11/02/2017

Yemek Tarifleri, Reklamlar, Hırsızlar

''Yazmasam deli olacaktım'' demişti ya Sait Faik, işte tam da öyle. İnternette gördüğünüz her tarife atlayıp da saçınızı başınızı yolmamanız için bir uyarı yazısıdır bu. İsim vermeyeceğim şimdi. Araştırırsanız bulursunuz...

İnstagram'da gerçekleşen bir furyadan bahsediyorum. Takipçisi 1 milyonu aşan bazı hesaplar var. Ortalama 1 dk süren hızlandırılmış video çekimleriyle göz alıcı, şahane tarifler yayınlayan, arada TV programlarına çağrılıp boy gösteren ünlü mü ünlü yemek uzmanları(!) Ee, o kadar takipçiyle dikkat çekmemek mümkün değil tabii. Arkalarında devasa bir kitle var. Ancak, bu hesapların şöyle bir özelliği var ne yazık ki:

Milyonlarca takipçi yetmezmiş gibi her gün karşılıklı reklam yapıyor, sayfalarında birbirlerinin öve öve bitiremedikleri tariflerini yayınlıyorlar. Ama sıkı durun; sadece birkaç saatliğine yayınlıyor ve siliyorlar! Bir taraftan da profillerinde
DM ile marka ve ürün tanıtımına açık oldukları yazıyor, ürün reklamı da yapıyorlar. Ama aklınıza ne gelirse. Beli incecik yapan ne idüğü belirsiz sağlıksız korseler, ciltteki lekeleri yok eden ismi hiç duyulmamış kremler, daha neler neler...
Bu ürünleri de saat hesabıyla yayınlıyorlar. Kısacası, gözlerini o derece reklam hırsı bürümüş.
Peki yaptıkları hizmet ne?
Sadece ve sadece ''çoğunluğu kendi icatları'' olan tarifler vermek. Her güne ayrı tarif bulmak zor olsa gerek. Özgün tarifleriyle harikalar yaratacaklar ne de olsa! Uydur uydur yaz... Allah gözünüzü doyursun kardeşim. Bu nedir böyle?
İnsanları neden mağdur ediyorsunuz? Bi denetleyeniniz yok mu sizin?

Evet, anladınız. Bu tariflerden birini, hatta ikisini merak edip deneme gafletinde bulunanlardan biri olarak geçen gün yaşadıklarımı buraya aktarmaya karar verdim. Kullandığım görsel o gafletin hüsranla bitişinin, onca vakit harcadıktan sonra ortaya çıkan fiyaskonun fotoğrafıdır. Gördüğünüz üzere ocak üzerine katlanmış alüminyum folyo serip döküm tencerede kek yapma tarifi bu. 45 dakikada pişmesi gereken kek 1,5 saati geçti, altı yanmaya başladı üstü kaldı öyle. Asla pişmedi! Fotoğraftaki berbat görüntü, tencerenin ayrıca fırına atılıp üstünün kızartılmaya çalışılmış hali. 😨😠😠

Şimdi gelelim gözünü reklam hırsı bürümüş ikinci versiyon hesaplara...
Ancak, bunların yaptıkları bildiğiniz hırsızlık, arsızlık, ahlâksızlık, edepsizlik! Nasıl mı?
Her güne başka bir yerden çalıntı yaparak blog yazmak. Bakın, şurada yayınladığım kinoalı kısır tarifimin yanda görülen fotoğrafı bile nasibini almış bu hırsızlardan.
Alt kısma yazdığım blog linkimi kesip de kullanmışlar.
Hatta biri kesmekle de kalmamış fotoğrafı ters yöne döndürmüş. Zekaya, dehaya bakın...😳

İşte bunlardan; beyni olmadığı halde kendini akıllı zanneden gafillerden öyle çok var ki...

Aşağıda gördükleriniz sadece ikisi bunların. Madem böyle bir tarifiniz var ve uyguladınız, kendi yaptığınızın fotosu nerede? Ohh ne rahat! Her güne başka bir hırsızlıkla yayın yap, blogunun hitini artır. Peki, ne için tüm bunlar?
Tek amaç var elbette: Yayınladığı reklamları durmadan tıklatıp bedavadan para kazanmak! Hiç ama hiç utanmadan...

Direkt, ticari amaçla insan kandırmak bunun adı! Ya ilgi ve takipçi çekmek amacıyla
olmayacak tarifler uydurmak ya da oradan buradan çalma çırpma yoluyla, edepsizce yayın yapmak!

Bir sürü emek, zaman ve masraf heba olmuş, insanlar sinir harbi içinde kalmış, umurlarında mı?


* * *


Tıklayarak bakın lütfen. Rahatlığı gördünüz mü? Haklarında gereken yapıldı elbette.
Zehir zıkkım olsun... Kazandığı paranın kuruşunu haketmeyen soyguncular sizi!!

* * *

Yemek üzerine yayın yapan ve denenmiş tariflerini bizzat fotoğraflayıp aşama aşama anlatarak
tecrübelerini paylaşan bloggerlardan asla şaşmamak gerek arkadaşlar...

Kalın sağlıcakla...