28/11/2018

Troya Müzesi'ndeki Büyüleyici Atmosfer!

Çanakkale Tevfikiye Köyü sınırları içinde bulunan ve her yıl ortalama 500 bin kişinin ziyaret ettiği Troya Antik Kenti'ne 5 dk mesafedeki Troya Müzesi'ndeyiz. Dünya çapında ses getirecek ve turizmi son derece olumlu etkileyecek bir proje olan müzenin yapımına Kültür ve Turizm Bakanlığının açtığı bir yarışma sonucu birinci olan proje kapsamında 2014 yılında başlanmıştı. Bu yıl 10 Ekim itibariyle ziyarete açılan Troya Müzesi pek çok anlamda bir ilk.

Müze kompleksinin dışarıdan bakıldığında peyzaj içerisine oturtulmuş bu görünümü, topraktaki bir yarıktan yükselen "dev bir arkeolojik bulgu" olarak algılanması için. ('Yeryüzündeki bir yarıktan toprak üstüne yükselen 32*32 m boyutlarında kare planlı robust obje' diye geçiyor).Yapının, paslanmış metal (corten) ile kaplı olmasının nedeni; topraktan çıkarılmış antik testi ya da çömlekler gibi biraz çizilmiş, bozulmuş görünüm versin, kendine özgü dokusuyla ardında bir geçmiş, bir yaşanmışlık olduğunu hissettirsin diye.


Troya Milli Parkı'ndaki turizm potansiyelini harekete geçiren Troya Müzesi aynı zamanda Milli Park içindeki köylülerin turizm gelirinden pay almasını da sağlamaya başladı.


Ziyaretçiler bu noktada 12 m genişliğinde bir rampadan aşağıya inilerek girilen ufuktaki yapıya doğru ilerlerken peyzaj ve yeryüzü yavaş yavaş kaybolup geriye yalnızca gökyüzü ve yapı kalacak şekilde girişe ulaşıyor.
Rampanın başlangıcında, hemen sağ tarafta siyah bir rölyef üzerine Troyalıların ağzından, onları temsilen Türkçe/İngilizce yazılmış "TROYA'YA HOŞ GELDİNİZ" başlıklı son derece etkileyici bir yazı var:

Bundan 5000 yıl önce başladı bizim bu coğrafyadaki serüvenimiz... Bir zamanlar şimdi ova olan bu yer henüz bir körfezken, ticaret yolları üzerinde parlak bir kenttik. Kutlamalara, kahramanlıklara tanık olduk. Savaşlar ve yangınlar gördük. Sırlarla dolu geçmişimiz hakkında tarihçiler, arkeologlar ipuçları aradılar yıllarca.
Kentimizin uzun ve inişli çıkışlı tarihi boyunca bastığınız topraklara bastık, geçtiğiniz tarlaları ektik, şu köşedeki taşlarla surlar inşa ettik, denizden balık tuttuk, bu topraktan çömlek yaptık, sıcak yaz günlerinde karşıdaki zeytin ağaçlarının altında dinlendik, savaştık, zamana yenik düştük.
Bu coğrafyanın rüzgârını, toprağını, gökyüzünü, denizini, zeytin ağaçlarını ve taşlarını hafızanıza yazın. Az sonra rampadan inerken yıkık burçlar ve Troas'ın verimli toprakları geride kalacak. Rampa, sizi bugün bildiğiniz Troas Bölgesi'nden geçmişe, keşfedilmeyi bekleyen Troya hikâyesinin gizemli dünyasına taşıyacak. Burada, Troya'dan gelip geçmiş ve bu toprakları miras kabul etmiş insanları anlamaya başlayacaksınız.
Topraklarımıza hoş geldiniz...


İşte bu satırlar insanın içini titreterek oradaki atmosfere tam anlamıyla adapte olmak üzere güçlü bir etki yaratıyor...


Fotoğraflarda görüldüğü üzere, rampadan inerken yan duvarlardaki nişlerde mezar taşları, Troya'nın değişik katmanları, heykeller, büyük boy fotoğraflar eşliğinde anlatılar var.

Taşla döşenmiş toprak yolda İLYADA'dan dizelere rastlanıyor...
Poseidon'la Apollon işte o zaman düşündü taşındı.
Üstüne ırmakları salalım, yıkalım dediler.
İda Dağlarından denize akan ırmakları getirdiler.
Çeviri: Azra Erhat İlyada XII

Rampa bitimi müzeye giriş.
İçeri girmeden hemen önce sol yandaki Troya katmanlarına dikkat...

Savaşın geçtiği, destanın yazıldığı topraklardasınız.
İlyada dizeleri ve betimlemeler eşliğinde yüzyıllar öncesi eserlerle başbaşa...






Müzede sergilenen eserler arasında en çok dikkatimi çeken Schliemann'ın Almanya’ya, oradan Amerika ve Rusya’ya kaçırdığı Troya Hazineleri idi elbette.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın farklı ülkelerde bulunan Troya hazinelerinin ülkemize getirilmesi amaçlı çalışmaları devam ediyor.

