29/03/2017

Gotik Edebiyat ve Bir Deha: Edgar Allan Poe

Edebiyatta fon olarak korku ve karanlığın hakim olduğu, mistik olayların yanı sıra derin kişilik çatışmalarını da kapsayan gotik türün en güçlü ismi hiç şüphesiz ki Amerikalı şair, yazar ve eleştirmen Edgar Allan Poe'dur.
Gotik türdeki edebi eserlerin kahramanları acı, keder, yalnızlık ve umutsuzluk benzeri duyguları çok derin yaşayan kimlikler.

Hastalık, yoksulluk, alkol bağımlılığıyla geçen ve 40 yıl süren kısacık hayatına sarsıcı şiirler, edebiyat dünyasında çığır açan hikâyeler ve kuramsal yazılar sığdırmış Poe. Ölümünün üzerinden 1 buçuk asır geçmesine rağmen eserleri halen güncelliğini koruyor. Üstelik yalnızca gotik türün sevenleri tarafından değil, tüm dünya tarafından sevilerek, benimsenerek okunuyor, en çok okunanlar arasında başı çekiyor...

Ölüm olgusu Poe'nun yaşamını tam üç kez sarsıcı biçimde bölmüş, daha 3 yaşındayken ikisi de birer tiyatro oyuncusu olan anne ve babasını art arda kaybedişi, eşinin çok genç yaşta vefatı ''ölüm'' imgesini yaşamı boyunca ayrılmaz bir bütün olarak beyninin kıvrımlarına yerleştirmiş. Yazgısına müdahale etmiş ölüm. Kimsesiz, yoksul, umutsuz bir birey olarak onu dış dünyadan nefret etmeye sürüklemiş. Bu yüzden şiirlerinde ve öykülerinde mistik bir dünya yaratıp gizemli olana yer vermiş.

Edgar Allan Poe'nun sanatı da hayatına benziyor bu bağlamda:
Son derece acı dolu, bir o kadar da karmaşık. Duyumsadığı acıları ve korku dolu ürpertilerini okurlarına aynen geçirmekte olağanüstü derecede ustadır Poe. Şiirleri sayıca az olmasına karşın Türkçe dahil tüm dünya dillerine çevrilmiş, hatta çağdaş Avrupa şiirini etkilemiştir. Özellikle ''Kuzgun'', ''Annabelle Lee'', ''A Dream Within A Dream'', ''Çanlar'' adlı şiirleri inanılmaz derecede duygu yüklü ve etkileyici...

Şiirler öncelikle yazıldığı dili konuşanlar, o dile her yönüyle hakim olanlar içindir. Şiiri yazan ve okuyan ancak ve ancak dildaş olduğunda aynı tadı alır, sunulan renk harmonisini tam manasıyla özümser, haz alır. İşte bu durum Poe'nun şiirleri için pek geçerli değilmiş. Hangi dile hangi kelimelerle çevrilirse çevrilsin çok sevilmiş. ''A Dream Within A Dream'' Türkçeye ''Düş İçinde Düş'' diye de çevrilmiş, ''Rüya İçinde Rüya'' şeklinde de. Başlık dışında, dizeler de. Çevirmen nasıl isterse öyle. Düşünün artık...

İster Antik şiir olsun, ister Doğu şiiri ya da Klasik Batı şiiri. Her birinde ritim ve ölçü oluşumları kullanılmıştır. Ve ait olduğu dilin yapısıyla o kadar iç içedirler ki başka bir dile çevrildiğinde hiçbirini yakalamanız mümkün değildir. Bir örnek verecek olursak; Türk şiirinde bir ritim ustası olan Yunus Emre'nin 8'li hece ölçüsüyle yazdığı dizeler başka bir dilde ne aynı ölçü ile yazılabilir, ne de aynı ahengi verir.

Konuyla ilgili bütün dilbilimciler görüş birliğine varmış. Bunu da belirtmeden geçmek olmaz.
Şiir, güncel konuşma dilinden farklı, söz sanatları içerikli, okuru etkilemeye yönelik farklı bir tarzdır özünde.

Bakınız, çeviribilimci James Holmes ne demiş:
''Diller ne denli yakın olursa olsun, hiçbir dilin vezin düzeni bir başka dile aynı düzende aktarılamaz.''

O halde gelin bu durumun bir sağlamasını yapalım.
Edgar Allan Poe'nun ''A Dream Within A Dream'' adlı şiirini yazıldığı dilden okuyalım (dinleyelim).
Başka bir deyişle; mest olmaya hazırlanalım:)


Videodaki görüntüler ve düzen bana ait. Ancak, kullandığım mp3'teki ses kime ait, bir türlü bulamadım.

-Şiirin aslındaki kafiyelere dikkat etmenizi öneriyorum.-

Aynı şiiri bir de Orson Welles okumuş ki... Off diyorum...

Kalın sağlıcakla

Poe Görsel: Pinterest