Mevsimlerin birbirine bu kadar karıştığı bir yıl daha görmemiştim. Karahindibalar ve sarı çiçekleri mesela, kış aylarında biraz seyrek görülseler de geçen yıldan beri hiç ama hiç ara vermeden açmaya devam ettiler.
Şakayık bir çiçek adıdır. Türk Sanat Müziği parçalarında geçer. Muazzez Abacı'nın ''Şakayıııkkk'' diye uzata uzata söylediği bir şarkı vardır. Oradan bilirim en çok. Ama nasıl bir çiçek olduğunu bugüne kadar hiç bilmiyordum. Görmemişsin, bilmiyorsun madem, merak edip de bir araştır değil mi? En fazla iki dakika sürer.
Neyse efendim, gördüğünüz çiçekler şakayık oluyorlar. İki gün önce büyük bir şaşkınlık içinde öğrendim. Kocaman, parlak, katmerli duruşlarıyla fazlasıyla göz alıcıydılar. Ve gördüğünüz üzere tomurcukları dahil, güle o kadar çok benziyordular ki. Zaten ilk bakışta gül zannettim. Saniyeler içince alt yapraklarını gördüğümde anladım gül olmadıklarını. Şok oldum resmen...
Eve gittiğimde Google Görsel'e başvurduktan sonra öğrendim adlarını yine. Ve bir şok daha yaşadım. Gördüğüm çiçekler şakayık idi tamam. Gerçekten de şarkılara lâyık, harikulade bir çiçekmiş, bunu anladım. Fakat bir diğer adı ne biliyor musunuz? ''Ayı Gülü'' ??!! Bu kadar zarif bir çiçeğe böyle ad mı konur? Bu nasıl bir şaşkınlık, hatta kabalıktır? Başka ad mı bulamadınız? Bunun da zarif bir su kuşunun adını ''Sümsük Kuşu'' koymaktan hiç farkı yok! Dilbilimciler hayvanlara ve bitkilere isim koyarken arada dalga geçmişler anlaşılan. Aksini iddia eden varsa buyursun...
Şakayık; kırmızı, pembe, krem, sarı, beyaz, turuncu gibi çiçekleri olan soğanlı bir bitkiymiş. Benim gördüğüm bu yerde düzenlemeyi Galatasaraylı biri yapmış anlaşılan. Sadece sarı ve kırmızı şakayık ekilmiş :)
Bitki ekimin yapıldığı yıl genelde çiçek vermiyor, hatta iki yıl bekletiyormuş. Şakayığın her yerde nisan ve haziran ayları arasında çiçek verdiği yazıyor. Fakat bu yıl şubat ayının bitmesine 10 gün varken açmışlar, bakar mısınız?!
Şakayığın katmerli ve yarı katmerli türleri var. Boy olarak da çok yavaş büyüme gösteriyormuş.
Bu bitkinin Afyonkarahisar'ın Kisra Vadisi'nde "kızıl lale" diye adlandırılan ve koruma altında olan özel bir türü açıyormuş. Koparana 60 bin TL ceza kesiliyor. Aman dikkat.
Var mı gülden bir farkları?
Tek fark; güle benzeyen katmerli çiçek yapraklarının gelincik yaprakları gibi narin oldukları...
Güzelliği ile düğünlerin ve gelinlerin vazgeçilmezlerinden olan şakayık, gelin buketlerinde, düğün pastası ve masa süslemelerinde kullanılıyor. Çoğumuzun yapay çiçek zannettiği o çiçekler şakayık imiş, evet:)
Şimdi gelelim şakayığın antik çağlardan gelen hikâyesine....
Yunan mitolojisinde, ilaç tanrısının öğrencisi olan Paeon, hocasının tarif ettiği bir çiçeği aramak üzere ormana gönderilir.
Bir peri olan Paeon’un bulması gereken çiçek ''Şakayık'', çare olacağı hastalık ise hamile kadınların çektiği sancılardır.
Ancak, kıskançlığı ile bilinen ilaç tanrısı, Paeon’u çok kıskandığından ve tanrılar tanrısı Zeus bu kıskançlığı sezinlediğinden, zarar görmesin diye Paeon’u bir şakayığa çevirmiş. İşte o günden sonra çiçeğe Paeonia adı verilmiş.
* * *
Bunlar da bu yıl saksıların kenarlarına dikip kök saldıklarını ve büyümelerini evde gözlemlediğim gül dallarım ile minik, yemyeşil bir fide haline gelen bir adet limon çekirdeğim...
Buradakiler soğanlarını minik bir saksıya dikip gözlediğim sarı çiğdem (göç göç çiçeği). Ekim sonunda açacak çiçeklerin yapraklarının şimdiden bu kadar büyümesi ne kadar şaşırtıcı (Şubat ayında hem doğadaki hem saksıdaki halleri).
Doğa bizi (beni) şaşırtmaya tüm hızıyla devam ediyor.
Kalın sağlıkla...
Şakayık bir çiçek adıdır. Türk Sanat Müziği parçalarında geçer. Muazzez Abacı'nın ''Şakayıııkkk'' diye uzata uzata söylediği bir şarkı vardır. Oradan bilirim en çok. Ama nasıl bir çiçek olduğunu bugüne kadar hiç bilmiyordum. Görmemişsin, bilmiyorsun madem, merak edip de bir araştır değil mi? En fazla iki dakika sürer.
