08/02/2020

Anıtsal Bir Yapı: Edirne Eski Camii

Edirne’nin Osmanlılar’dan günümüze ulaşmış en eski abidevi yapısı olan ve Sultan Yıldırım Bayezid'ın oğulları tarafından yaptırılan Edirne'nin ilk sultan camisi Eski Camii'deyiz efendim. Namıdiğer; Edirne Ulu Camii'nde. Bayezid'in büyük oğlu Süleyman Çelebi tarafından 1403'te yapımına başlanan cami, 1414'te Sultan Çelebi Mehmet tarafından tamamlanmış.
Caminin doğu yönünde tek şerefeli, batıda iki şerefeli olmak üzere iki minaresi var. İki şerefeli minare II. Murat döneminde eklenmiş(1421-1448). İki şerefeye iki ayrı merdivenle çıkılıyor. Batı yönündeki Arapça usta kitabesinde cami mimarının Konyalı Hacı Alaaddin, kalfasının İbrahim oğlu Ömer olduğu yazıyor.

Osmanlı Devleti 7 asrı bulan hakimiyeti süresince Edirne'ye birbirinden değerli anıt eserler hediye etmiş. Bu eserler içinde halkın ilgisini eksik etmediği, tüm zamanlarda kutsal bildiği Eski Cami ayrı bir yere sahip. Cami, Ankara Savaşı ile başlayan Fetret Devri’nin zor yıllarında inşa edilmesi nedeniyle ayrıca önemli.

Edirne'deki camiler; Selimiye'nin yapısı, Üç Şerefeli'nin kapısı, Eski Camii'nin ise yazısı diye niteleniyor.

Ulu Camii'nin içindeki büyük boyutlu yazılar 18. yüzyıldan itibaren başlayan farklı zaman dilimlerine ait. Peygamberimizin güzel sözleri ve hadislerin yanı sıra Hz Ali, Hz Osman, Talha ve Zübeyr gibi çok önemli isimler de yazılı. Camideki kubbelerin orta kısımlarının kasnaklarıyla biraz daha yüksek olması Bursa Ulu Camii'yle aynıymış. Müezzin mahfeli ve hünkar mahfeli camiye 1760'lı yıllarda, kadınlar mahfeli 1600'lü yıllarda eklenmiş. Bu mahfellerde Edirne'ye has ahşap üzeri şahane süslemeler mevcut. Cami eskiden, Osmanlı döneminde ilim halkalarının bulunduğu alimlerin, müderrislerin ders verdiği önemli bir mekânmış. Bu alimlerin başında Hacı Bayram Veli geliyor. Camide Kâbe'nin Rüknü Yemani köşesinden ansızın düşen bir taşın, zamanın sultanı tarafından getirilip bir işaret olsun diye monte edildiği bölüm de var. Bu bölümün camiye farklı bir değer ve önem kattığı, kutsiyetini artırdığı şüphe götürmez tabii. Hatta caminin dört fil payesinin ikisinde Ya Menan (İnsanı bol) Ya Deyyan (Herkese hakkını veren) isimleri yer alıyor ki bu isimler aynı zamanda Kâbe'nin içindeki direklerin isimleriymiş...

Ankara'nın Çubuk Çayı kenarındaki Sol Fasol köyünden olan ''ilmi zahir ve batında son hadde ulaşmış'' evliyalardan olan Hacı Bayram-ı Veli, Sultan 2. Murad'ın davetiyle Edirne'ye gelmiş. Padişahın sevgi ve saygısıyla karşılanıp Edirne halkına hitap etmesi talep edilmiş. Hacı Bayram-ı Veli hazretleri her hafta bu camide halka hitap etmiş. Salı günlerini hanımlara hitap için ayırmış. Kadınlar için başlattığı bu gelenek halen devam ettiriliyor ve bu yüzden adı Salı Camii olarak da geçiyor. Ayrıca; Hacı Bayram-ı Veli'nin anısına ve makamına duyulan saygı nedeniyle vaaz kürsüsü imamlarca kullanılmıyor, vaazlarını camideki başka bir kürsüden veriyorlarmış. Hassasiyete bakar mısınız?

