Bugün buraya bol fotoğraf eşliğinde pazar yazısı kıvamında bir şeyler karalamaya karar verdim. Seçim süreci boyunca yeteri kadar yıprandı bünye. Hava sıcaklığında da ciddi artış var.
Şöyle akşam serinliği balkona oturmuşken laptopun başına geçip biraz havadan sudan bahsedeyim. Malumunuz, blog yazmak iyi gelir..
Günlerdir bulduğum her boşlukta Twitter'ın başındaydım. Gündemi sıcağı sıcağına oradan takip ettim. Olanı biteni başka mecralardan, kırpılmış ya da çarpıtılmış haliyle değil, yetkili ağızlardan, sözü söyleyenlerin kendi kaleminden aynı saniyede öğrendim. Her türlü duyguyu bir arada yaşadım. Sevindim, heyecanlandım, umutla doldum. Kızdım kimi zaman. Coşku ya da öfkeyle dolduğum anlarda devreye ben de girip içimi döktüm. Hatta uykusuz kaldım.
Artık hepsi geride kaldı. Frida Kahlo'ya ait bir söz paylaşıyorum hemen. Bugün öğrendim: "Bir gün her şey yoluna girerse, umarım hâlâ hevesim ve isteğim kalmış olur!" İşte tamı tamına budur son halim. Başka da bir söz söylemeye gerek yok.
Mis kokulu lavanta fotoğraflarıyla başladım gördüğünüz gibi. Hem benim Instagram'ım yoktu.
Lavantanın nasıl bir çiçek olduğunu ilk kez iki yıl önce Eskişehir'de, Sazova Bilim Kültür Sanat Parkı'nda görüp öğrenmiştim. Sıradan gibi görünüyor; ama siz onun bir de kokusunu çekin içinize. Ben öyle yapıyorum artık.
Gördüğüm yerde yanlarına gidip o başakımsı eflatun çiçeklerine dokunuyorum. Hem kelebekler de öyle yapıyor :)
Tıpkı Fransa'nın Provans bölgesinde olduğu gibi Isparta'da da gezi turlarına ve etkinliklere açık
olağanüstü lavanta tarlaları olduğunu biliyor muydunuz?
Evde aloe vera yetiştirmeye başladım. Evin neresine koyarsanız koyun ferahlık ve pozitif enerji sağladığı söyleniyor. Negatif enerjimizi emerek iyi geldiğine, hatta şans getirdiğine inanılıyor. Araştırırsanız öğreneceksiniz.
Yakın arkadaşlarımdan güneş lekelerine iyi geldiği için yetiştirdiklerini öğrendim bu arada. Çok etkili olduğunu.
Arada küçük bir dal koparıyor, buzdolabında streç film içinde saklayarak ve minik dilimler halinde
keserek kullanıyorlarmış. İlginç geldi doğrusu. Ben de bir deneyeyim bakalım.
Bunlar da Hıdırellez günü saksıya diktiğim fasulyelerin son hali. Geçmiş yıllarda bir kez daha yapmıştım. Fasulyeleri oradan çıkaramayacağıma göre bırakıyorum bu şekilde, çabucak büyüyorlar. Bir güzel hasat alıyorum:)
Örgü İle Terapi diye başlayıp günde 1 motif örerek battaniye örme işine soyunmuştum, blogta var. Bittiler.
Günde 1 tane örsene. Huyumdur, elimde hangi iş varsa illa bitecek. En sonunda kolumu hakladım:(
Onca motifi birleştirme işi var şimdi. Hiç canım istemiyor. Bir ara nasıl olacak bakalım diye şöyle bir parça çıkardım. Sonra da keşke hepsini böyle yapsaymışım diye hayıflandım. Galiba kışa kalacak diğerleri. Yaz günü çekilecek çile değil:)
Ah bu minik kargaya ne olduysa inşaatın önünde öylece duruyordu. Baktım, inceledim. Yaralı falan değildi.
Çok küçük olduğu için uçamıyordu galiba. Eve götürüp baksam mı derken bu görevi iki genç üstlendiler.