Neyse efendim, gördüğünüz çiçekler şakayık oluyorlar. İki gün önce büyük bir şaşkınlık içinde öğrendim. Kocaman, parlak, katmerli duruşlarıyla fazlasıyla göz alıcıydılar. Ve gördüğünüz üzere tomurcukları dahil, güle o kadar çok benziyordular ki. Zaten ilk bakışta gül zannettim. Saniyeler içince alt yapraklarını gördüğümde anladım gül olmadıklarını. Şok oldum resmen...
Eve gittiğimde Google Görsel'e başvurduktan sonra öğrendim adlarını yine. Ve bir şok daha yaşadım. Gördüğüm çiçekler şakayık idi tamam. Gerçekten de şarkılara lâyık, harikulade bir çiçekmiş, bunu anladım. Fakat bir diğer adı ne biliyor musunuz? ''Ayı Gülü'' ??!! Bu kadar zarif bir çiçeğe böyle ad mı konur? Bu nasıl bir şaşkınlık, hatta kabalıktır? Başka ad mı bulamadınız? Bunun da zarif bir su kuşunun adını ''Sümsük Kuşu'' koymaktan hiç farkı yok! Dilbilimciler hayvanlara ve bitkilere isim koyarken arada dalga geçmişler anlaşılan. Aksini iddia eden varsa buyursun...
* * *
Kalın sağlıkla...
Güzelim mis kokulu çiçeğin ismine filbahri, zarif tatlı kuşa sığırcık, ciddi isimlendirme sorunumuz var :D
YanıtlaSilFilbahri iri bir çiçek de değil, aynen. Sığırcık küçük bir kuştur, sığırla ne alâkası var? Ne kötü isimler bunlar. Eşek arısı, dulavratotu, angut, öküzgözü... Hem de çok sorunluyuz Handan:)) Angut ördekgillerden sevimli bir kuş, yuh size!
SilGüle benziyorlar ve fakat gülün dikeni var şakayıkların olmasa gerek. Edebiyatımızda güle atfedilen değer belki de gülün dikeni oluşundan vesselam.
YanıtlaSilEvet profösör, şakayıkta diken falan yok. Gülden güzel kokuyormuş bazı türleri. Benim gördüklerim kokusuzdu.
SilGörüşünüze katılıyorum. Edebiyatımızda gül çok değerli, hatta Ahmet Haşim gibi gül şairlerimiz var. Gül-bülbül ikilisi ona keza. Bülbül güle âşık. Hatta güle doğru hasretle uçan bülbülün üzerine dikenler batmış. O zamana kadar beyaz olan güller artık kan kırmızı açmaya başlamış, diye hikâye okumuştum.
Sakayik en sevdigim,ruhumu sakitan cicek,hele pembesi.Peony diye geciyor inglizcesi ve simdi neden bu adi almis oldugu anladim Yunan mitolojisi sayesinde.iyi haftalar:)
YanıtlaSilDaha önce hiç görmemiştim. Ben de çok sevdim Sibel. En alttaki iki şakayığa bugünkü yürüyüşümde rastlayıp sonradan ekledim. Biri koyu turuncuydu aslında, kırmızı çıkmış :( Ebruli de çok güzel. Ama bence de pembe en güzelidir. Mitolojik hikâyesinden gelen ismi çok hoş. İngilizcesi oradan, evet. Keşke biz de öyle deseydik ama bak şimdi "ruhumu şakıtan" deyince şakayık da fena değil:)
SilÇok teşekkürler, iyi haftalar...
Havanın olması gereken zamanda olması gerektiği gibi olmayışı bitkileri de hayvanları da şaşırttı, açıkça bozulan bir denge var, ne olacak bilmiyorum. Şakayıkı bende çok seviyorum irice bir gül olduğu için mi acaba o adı verdiler :) ama yine de yuh yani, ayıp etmişler bencede :) Hikayesi de ayrıca güzelmiş..
YanıtlaSilDenge bozulduğu zaman hiçbir şey eskisi gibi olmuyor artık. Bitkiler ve hayvanlar kadar bizler de şaşırıyoruz bu belirsizlikte. Bir şekilde döngü devam ediyor yine de. Daha beteri olmaz umarım. Gül iri ise ayı ile bağdaştırmamak lazım. Ayıp etmişler açıkçası:)
SilDoğanın,üretkenliğini,doğallığını ve yaşamın anlamını en güzel ifade eden şeyler;bitkiler,çiçekler;mevsimlere de yön verip anlam katan da onlar...Teşekkürler Zeugma...
YanıtlaSilÇiçeksiz bir dünya hiçbir şeye benzemezdi herhalde. Farkındalık bir başladı mı bir daha engelleyemiyor insan kendini. Şakayığı ilk kez gördüm, iki gün sonra saksıda satılan şakayıklar farketmeye başladım. Daha önce neden görmemişim acaba? Çok tuhaf.
SilMevsimlere yön verirken ibreleri, kıbleleri değişmeye başladı ne yazık ki. Teşekkürler Güven Bey..
@Diyarbakır Temizlik Şirketi,
YanıtlaSilBuraya yazdığınız reklâm içerikli yorumunuz yanlışlıkla yayınlanmış, sildim. Bir daha yazarsanız yayınlanmayacak!