Hafif rüzgârlı ve güneşli, ılıman bir hava vardı. Maviye hasret kalmış gözüm gönlüm bayram etti desem yeridir. İçime o taptaze, mis gibi havadan olabildiğince çekmeye çalışıyordum. Görüş alanımın sol tarafında bir deniz aracı beliriverdi. Normalden çok daha hızlı ilerleyen, devasa bir gemi! Şimdiye kadar görmediğim bir dizayndaki gemi bu yüzden fazlasıyla dikkatimi çekti...
Dört büyük kubbeye sahip olan gemi için aklıma ilk gelen olasılık; yüzen bir cami olabileceği idi. Telefondan Google'a girip arattım hemen. "Lalla Fatma N'Soumer" adlı bu gemi, Bahamas (Bahamalar) bandıralı, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) taşıyan ve toplam kapasitesi 118 bin 363 ton olan bir yük gemisiymiş. Buraya kadar iyi, güzel, her şey normal değil mi? Peki ama, geminin pruva (ön) kısmında, üzerinde Arapçası da yazılı Lalla Fatma N'Soumer kimdi? Öylesine bir marka mıydı yoksa geminin sahibi mi?

Lalla Fatma N'Soumer (1830–1863) Cezayir'in sıra dışı Berberi kadın kahramanı. Fransız sömürge işgalinin ilk yıllarında Cezayir direniş hareketinin önemli bir figürü. Mücadelenin vücut bulmuş hali.
''Lalla'', Berbericede kadınlar için kullanılan ''yüksek rütbeli'' veya ''azize'' anlamında bir saygı ifadesi. Efsaneler ve gizemle dolu Lalla Fatma N'Soumer, bizdeki ilk Türk kadın subay Kara Fatma'nın karşılığı diyebiliriz. Farkı; henüz 33 yaşındayken hayatını kaybetmiş oluşu. Fransızların Cezayir'in Kabilya bölgesindeki sömürge girişimine karşı Djurdjura dağlarında direnişi yöneten Şerif Boubaghla ile yan yana savaşan inatçı bir savaşçı.
Aynı zamanda; zekasını ve statüsünü birçok kabile liderini davaya katılmaya ve ortak düşmana karşı müttefik olmaya ikna etmek için kullanan, gönüllü erkek ve kadınlardan oluşan 700 kişilik bir orduya sahip etkili bir politikacı.
'Lalla' terimi bazen de 'Lella' olarak yazılan, ''Leydi''ye alternatif bir sözcük. Genelde Kuzey Afrika ülkelerinde saygı duyulan kadınlara ve prenseslere verilen unvan. Aynı zamanda kardeşlerin en büyük kız kardeşe hitabı olabiliyor.
Lalla Fatma genç yaşta, özellikle kırsal kesimde kızların katılmasının yaygın olmadığı dönemde bir Kuran okuluna gidiyor. Biraz avantajlı; çünkü babası okulun müdürü. On altı yaşındayken evlenmeyi reddedip eğitimini bitirmek için ısrar ederek din eğitimi alan bir öğrenci olmaya devam ediyor. Ta ki Fransız orduları ülkesini hedef alana kadar. 1857'de Fransızlar güçlü bir direnişle karşı karşıya olduklarını anlayınca, General Rondon liderliğinde 45.000 kişilik bir ordu kuruyor ve Lalla Fatma'nın dağlardaki 7000 gönüllüden oluşan ordusuyla karşılaşıyorlar. Çok güzel ve tarz sahibi bir kadın olan Lalla Fatma N'Soumer, Fransız askerlerini korkutuyor. O gün kırmızı renkte, güzel bir ipek bir elbise giydiği ve cephede olduğu biliniyor. 1854'ten Temmuz 1857'ye kadar Fransızlara karşı bir direnişe liderlik etmeye devam ediyor Lalla Fatma. Fransız kuvvetleri tarafından yakalanıp altı yıl sonra da ölene kadar.
Kadın kahramanlara saygım başka türlü. Selam olsun sana! Yolun her daim açık olsun Lalla Fatma...
Tüm kahramanların adının sonsuza kadar yaşaması dileğiyle...
www.marinetraffic.com/
en.wikipedia.org/
Ne çok bilmediğimiz kahraman vardır böyle. Teşekkürler :)
YanıtlaSilVardır bence de. Hikâyelerin altından da genelde Fransız istilası çıkıyor.
SilZiyaretin için ben teşekkür ederim:)
Vayy..
YanıtlaSilBiz iki çocukla baş edemiyoruz. Millet neler yapıyor.
Unutulmasın.
O çocuklar büyüyecek elbette.
SilKurtuluş Savaşı zamanında olsaydık biz de cephe gerisinde hizmet eden kadınlardan olacaktık. Bazılarımız da Kara Fatma gibi milis gücümüzü oluşturup direkt cepheye katılacaktık. Millet kendi kahramanına ''Lalla Fatma'' demiş. Bizimki ''Kara Fatma'' değil de ''Kahraman Fatma/Üsteğmen Fatma'' olsun. Unutulmasın...
Bizim yaşadığımız zamana göre bizim savaşımızda belkide bu. Iyi bir insan yetiştirebilmek.
SilEn azından benimki bu.
Çok haklısın. Aslında tüm zamanların savaşı bu olmalıydı. İşte o zaman dünya sevgi ve barışla sarmalanmış, cennet gibi bir yer olurdu. Çocuklar geleceğin büyükleri, annelik en kutsal görev. Onları sevgi, saygı, empati, merhamet gibi insani duygularla büyütmek; öfke, kin, nefret, intikam gibi duygulardan uzak birer birey olarak yetiştirmek öncelikle annelerin sorumluluğunda.
SilAraştırmacı bir yazı olmuş ellerinize sağlık. Selamlar
YanıtlaSilZaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim Alper Bey.
SilSaygı ve selamlarımla..