Üzerinde şahane geometrik desenlerin bulunduğu minber. Caminin inşasından kalan orijinalliğini korumuş en önemli parça. Kabartma tekniğiyle işlenmiş, bitkisel ve geometrik bezemesiyle Osmanlının zarafetine örnek teşkil eden ve Osmanlıdan kalan erken tarihli mimberlerden. Edirne Türkler tarafından kılıçla fethedildiği için imamların bayram ve cuma namazlarına minbere ellerinde kılıçla çıkmaları bir gelenek olarak günümüzde de devam ediyormuş. Kadınlar mahfelinde oturup o anı görmek isterdim doğrusu.

Ahşap hünkar mahfili ve müezzin mahfili 18. yüzyıl Edirnekari kalem işi örnekleriyle yapının görselliği artırıyor. Caminin ortasında, minberin önünde bulunan müezzin mahfeli. Hemen altındaki renkli kutucuklardan oluşan duvarı görünce hayrete düşüyor insan. Nesilden nesile aktarılmak üzere inanılmaz bir yardımseverlik duygusu oluşmuş burada.

Şöyle ki; burada, yani sağ tarafta gördüğümüz duvar ve üzerindeki renkli dikdörtgenler, bu caminin son dönemlerindeki tadilatlarda farkedilmiş estetik bir konu aslında. Caminin mimarı burayı yaparken bozulmalara ve eskimeye tedbir olarak caminin renk kartelasını yapmış. Hassasiyetin ve fikir inceliğinin böylesi...

Caminin taç kapısı, batı girişi, iki şerefeli minare kaidesi, pencere söveleri taş süsleme uygulanan diğer bölümler. Yapıyı örten kubbelerin içleri bitkisel motiflerden ve yazılardan oluşan kalem işleri ile bezenip masif görünüm hafifletilmiş.

Eski Camii'nin kimliğinden bir parça olan büyük boyutlu bu yazılar farklı dönemlerde, farklı hattatlar tarafından ortaya konmuş. bu hatlar Müslüman Türklerin İslami yazıya kattıkları sanat ve estetiğin abidevi örnekleri. Sülüs, kufi, aynalı, divani gibi farklı biçimlerde hayat bulan yazılar nakışlı hatlar, cami tasvirli olanlar, tuğra şeklinde hadis içerikli yazı ve tuğra şeklindeki yazıları farklı hattatlar yazmış. Kapı üzerindeki yazıtta Çelebi Sultan Mehmet'in ismi var. Doğu ve batı yüzeylerinde geçme yıldızlar, Rumiler. Son cemaat yeri beş kemerli. Cami 1748'de yangından, 1752'de depremden zarar görmüş. 1754'te Sultan I. Mahmut Döneminde, 1924 ile 1934'te onarılmış.

Yapının planı çok kubbeli ulu camiler grubunda yer alıyor. Harim, 4 kare ayaklara atılan kemerlerin üzerine oturan 9 kubbeyle örtülü. Son cemaat yeri 5 bölümlü ve üzerleri kubbeli.

Hacı Bayram-ı Veli makamı ve kürsüsü, muhteşem İslam hat sanatı yazıları ve anlamları, İstanbul'un fetih kararının bu camide alınması müjdelenen komutan ve askerlerin buradan dualarla Bizans'a uğurlanması, asırlardır kılıçla Cuma ve Bayram namazı hutbelerinin okunması, minberin sağında bulunan Hızır Makamı (Halk arasında ''Cennet Deresi'' diye bilinmesi...

Edirne Eski Camii (Ulu Camii), tarihi yapısı, yazısı ve hikâyeleri ile adeta yaşanan bir anı defteri gibi. Ve Edirne'de ziyaret edilen makamların en başında geliyor.







Kaynak: Edirne Eski Camii