Şunun şirinliğine bakar mısınız. Hem de mavi gözlü bir karga yavrusu.
Ve... Son olarak asil bir prens bırakayım buraya.
Kediye bakmaya doyamadım yahu. Beyaz gömlek üzeri siyah takım elbisesiyle sanki baloya gidecek gibi duruyordu.
Akşam karanlığı çöktü iyiden. Bu yazı da burada biter. Uzun bir mola ihtimalim var bu arada.
Görüşmek üzere, kalın sağlıcakla...
Şöyle akşam serinliği balkona oturmuşken laptopun başına geçip biraz havadan sudan bahsedeyim. Malumunuz, blog yazmak iyi gelir..
Günlerdir bulduğum her boşlukta Twitter'ın başındaydım. Gündemi sıcağı sıcağına oradan takip ettim. Olanı biteni başka mecralardan, kırpılmış ya da çarpıtılmış haliyle değil, yetkili ağızlardan, sözü söyleyenlerin kendi kaleminden aynı saniyede öğrendim. Her türlü duyguyu bir arada yaşadım. Sevindim, heyecanlandım, umutla doldum. Kızdım kimi zaman. Coşku ya da öfkeyle dolduğum anlarda devreye ben de girip içimi döktüm. Hatta uykusuz kaldım.
Artık hepsi geride kaldı. Frida Kahlo'ya ait bir söz paylaşıyorum hemen. Bugün öğrendim: "Bir gün her şey yoluna girerse, umarım hâlâ hevesim ve isteğim kalmış olur!" İşte tamı tamına budur son halim. Başka da bir söz söylemeye gerek yok.
Lavantanın nasıl bir çiçek olduğunu ilk kez iki yıl önce Eskişehir'de, Sazova Bilim Kültür Sanat Parkı'nda görüp öğrenmiştim. Sıradan gibi görünüyor; ama siz onun bir de kokusunu çekin içinize. Ben öyle yapıyorum artık.
Gördüğüm yerde yanlarına gidip o başakımsı eflatun çiçeklerine dokunuyorum. Hem kelebekler de öyle yapıyor :)
Tıpkı Fransa'nın Provans bölgesinde olduğu gibi Isparta'da da gezi turlarına ve etkinliklere açık
olağanüstü lavanta tarlaları olduğunu biliyor muydunuz?
Arada küçük bir dal koparıyor, buzdolabında streç film içinde saklayarak ve minik dilimler halinde
keserek kullanıyorlarmış. İlginç geldi doğrusu. Ben de bir deneyeyim bakalım.
Günde 1 tane örsene. Huyumdur, elimde hangi iş varsa illa bitecek. En sonunda kolumu hakladım:(
Çok küçük olduğu için uçamıyordu galiba. Eve götürüp baksam mı derken bu görevi iki genç üstlendiler.
Şunun şirinliğine bakar mısınız. Hem de mavi gözlü bir karga yavrusu.
Kediye bakmaya doyamadım yahu. Beyaz gömlek üzeri siyah takım elbisesiyle sanki baloya gidecek gibi duruyordu.
Akşam karanlığı çöktü iyiden. Bu yazı da burada biter. Uzun bir mola ihtimalim var bu arada.
Görüşmek üzere, kalın sağlıcakla...
Ben haber vs hiç birşey izleyemiyorum artık, hiç içimden gelmiyor hatta izledikçe moralim bozuluyor iyiye giden umut veren hiçbirşey yok gibi kendimi iyice soyutladım başka türlü yapamıyorum :(
YanıtlaSilÖrgüde huylarımız benziyor sanki ama siz beni de geçmişsiniz, bende bir işe başlayınca derhal bitirmem gerek ne acelem varsa :) çok güzel görünüyor motifler ellerinize sağlık, birleşir en büyük iş bitmiş zaten, kargacık ev bulmuş ne güzel, pisideki asillik çok belli öyle bir karakterli bakıyor ki çok tatlı çok, yeni haftanız güzel olsun.. sevgiler :)
Büyük bir çoğunluk bu halde zaten. Başka türlü olmuyor ki, olamıyor:(
SilAy teşekkür ederim, benim motifler acemi işi. Çok da güzel değiller bence. İnşallah örerek birleştirdiğimde biraz güzelleşecekler. Sizi dinledim. İlk ördüğüm yuvarlakımsı tuhaf motifleri bile dahil ettim. Yere dizip fotografladım ki oradan bakılıp birleştirilecek. Yoksa aynı renkler yan yana gelir, iyice bir şeye benzemez:) Yok aslında, en büyük iş ip koparmadan birleştirmek bana göre. Hepsi kucağında ağırlık olup bunaltacak. O yüzden çook sonra:)
Kedileri inanılmaz sevmeye başladım. Hatta bu kara şövalyeye aşık oldum. Ahaha:)) Çok teşekkürler. Sizin de yeni haftanız keyifle ve huzurla geçsin. Sevgiler..