Öte yandan, başta İstanbul olmak üzere ülkemizdeki tüm müzelerde bulunan Troya eserleri artık Troya Müzesi'nde. Nitekim, 24 parçadan oluşan hazineler 2012 yılında Amerika Birleşik Devletleri tarafından iade edilip Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne getirilmiş orada sergilenmekteydi. İzmir Müzesi’ndeki Troya ile ilgili eserler ve objeler de Troya Müzesi’nde. Destanın yazıldığı, savaşın gerçekleştiği topraklarda sergileniyor.







Schliemann'ın karısı Troya hazinesini
takmış takıştırmış. İnsan bakınca deli oluyor. 😡😠
Görselin sağ tarafında görünen koridor dürbün kullanılarak hazırlanmış bir gözlem alanı. Bölgedeki kazılardan çıkarılıp kaçırılan ve şu an dünyanın değişik ülkelerinde sergilenen ve de en kısa zamanda müzeye gönderilecek olan hazine parçalarının görüntüleri izletiliyor.





Troya Savaşı mitolojisinin lahit üzerine işlenmiş bilinen en eski (MÖ 520-500) örneği. Muhteşem Polyksena Lahti.
Lahtin her bir yüzeyinde ayrı bir betimleme var. O kadar ustaca yapılmışlar ki insan gözlerine inanamıyor! Lahit kapağı define hırsızları tarafından mahvedilmiş maalesef!






Müzenin içerisindeki rampalardan yukarı inip çıkarken cephedeki yarıklardan etraftaki tarlalar ve Troya kalıntıları görünüyor.

Çatıya ulaştığınızda ise dev bir seyir terası sizi bekliyor. Gözünüzün önüne serilen uçsuz bucaksız o coğrafyada Troya'nın binlerce yıl öncesi başlayan geçmişini, yaşanmışlıkları hayal dünyanızda canlandırmanızı...

Troya Müzesi'nde Troya Atı ile ilgili son derece ilginç bir sürpriz var, biliyor musunuz? Bu, gerçek anlamda bir müze oyunu. Şöyle söyleyeyim: Mimarlar müzenin içine bir Truva Atı saklamış. Dikkatli ziyaretçiler müzeyi gezerken bu atı farkediyor. Çektiğim fotoğraflardan birinde söz konusu at son derece net bir şekilde görünüyor. Bakalım siz bulabilecek misiniz? 😉


Paris- Helen
Müzede çektiğim bir animasyon filmi (Paris'in Helen'i kaçırışı) ile bitirmek istiyorum ve diyorum ki:
Muhteşem Troya Müzesi sizleri bekliyor! 🏛🏺🏺

* * *

WELCOME TO TROY!
Our adventure in this region started 5000 years ago... Once upon a time, when this place which is now a plain, was still a gulf, we were a brilliant city on trade routes. We witnessed celebrations and heroism. We experienced wars and fires. For years historiands and archaeologists have been searching for clues about our past fillet with secrets.
We walked on the land on which you are walking now, throughougt the long and undulating history of our city; we cultivated the fields you are walking, we built fortifications with these stories and caught fish from the sea; we made pots from this earth; we rested beneath those olive trees on hot summer days; we fought and we fell prey to time...
Commit to your memory this region's wind, earth, sky, sea, olive trees and stones. Soon as you walk down the ramp, the fallen bastions and the fertile soil of the Troad will be left behind. The ramp will be take you from the Troad you know mysterious world of the story of Troy awaiting discovery. Here, you will begin to understand the people who have passed through Troy, and those who have inherited this land.
Welcome to our land...




Mimari bilgiler kaynak: www.arkiv.com

16 yorum:

  1. Harika bir müzeymiş, fırsat olursa gezmeyi çok isterim. Öyle güzel yerler var ki görülmesi gereken, bunlardan birinden daha haberdar oldum sayenizde, müzedeki takılar inanılmaz nasıl güzel bir tasarım ve ince bir zevk, ülkemize iadesi için çalışmaların devam etmesi ve şimdiye kadar gelenler sevindirici, orada olmayı çok istedim fotolara bakarken :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkemiz hem tarihi hem coğrafi özellikleriyle tam bir cennet Derya. Binlerce yıl öncesi yaşamış Troyalılara karşı özel bir ilgi oluştu bende. İlyada ile özdeşleşmeleri ayrıca çekici kılıyor:) Ah o takılar beni benden aldı gerçekten. İade olayının bu müze sayesinde hız kazanacak olması sevindirici. Dilerim en kısa gerçekleşir ve sizler tüm takıları sergilenmiş halleriyle görme şansına ulaşırsınız :)

