Amerikan Tabibler Birliği lise çağındaki kızlardaki kemik kırıklarının üç kat artış göstermesinin nedeninin kolalı içecekler olduğunu kanıtlayan bir araştırma yayınlamış. Böbreklerden kalsiyum atılmasını artırdığı, mide mukoza hücre dokusunu bozduğu, diş çürüklerini bariz biçimde artırdığı, kas hastalığına (hipokalemik miyopati) neden olduğu ile ilgili de yayınlanmış raporlar var.
Bir kutu kolanın tam 15 küp şeker içerdiğini, üstelik bu şekerin mısır şurubu bazlı olduğunu da ekleyelim mi?
Kan şekerini hızlı bir şekilde yükselterek, yani insülin hormonunu artırarak tokluk hissi oluşmasını engellediğinden ne kadar yemek yenirse yensin ''beyinsel açlık'' olayının devam ettiğini de...
Kola ve diğer asitli içeceklerin TV reklamlarından kaldırılma yasağında, Coca Cola’nın kazancının büyük kısmını İsrail’e bağışladığı iddiasını hiçbir zaman reddetmemiş olmasının etkisi büyük.
Bu da demek oluyor ki; kolalı içeceklerin yukarıda sadece bir kısmını yazmaya çalıştığım onca zararının hiçbir önemi yokmuş. Böyle bir yasakta en etkili yaptırım gücü, en kalıcı protesto ve boykot siyaset kaynaklıymış.
Not: Görsel için uzun bir zaman evde beklemiş kola kullanılmış, görüntüsü alınıp lavaboya dökülmüştür.
Ramazan’la birlikte gelenek ilk günden devreye giriyor, İslami figürlerle desteklenmiş söz konusu bu reklamlarla insanların bilinçaltına oynanıyordu.
Şöyle yüksekçe bir yerden içi buz dolu bardaklara dökülen, ağır çekimlerle şelaleler gibi akıtılan, çağlayan, buz gibi serinletiyor etkisi verilerek oruçlu insanları hedef alan görüntüler hani nerede? Emperyalizmin ''İslam İle Sömürü'' kampanyası gerçekleşemiyor artık. Kapak getirme yoluyla bedava bardak-tabak vb vermek gibi para ödemeden ürün kazanma geleneği de göze sokulamıyor tabii bir yandan.
Şişede durduğu gibi durmayan fast food eşlikçisi bu tür asitli içeceklerin beyinden üreme organlarına kadar tüm organlarımızı vurduğunu duymayan kaldı mı?
Kolalı içeceklerin içindeki yüksek miktar şekerin beyindeki haz ve iştah merkezlerine ''kokain'' ile eşdeğer etki yapmasının fare deneyleriyle sabitlendiğini, kemiklerden kalsiyum emen hormonun düzeyini artırdığını? Nitekim Amerikan Tabibler Birliği lise çağındaki kızlardaki kemik kırıklarının üç kat artış göstermesinin nedeninin kolalı içecekler olduğunu kanıtlayan bir araştırma yayınlamış. Böbreklerden kalsiyum atılmasını artırdığı, mide mukoza hücre dokusunu bozduğu, diş çürüklerini bariz biçimde artırdığı, kas hastalığına (hipokalemik miyopati) neden olduğu ile ilgili de yayınlanmış raporlar var.
Bir kutu kolanın tam 15 küp şeker içerdiğini, üstelik bu şekerin mısır şurubu bazlı olduğunu da ekleyelim mi?
Kan şekerini hızlı bir şekilde yükselterek, yani insülin hormonunu artırarak tokluk hissi oluşmasını engellediğinden ne kadar yemek yenirse yensin ''beyinsel açlık'' olayının devam ettiğini de...
Kola ve diğer asitli içeceklerin TV reklamlarından kaldırılma yasağında, Coca Cola’nın kazancının büyük kısmını İsrail’e bağışladığı iddiasını hiçbir zaman reddetmemiş olmasının etkisi büyük.
Bu da demek oluyor ki; kolalı içeceklerin yukarıda sadece bir kısmını yazmaya çalıştığım onca zararının hiçbir önemi yokmuş. Böyle bir yasakta en etkili yaptırım gücü, en kalıcı protesto ve boykot siyaset kaynaklıymış.
Not: Görsel için uzun bir zaman evde beklemiş kola kullanılmış, görüntüsü alınıp lavaboya dökülmüştür.