Tarih boyunca ülkemiz topraklarına göz dikildi. Bu uğurda nice canlar verildi. Ortak paydaları hep aynıydı:
Topraklarımızı ele geçirmek üzere savaş planları yapmak, sinsice ve alçakça saldırılar düzenleyerek kan dökmek...
Bouvet, Çanakkale Savaşı'nda, filoda yer alan en eski zırhlı olması nedeniyle Boğaz'dan ilk giren ve şu an Çanakkale Boğazı'nda enkazı yatmakta olan Fransız Muharebe Gemisi...
18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı'nın 7 mil içinde filo halinde ilerleyen 4 Fransız gemisinin soldan 3'üncüsü idi Bouvet. Suffren, Goulois, Charlemagne adlı Fransız gemileri ve İngilizlerin Triumph, Prince George adlı gemileriyle birlikte 3.tümende yer alıyordu. Yapılan savaş planına göre önce 3. tümen boğaza girecek, tabyaları ateşe tuttuktan sonra yerini 2. tümene bırakıp boğazdan çıkacaktı.
Birinci hat ilk saldırıyı gerçekleştirdikten sonra komutanın emriyle ikinci hat gemiler ön plana çıkmıştı. Bouvet, bu plan itibariyle görevini bitirmiş, ancak Türk top atışlarına maruz kaldığından hasar almıştı. Boğazdan çıktığı esnada bu kez sağ topunun tam altından Nusrat Mayın Gemisi'nin döktüğü mayınlardan birine çarptı ve manevra kabiliyetini kaybetti.
Yan yatarak ve yanarak kısa bir süre içinde Boğaz'ın sularında kayboldu...
(Bu fotoğraflar Çanakkale Deniz Müzesi'nde çekilmiş olup, alttaki bilgiler müzeden alınmıştır.)
BOUVET'İN BATIŞI
18 Mart 1915 günü üç hat şeklinde ilerleyen İtilaf Donanması'ndan Fransız Muharebe Gemisi Bouvet, 14.50'de Nusrat'ın 8 Mart 1915 gecesi Erenköy Limanı'na sahile paralel olarak döktüğü mayınlardan birine çarptı ve büyük bir patlama meydana geldi. Kıyı tabyalarımızın da yoğun ateş desteğiyle üç dakika içinde sulara gömülen Bouvet zırhlısında bulunan 603 personelden hayatta kalan 30 personeli küçük gemilerle denizden toplandı.
SINKING OF BOUVET
On 18 March 1915, at 14.50, French Battleship Bouvet of the Allied Navy, approaching one of the mines laid by Nusrat Mine Layer parallel to Erenköy Bay on 8 March 1915 and a big explosion occured. With the support of the heavy fire from the shore batteries, Bouvet had sunk in three minutes and 30 survivors out of 603 had been collected by boats.
Bakalım Turgut Özakman DİRİLİŞ adlı kitabında Bouvet'le ilgili (s:685 ) neler yazmış:
''...
Kader Bouvet'in ağır ağır batmasını uygun görmedi. Gemi Karanlık Liman’a kayıyordu. Orada Nusrat’ın hâlâ keşfedilmemiş 18 mayını vardı. O kutlu suyun derinliğinde kuzu kuzu yatmaktaydılar.
Sürüklenen Bouvet'in yaralı gövdesi bunlardan birine değdi. Göğü çatlatacak şiddette bir patlama oldu. Havaya kızıl bir duman yükseldi. 45 denizci denize döküldü. Gemi ancak iki dakika su üzerinde kalabildi. Birdenbire alabora oldu. Kaptan Rageot, 20 subay ve 600 erle birlikte batıp gözden kayboldu.
Saat 14.10'u gösteriyordu.
Bouvet'in battığını gören çakılı, zengin, sahte bataryaların mürettebatı, gözcüler, subaylar, erler açığa çıktılar, sevinçleri yüreklerine sığmıyordu. Binlerce ağızdan gök gürültüsü gibi bir sevinç haykırışı, bir şükran çığlığı yükseldi:
''Allah-ü ekber!''
Yorgun gazilere yeni bir can geldi.
Sağ kalanları kurtarmak için torpidobotlar olay yerine üşüşmüşlerdi.
