Yazma isteksizliğini etkileyen en büyük neden ilham eksikliği. Pandemi nedeniyle bu duyguyu fazlasıyla yaşadığımıza göre blog yazmanın ilk kuralıyla, ilham konusuyla başlamalıydık aslında.
''Writer's Block'' denen bu durum çoğu yazarın başına geliyor, öncelikle bunu bilelim. Mühim olan girdiğimiz bu psikolojiden kalıcı etkiye uğramadan, bloke olmadan çıkabilmek.
Bir ara yabancı bir yazarın ara ara kendisinin de yaşadığını söylediği yazma isteksizliğinin nasıl aşılabileceğiyle ilgili önerilerine rastlamıştım. Uyguladığınızda bazı maddeler gerçekten işe yarıyor ve çözülüyor insan. Yazma isteği geri geliyor. Sonuçta Blogger sayfanızı açıp ''Yeni Yayın'' butonunu tıklayınca açılan sayfanın önünde ''Ne yazsam?'' diye düşünüp durmak ya da bir-iki satır yazıp silerek o boş sayfayı izleme döngüsüne girmek kâbus gibidir, değil mi? Üstelik tam da ''yazarak'' terapi etkisi almamız gereken böyle bir dönemdeyken.
✓- Seyahat etmek, yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak yazma konusunu tetikleyen en önemli etkenlerden. Ancak pandemi nedeniyle bu maddeyi erteliyoruz. Dilerseniz yakın geçmişteki seyahatlerinizle ilgili anılarınızı yazabilir ya da tanıtım yazısı hazırlayabilirsiniz. Neden olmasın?
✓- Bazı insanlar ekran önüne geçmeden önce bir kağıt ve kalem alarak ilk müsveddesini hiç ara vermeden karalayabilme özelliğine sahipmiş. Deneyin bakalım, bu sizde çalışıyor mu?
✓- Zihninizi rahatlatın. Yazmaya geçmeden önce yürüyüş, bisiklete binmek gibi fiziksel bir aktiveden geçmek ya da birazcık nostaljik takılıp radyo dinlemek zihni dağıtmak adına size iyi gelecek.
✓- Her zamanki okuduğunuzdan farklı türde yazı, kitap ya da dergiler okuyup yepyeni şeyler öğrenin. Başka yazarların seçtikleri konular size kendi seçiminizin ne olması ya da olmaması konusunda fikirler verecek.
✓- Yanınızda, yakınınızda, cüzdanınızda, arabanızda kağıt kalem bulundurun. Aklınıza yeni bir fikir geldiğinde hemen not alın. Bunu yapmazsanız unutma ihtimaliniz yüksek.
✓- Hiç dikkat ettiniz mi, ilhamınızın gelmesi ve yazma ihtimaliniz günün hangi saatlerinde yüksek? Böyle bir durum var gerçekten ve bu bende kesinlikle gece yatmadan az önce oluyor. Öyle anlarda hiç vakit kaybetmeden uykuyu bir kenara bırakıp aklıma gelen detayları hızlı bir şekilde ekrana ya da kağıda aktarıyorum. İşte ana hatlarıyla yeni yazım. Gerisi rahat bir şekilde gelecek, biliyorum. Sabah uyandığımda yazdıklarımı okuyunca bariz bir sevinç duyduğum çok açık.
Tüm bunları siz de deneyebilirsiniz. Biri ya da birkaçı sizde de çalışacak, kesin. Ayrıca; iyi kalitede bir yazı çıkarmak öyle çabucak olmaz. Zamana ve pratiğe gereksinim vardır. Hazırladığınız her yazıyı yayınlamak gibi zorunluluğunuz yok, biliyorsunuz. Son bir kez daha el atılmak üzere taslakta kalıp beklemesi gerekenler de olabilir.
Daha çok okura ulaşmak istiyorsanız
Kendinizi öncelikle Google'a beğendirmeniz gerekli, bunu bilin. Sizi indekslerken üst sıralara çekecek ve ziyaretçi gönderecek olan o. Özellikle bugüne kadar hiç kimsenin değinmediği ilginç/önemli konularda geniş kapsamlı araştırma yaparak kaliteli bir yazı yazarsanız karşılığını fazlasıyla alacaksınız.
Tamamlanan yazınızı son bir kontrolden geçirin. Yazım kurallarına uygun olmayan kısımlar varsa titizlikle düzeltin. Önemli kesitleri italik ya da bold yaparak yazınızı stilize edin. Başlığınız çok uzun olmamalı, yoksa makaslanır:)
Nasıl ki yeni yayın oluştururken yanlış kelimelerimiz kırmızı çizgilerle uyarı alıyorsa yayınladığımız zaman da ona göre indekslenecektir. Gereksiz eklentilerle, özellikle de Google'ın önermedikleriyle blogunuza yük çıkarmayın. Mümkünse Blogger'ın kendi eklentileri ve olabildiğince sade olsun. Aksini yapanların bloglarına girildiğinde güvenlik uyarısı alınacağı kaçınılmaz.
Aklıma gelenler şimdilik bu kadar. Yazılabilecek daha pek çok detay var; ama konunun içine girildiğinde uzadıkça uzuyor. Belki başka bir yazıda yazılır kim bilir. Sorusu olan hiç çekinmeden sorabilir yorumlarda. Bildiğim bir detayla ilgiliyse seve seve yanıtlarım. Sevgi ve selamlarımla....