O haberleri geçen hafta Salı gününden itibaren okumayı/izlemeyi bıraktım. Bu ülkede yaşamaya devam edebilmek için beden ve akıl sağlığıma ihtiyacım var çünkü.
YanıtlaSilFrida Kahlo'nun sözünü de minnoş ajandama not ettim.
Lavantalara gelince.. Ben de lavantaları geçen ay keşfettim. Lavanta keseleri halinde gardrop askımda ve nikah şekeri olarak buzdolabı magnetlerinde duran hallerini saymazsak..
Giriş kat bir eve taşınınca ve toprağa da haliyle yakın olunca bina girişine çeşit çeşit çiçek ekmeye başladım. Lavanta da bunlardan biri. Aloa Vera'ları marketlerde bile görüyordum. Cilde etkisini de duymuştum ama bahsettiğiniz diğer etkilerden haberim yoktu. Alıp eve koyayım ben de.
Bence de motifler kışa kalsın. Yaz günü sıcaklarda pek çekilmez gibi :)
Kargalar ne sevimli ama kedinin bakışı için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim :)
Molanızda bol dinlenme ve huzur diliyorum..
Salıdan itibaren herkes aynı ruh haline girdi, çok doğru. Beklentiler çok yüksekti ama buhar oldu gitti. Frida'nın sözünün arkasındayım. Ara ara gözüm gitse de eski halimden eser yok Nesli.
SilKese içinde lavanta biliyordum da, akıl işte tarladaki hallerinden hiç haberim yokmuş. Sorsalar bilemezdim, dokunmadan kokusu da gelmiyor çünkü:) Çiçek ekmek inaılmaz zevkli, kolay gelsin. Aloe vera almanı öneriyorum. Şık bir çiçek her şeyden önce ve pek çok faydalı etkisi var. Kremlerde çok kullanılıyor. Hatta stres kremi bile var, yeni gördüm. Demek ki o enerji olayı doğru:)
Kışa kalsın, haklısınız. Zaten acemi işi, ilk motifli eserim olacak.
Karga yavrusu''Kuzguna yavrusu şahin görünür'' atasözünü getiriyor akla. Kedi pek masum bakmıyor, o da doğru. Ama kendini çok güzel temizlemiş kerata. Pırıl pırıl ve de asil:)))
Çok teşekkürler. Sizin de keyifli, huzurlu haftalarınız olsun..
Herkeste genel bir yorgunluk ve bıkkınlık oluştu. Bu ruh halinden çıkmak gerekiyor.
YanıtlaSilHer zamanki gibi yeşildi, çiçekti, kediydi, örgüyle terapiydi dedik ama yok hakikaten, tam çare olamıyor. Olmayacak şeyler oldu :(
SilFrida Kahlo'nun sözünü ilk kez duydum, halimize cuk oturmuş sahiden.
YanıtlaSilMotif işine ben de taktım, kalpli olanı örüyorum:) Yatak örtüsü yapacağım. 2 sene sonra biter artık:) Sonradan eklemesi zor olur diye, bir sıra bitince ekliyorum ben. Daha az sıkıcı oluyor o zaman.
İyi haftalar Zeugma...
Onun sözleri kendi özeliyle ilgiliydi muhakkak, sıkıntılı hayatıyla. Ama ironiye bak ki bize tastamam uydu.