Türk tabya ve bataryaları, kurtarma çalışmalarını engellememek için bir yerden emir almış gibi hep birden ateşi kestiler.
Başka uzak hedeflere yöneldiler...''
Topraklarımızı ele geçirmek üzere savaş planları yapmak, sinsice ve alçakça saldırılar düzenleyerek kan dökmek...
Bouvet, Çanakkale Savaşı'nda, filoda yer alan en eski zırhlı olması nedeniyle Boğaz'dan ilk giren ve şu an Çanakkale Boğazı'nda enkazı yatmakta olan Fransız Muharebe Gemisi...
18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı'nın 7 mil içinde filo halinde ilerleyen 4 Fransız gemisinin soldan 3'üncüsü idi Bouvet. Suffren, Goulois, Charlemagne adlı Fransız gemileri ve İngilizlerin Triumph, Prince George adlı gemileriyle birlikte 3.tümende yer alıyordu. Yapılan savaş planına göre önce 3. tümen boğaza girecek, tabyaları ateşe tuttuktan sonra yerini 2. tümene bırakıp boğazdan çıkacaktı.
Birinci hat ilk saldırıyı gerçekleştirdikten sonra komutanın emriyle ikinci hat gemiler ön plana çıkmıştı. Bouvet, bu plan itibariyle görevini bitirmiş, ancak Türk top atışlarına maruz kaldığından hasar almıştı. Boğazdan çıktığı esnada bu kez sağ topunun tam altından Nusrat Mayın Gemisi'nin döktüğü mayınlardan birine çarptı ve manevra kabiliyetini kaybetti.
Yan yatarak ve yanarak kısa bir süre içinde Boğaz'ın sularında kayboldu...
BOUVET'İN BATIŞI
18 Mart 1915 günü üç hat şeklinde ilerleyen İtilaf Donanması'ndan Fransız Muharebe Gemisi Bouvet, 14.50'de Nusrat'ın 8 Mart 1915 gecesi Erenköy Limanı'na sahile paralel olarak döktüğü mayınlardan birine çarptı ve büyük bir patlama meydana geldi. Kıyı tabyalarımızın da yoğun ateş desteğiyle üç dakika içinde sulara gömülen Bouvet zırhlısında bulunan 603 personelden hayatta kalan 30 personeli küçük gemilerle denizden toplandı.
SINKING OF BOUVET
On 18 March 1915, at 14.50, French Battleship Bouvet of the Allied Navy, approaching one of the mines laid by Nusrat Mine Layer parallel to Erenköy Bay on 8 March 1915 and a big explosion occured. With the support of the heavy fire from the shore batteries, Bouvet had sunk in three minutes and 30 survivors out of 603 had been collected by boats.
''...
Kader Bouvet'in ağır ağır batmasını uygun görmedi. Gemi Karanlık Liman’a kayıyordu. Orada Nusrat’ın hâlâ keşfedilmemiş 18 mayını vardı. O kutlu suyun derinliğinde kuzu kuzu yatmaktaydılar.
Sürüklenen Bouvet'in yaralı gövdesi bunlardan birine değdi. Göğü çatlatacak şiddette bir patlama oldu. Havaya kızıl bir duman yükseldi. 45 denizci denize döküldü. Gemi ancak iki dakika su üzerinde kalabildi. Birdenbire alabora oldu. Kaptan Rageot, 20 subay ve 600 erle birlikte batıp gözden kayboldu.
Saat 14.10'u gösteriyordu.
Bouvet'in battığını gören çakılı, zengin, sahte bataryaların mürettebatı, gözcüler, subaylar, erler açığa çıktılar, sevinçleri yüreklerine sığmıyordu. Binlerce ağızdan gök gürültüsü gibi bir sevinç haykırışı, bir şükran çığlığı yükseldi:
''Allah-ü ekber!''
Yorgun gazilere yeni bir can geldi.
Sağ kalanları kurtarmak için torpidobotlar olay yerine üşüşmüşlerdi.
Türk tabya ve bataryaları, kurtarma çalışmalarını engellememek için bir yerden emir almış gibi hep birden ateşi kestiler.
Başka uzak hedeflere yöneldiler...''