Elbette ki maskeme güveniyordum. Hastane ortamında doktor ve hemşirelerin tamamına yakını maskeli, içerideki insanlarınsa tam tersiydi. Ancak yüzde 10 kadarı.
Aradan 24 saat geçmeden bariz bir üşüme geldi üzerime. Hava değişiminden ve yağıştan olduğunu düşünüp önemsemedim. Fakat bir daha da ısınamadım. ''Tamam...'' dedim. ''Onca yıl sonra grip oldum.'' Anında baharatlı karışımlara, çaylara başvursam da durum tuhaf bir şekilde ilerliyordu. Korkunç bir şekilde ağrıyan başımı taşıyamıyordum. Aşırı derecede bir halsizlik ve iştahsızlık. Cumartesi tüm gün uyudum ki ömrümde ilk kez yaşadım bunları. ''Burun akıntısı olmayan grip yapmışlar'' deyip dursam da yarım gün kadarcık burnum akıp utandırdı beni. Neyse, çok uzattım. Dün akşam tat ve koku alma duyum da kaybolmaya başladı. Bu sabah kalktığımda avucuma döktüğüm kolonyanın bile kokusu gelmez olmuştu. Fakat halsizliğim biraz gitmişti.
Neler oluyordu böyle? Vakit geçirmeden sağlık ocağına gitmeliydim. Zaten gece biraz araştırma yapmış, bir şeyler öğrenmiştim. Aile doktorumla konuştuğumda aynen düşündüğüm gibiydi. Covid olmuştum. Bunu iki yıl önce yaşamış olsaydım korkudan düşüp bayılırdım herhalde. Fakat bitmesine de çok az kaldığını öğrendim.
Sayısız ülkede ''orman yangını hızıyla'' yayıldığı söylenen ve bilim adamlarının endişeyle karşıladığı yeni COVID Omicron varyantı ''XBB.1.5'' idi bu. DSÖ tarafından bugüne kadarki en bulaşıcı varyant olarak tanımlanmıştı bile. "Havalandırılması yetersiz iç mekânlar ve kalabalıklarda'' N95 türü yüksek kaliteli maske takılması öneriliyordu. Demek ki ben içine girdiğim kalabalıklarda o tür bir maske ya da en azından çift maske taksaydım korunmuş olacaktım. Umarım bu vesileyle antikor üretimine geçmiş olurum.
XBB.1.5'in daha şiddetli olduğu ya da geçen kış başlayan ilk Omicron büyüklüğünde bir dalga oluşturacağına dair henüz bir belirti yok. Önerim; kalabalıklarda ve gereken yerlerde maskenizden asla ve asla vazgeçmeyin.
Görsel: gmanetwork.com