      Sil
  2. Sevgili Zeugma...
    Yıllar kaliteli ve kendini okutturan kaleminden hiçbir şey götürmemiş. Okuyana bir şeyler katmaya devam ediyorsun. Hatta biraz da sanat-seyahat oranı artmış gibi geldi bana. Gittiğim ve gitmeyi planladığım yerler için aklımda olacaksın.
    Seni yeniden görmek, yazmaya devam etmiş olman beni mutlu etti. Aklımda kalan ve umarım aktiftir dediğim 7 isimden birisi sensin. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Nini hoş geldin...
      Seni burada görmek nasıl da sevindirdi beni. Yazılarım hakkındaki düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Güzel bakan güzel görürmüş. Ama var ya, işin aslı ben en çok psikolojiye ilgi duyuyorum. Ve NİLEUD yazılarının, kurgulamalarının, senin gibi tatlı bir blog arkadaşımın hayranıydım. Umarım ve dilerim ki yazmaya başlar ve uzun aralar vermeden o güzel yazılarına devam edersin.
      Değerli ziyaretin için teşekkürlerimi yineliyoe, sevgiyle kucaklıyorum...

      Sil
    2. NE güzel bir insansın. Ruhumu okşadın, en kısa zamanda sana özel bir psikolojik deneme yazacağım. Sonuna da Zeugma için diye not ekleyeceğim. Söz!

      Sil
    3. Asıl sen benim ruhumu okşadın ki...
      Çok teşekkür ederim ama bana özel olmasa da olur nini. Freud'un tatlı kızı Nileud ne yazarsa çok severek okurum ben. Canın nasıl istiyorsa, içinden nasıl geçiyorsa yaz lütfen. Merakla bekleyeceğim!

      Sil
  3. O kadar aklımda olan bir müze ki! :) En kısa zamanda görmek istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sezer bunu ben de hissediyorum, inan. Hatta gözümün önüne, gidip gelmiş ve harika bir yazı çıkarmış halinle geliyorsun. En kısa zamanda inşallah :)

      Sil
  4. Çok güzel müze, bize yaşattınız. Ben de en kısa zamanda planlayacağım kendimi. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Durumunuz uygunsa asla vazgeçmeyin lütfen bu plandan. Müze öncesi ve sonrası rotanızda görülmesi gereken o kadar yer var ki. Çanakkale'ye gelen birinin Bozcaada'ya ulaşımı önümüzdeki yazdan itibaren çok kolaylaşacakmış üstelik. Çanakkale iskelesinden kalkacak olan ve yeni sipariş edilen deniz otobüsü 40 dakikada adaya ulaşacakmış. Bence kaçmaz..

      Sil
  5. Gidilecek müzelere bir tane daha eklendi :)

    Atı da sarkıt lambalarda gördüm sanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bağbozumu festivaline giderken ziyaret edersiniz artık. Bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz :)

      Ha-ri-ka-sııın! 👏 👏 👏
      Atı buldun Handan. Tebrik ediyorum seni. Biz bile o sarkıt lambayı alt kat/üst kat, dört bir yandan görmemize rağmen hemen o an bulamamıştık :)

      Sil
  6. Katılıyorum çok güzel bir müze bizi Valilik bu yıl TROYA yılı için davet etmişti ama o zaman müze henüz açılmamıştı :) sayenizde çok şey öğrendik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Troya Müzesi'nin dünya genelinde, fuarlarda falan tanıtımı sürüyor ve çok ilgi görüyormuş Bolat. Uygun bir zamanınızda gider görürsünüz siz de. Buna kesinlikle değer. Ayrıca, Çanakkale Arkeoloji Müzesi'ndeki eserler de tamamen oraya taşınmış. Troyalıların Gökçeada ve Bozcaada'daki kazılarda çıkarılan eserleri de Troya Müzesi'nde sergileniyor. Sadece Troyalılar değil, onlardan sonra hüküm süren Roma İmparatorluğu'na ait eserler için de müzenin bir katı ayrılmış.
      Siz de gidiniz, görünüz efenim. Kim bilir o güzel kaleminizle tanıtımına da katkıda bulunursunuz belki. Çok teşekkürler ziyaretinize...

      Sil
  7. Troya Müzesi'ni dünya standartlarında yapmışlar. Sen de çok güzel biilgilendirici bir yazıyla bizlere tanıtmışsın Zeugmacığım. İlk fırsatta gidip görmek isteği uyandırdın bende de :) Emeğine sağlık. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle Esinciğim. Rekor sayıda ziyaretçi geliyormuş. İçindeki eserlerin haricinde müthiş bir mimari söz konusu. Müzenin içinde katlara da rampayla çıkılıyor (Troyalılar rampayla özdeşleşmişler çünkü). Yanı sıra asansör de var tabii.
      Biz ilk açıldığı günlerde gittik. Fotoğraflarda görüldüğü üzere dışarıda "Troya Bahçesi" adı altında çalışmalar vardı. Diğer taraftan, iadesi beklenen hazineler heyecan konusu. O nedenle ben de bu yaz bir kez daha gitme isteğiyle doluyum :)
      Dilerim en kısa zamanda senin de bu isteğin gerçek olur. Harika bir tanıtım yaparsın, eminim. Çok çok teşekkürler, sevgiler...

      Sil