SilEline sağlık Sezer.Kaç sene sonra biterse bitsin diyeceğim artık. Benim gibi günde 5-6 ya çıkma, kol gidiyor sonra. Hem ne gerek var. Onun güzelliği günde 1 motiflikten:)) Örerken birleştirme daha iyi bence de...
Sana da iyi haftalar Sezer, kolaylıklar...
Renklerin,kokuların olmadığı bir gezegen düşünemiyorum;hayvansız ise,iyice anlamını yitiriyor..
YanıtlaSilAynen öyle. Mars'tan farkı kalmazdı düşününce.
SilHayat renkleriyle, çiçeği, böceğiyle, kuş sesleriyle çekiliyor...
Kasimpatim ben Kupa K1z1 Unutmadin umarim gerci 10 sene oldu yazmayali
YanıtlaSilAaa.. Bu ne güzel sürpriz böyle KupaKızım. Hoş geldin:) Nerelerdesin, neler yapıyorsun?
SilLavantayi bende seviyorum. Rahatlatıyor diyorlar üstelik.
YanıtlaSilRahatlattığı kesin. Kokusu çok hoş.
SilGeçen gün TV'de lavantalı muhallebi yaptılar. Silivri'deydi galiba. Lavanta tarlasının kenarında yaptı yaşlı bir kadın. Aşçıbaşı sunucu tadına bayıldı.
Yazın ve fotoğraflar nasıl tebessüm ettirdi. Karışık ruh halime; daha doğrusu sıcak ve nemden erimek üzere olduğum anıma iyi geldi doğrusu:) ülkenin hal-i pürmelâlinden bıktık usandık gayrı :( aman vallahi!. çiçekti, böcekti, resimdi...olmasa hepten çatlayacağız. Bir de başına oturabilirsek eğer, içimizi döktüğümüz şu bloglar iyi ki var! eskisi gibi olmasa da -onca sosyal ağ içinde- yine de ilk göz ağrımız bloglarımız.
YanıtlaSilAloe vera'nın böyle faydalı yanlarını duyunca şimdi, 'acaba ben de mi yetiştirsem' dedim!
Üstte ki yorumu görünce anımsadım ben de, birara 'kasımpatı' vardi sahi!. ne güzel şiirler vardı orada Zeugma!. Yeniyken daha mı güzeldi bloglarımız bilemedim!. İlk heyecanlar...nostalji oluyor her şey!. Sevgilerimi gönderiyorum Zeugma'cım. İyi haftalar dilerim..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilEsinciğim, her zaman söylemişimdir, bloglarımız bizim ikinci adresimiz, yani evimiz 🏡💕. İnsanın kendi eviyle kiracısı olduğu bir mekan aynı olur mu hiç? Malum nedenlerden dolayı kimi zaman zul gelse de, arayı epeyce açsak da yazmayı bırakmak yok. Bloglarımız her şeyden önce anılarımızı biriktirdiğimiz sayfalarımız. Paylaştıkça çoğalırken iyi hissettiklerimiz, tarihe not düştüklerimiz📝📝..
SilAloe vera almanı öneriyorum kesinlikle. Araştırdığında dünya genelinde benimsenmiş özellikli bir çiçek olduğunu göreceksin zaten.
Kupakızı benim ilk blog arkadaşımdı. Çok da güzel yazardı. Keşke yine yazsa. Bugün öğle saatlerinde tesadüf ettim. TV'de yine eski bir blog arkadaşımı görmez miyim:) Yaruze... Yani Gönül, Derya Baykal'ın programında konuktu. Kendisi Instagram'da fenomen olmuş. Harika elişleri yapıyor.
Bloglarımız, yazma rutinimiz, ziyaretlerimiz çok güzeldi bir zamanlar. Ve evet benim bir blogum daha vardı. Orada Almancadan çeviri şiirler yazayım derken "deneme" etiketiyle kendim de mini şiirler yazmıştım bir ara. Kasımpatı adı oradan kalma:))
Ziyaretin için çok teşekkür ediyor, sevgiler gönderiyorum Esinciğim. Mutlu ve huzurlu bir hafta dileklerimle;)