2023/08/22

Kordonda Keman Dinletisi

Bir klasik müzik sever olarak kemanın sesine bayılırım. Hani keman ailesi olarak büyüklü küçüklüdürler, en küçükleri keman, en büyüğü 1.80 m uzunluğundaki kontrbastır ya. İşte ben, bu ailenin tüm bireylerini deli gibi severim. 

Sanırım en çok da çelloyu seviyorum. Aslında diğer adı viyolonsel olarak da geçen çello insan sesine en yakın sesi çıkarabilen enstrüman diye biliniyor. 

Apocalyptica'yı duymuş muydunuz? İşte ben Finlandiya'nın en iyi üç çellisti ve bir caz davulcusundan oluşan dört kişilik o senfonik metal grubunun yaptığı müziği dinlemeye doyamaz, mest olurdum. Metallica parçalarını klasik müzik tarzında yorumlarken sonrasında kendi neoklasik metal tarzlarına geçiş yapmışlardı. 

Fakat, ilk göz ağrım; ailenin en küçük bireyi olan kemandır. Daha ilkokuldayken nerede bir keman çalan görsem hayranlıkla dinlerdim. O kısacık sap kısmında parmaklarını kaydırarak nasıl oluyor da bu derece hoş ve hüzünlü tınılar çıkarabiliyorlardı? Bunu o kadar merak etmiştim ki konuyla ilgili unutulmaz bir de anım var:

Ben çocukken bizimkilerle ara sıra köy düğünlerine giderdik. Düğün sahipleri gelen misafirlere mutlaka yemek yedirirdi. Gelenek böyleydi. Düğün menüsü hiç değişmezdi. Birer kazan parça etli nohut, bulgur pilavı ve hoşaf. Düğün evine vardığımızda içleri istisnasız bu menüyle dolu üç büyük kazan olurdu hemen girişte. Neyse efendim. Demek ki dışarıdaki masalardan birinde yemeğimizi yemiş bitirmiş, düğün evine girmişiz. Tam holden geçerken ne göreyim? Düğünde görevli çalgıcılar da yemek yemeye gitmiş olmalı ki enstrümanları küçük bir odanın tam orta yerine yan yana bırakılmış ve odada kimseler yok! Davul, zurna ve keman. Evet, evet keman! Durur muyum? Geri gidip odaya gireyim, şu kemana yakından bir bakayım dedim. Bakmakla da kalmadım. Bir elime kemanı bir elime yayını alıp azıcık çalayım dedim. Aman Tanrım! Ne çalması? Gıcırtıdan gacırtıdan başka bir şey çıkaramadım. 10 saniye sürmedi bile. Hemen yerine geri bıraktım. Hatta bozmuş muyumdur diye tedirgin oldum. Öyle böyle gacırtı değildi çünkü. Tek bir nota bile çıkaramadığıma eminim. Velhasıl keman çalmak zor iş azizim. Çalanlara büyük hayranlık duymak lazım.


 Tıpkı dün akşam tam güneşin battığı saatlerde kordonda müzik yapan ve ortamın güzelliğine güzellik katan şu üç yetenekli gence duyduğum hayranlık gibi. Epeyce durup dinledim onları keyifle. İzleyicilerin arasındaki arkadaşlarından biriyle muhabbet ettik. Sağdaki, yani genç kız olan konservatuvar öğrencisiymiş zaten. Müthişti. Arkadaşları da onun kadar yetenekli bence. 

Yann Tiersen - Comptine d`un autre ete - l`apres-midi

Tam videoya çektim ve telefonu kapattım ki yine müziğini severek dinlediğim Yann Tiersen'in çok sevdiğim şu parçasına geçiş yaptılar. Üzüldüm onu da kayda alamadığım için. Tıpkısını çaldılar diyebilirim. Neyse artık başka bir kordon akşamında daha rastlarsam istek yaparım kendilerinden.
Edit: 
↓↓↓↓↓
25 Ağustos Cuma gecesi Mehmet Yüksek, Beyhan Erişmiş ve soyadını öğrenemediğim Sevilay'dan oluşan bu güzel üçlüyle yeniden karşılaştık ve yukarıda bahsettiğim isteği gerçekleştirdim. Hava epey karardığı için video kalitesinde sorun var biraz; ama ne yapayım öyle oldu. Hatta tam yatsı ezanı okunmaya başladı, bitmesini bekledik hep beraber. Kendilerine buradan da teşekkür ederim.

Apocaliyptica'nın ''Cult'' adlı albümlerinden en sevdiğim parça ''Path'' ile bitireyim.



Görsel: en.wikipedia.org/