Görmüş olduğunuz pembe çiçekler açmış badem ağacını 2 Şubat'ta fotoğrafladım. Kış mevsiminin ortasında. Geçen hafta soğuk ve yağışlı geçtiği için dışarıya çıkamamıştım. Pazartesi fırtınalı bir gündü ve benim en geç salı günü notere gidip bir vekaletname hazırlatmam gerekiyordu.
Nihayet kapalı alanda sıra bekleyecek olmanın günler öncesi yarattığı gerilim sona erecekti. Şansıma salı günü hava günlük güneşlikti.
Çift maske takmış vaziyette noterin yolunu tutup öğleden sonrası için saat 13.00'te hizmete açılacak kapının önünde yerini alan ilk kişi oldum. Böylece sıra bekleme süresi diye bir şey yaşamadım. Evraklarım bitmek üzereyken, yan tarafımda işlemi yapılan genç adama fotoğrafın kendisine ait olup olmadığını kontrol edeceklerini, maskesini çıkarmasını söylediler. O esnada benim işlemimi yapan kadın da benden aynı şeyi istemez mi? İyi ama benim işlemim bitmek üzereydi:) Yine de duyduğu güven için teşekkür ettim kendisine. Bu arada noterlik ücretlerine feci zam gelmiş. Üç adet kağıt için 500 TL'ye yakın para ödedim. 😲
Asıl konumuz çiçeklenmiş dallarına şaşırıp da blog tarihime not düşmek istediğim badem ağacıydı oysa. Bu ve alttaki fotoğrafları da 1 gün sonra, bugün öğle saatlerinde çektim. Dallardaki çiçeklere bakın! 😲😵
Geçen haftaya kadar sokağın başındaki tek katlı betonarme evin bahçesinde öylece duran, incecik ve yıpranmış dalları birbirine girmiş, renksiz, kupkuru ağaç bu. ''Kabuğuna çekilmek'' deyiminin içini tam olarak dolduran bir mucize!
Doğanın döngüsünü yerine getirirken en ufak bir yaşam belirtisi göstermeksizin içine kapanmış, inanılmaz bir görünmezliğe bürünmüştü. Varlığını, içinde yaşattıklarını kimseler görmesin, bilmesin istiyordu...