30/09/2023

Fotoğraflarla Birikenler...

Eylülün son gününden merhaba! 
Haftanın fotoğrafları eşliğinde ekim ayına giriş yapmak istedim. Sonbaharı en bariz yansıtanlardan biri tam şu noktadan bakıldığında Truva atı bence. Ve tabii ki sararmış yapraklarını ilk önce dökenler listesinde başı çeken görkemli çınar ağaçları...

Yılın bu döneminde gökyüzündeki pembemsi bulutların dansı şahane. Gökyüzüne bakıp uçakların arkasında bıraktığı beyaz dumanın kimi zaman bulutlarla tıpatıp aynı renge bürünmüş rota çizgilerini izlemek de...

Yalı Hanı'nın bulunduğu Fetvane sokak ve bulutların adeta kucakladığı iskele bölgesi en sevdiklerim...

 Dün boğazdan geçmekte olan bir tur gemisinin dünyanın en büyük özel kruvaziyer şirketi olan MSC'ye ait olduğunu fark ettim. 🛳

Birazcık da videoya çekeyim dedim. 
Keşke az daha gerideyken rastlasaydım. Çok daha yakından görecektim.

Halk bahçesindeki Maclura Pomifera (kızılderili portakalı) ağaçlarının meyve verme zamanı...

Temmuz başında ve sonunda fotoğrafladığım mercimek ve nohut büyüklüğündeki hünnapların en sağdaki görünümüyle toplanma zamanı artık. İki haftadır pazarda da satılıyor.

Bizim caddedeki Trabzon hurmaları hızla renklenip olgunlaşmaya başladı; ancak yanı başındaki narlara özenip henüz pazar tezgâhlarına düşmemiş her nedense. Sevincim kursağımda kaldı.

Tezgâhlarda genellikle mini bal kabakları ve kudret narları yer alıyor bu dönem.

Bağ ve bahçelerde ise hasat zamanı malumunuz. Aynı zamanda ürünlerin lezzetin doruğuna ulaştığı zamanlar. Özellikle domatesler misss...

Enn sevdiğim kedi türüne rastladım yine. Nasıl mı? Başında durursan, hele ki fotoğraf çekmek istersen sinir olan, nefret dolu bakışlar fırlatıp bir daha hiç bakmayan kedi. Ahaha:)) Ön kollarını (pardon ayaklarını) da Buda gibi bağlamış motosiklet keyfi yaparken başında bittim, yazık yaa. Yerim ama seni:)

Şu iki fotoğrafı da dün çektim. Soldakine bakın. Kedi maması dükkânının güzeli. Artist gibi poz verdi. Diğeri de el kadar bir kara boncuk. Saçına da kırmızı toka takmışlar. Çok şirin. Sevmek için sıraya girenler vardı.

Beş-altı ay görünmeyen Nusret Mayın gemisi gelmiş, sol taraftaki fotoğrafını önceki gün çekmiştim. Dün yerinde yeller esiyordu yine. Aslına uygun yapılmış minicik bir gemi, yani replika hiç yerinde durmuyor yahu. Çok uzun süre yok oluyor. Hayır, kente gelen onca turist onu göremeden gidiyor. Ayıp olmuyor mu? 
Bu arada, balık sezonunun açılmasıyla balıkçı gemileri de aktif hale geçti. Tatar Reis onlardan biri.

Pinterest'in önerdiği kâğıt ipten tote çantayı bitirdim sonunda. Saplarını da elde örüp içini astarladım. Epeyce büyük bir alışveriş çantası oldu. Pazar çantası görevi bile yapar kanımca:)
*   *   *
Edit 1.07.2024
Sonradan karar değiştirip modeli bu hale getirdim. Bence daha güzel oldu:)

Bu gördüğünüz çiçeğin adı ''Dikenler Tacı''. Madagaskar kökenliymiş. Sıcak iklim seviyor. Eksili derecelerde yaşayamayan, yerini bulunca epeyce büyüyebilen dikenli bir tür. Çiçeklerine bayıldım. Bakalım ne kadar büyütebileceğim.

İskele meydanındaki bu büyük manolya ağacı mübadele başlangıcında Girit mübadili bir bahçıvan tarafından 1923 yılında Ayvalık'a gelirken getirilip dikilmiş bir manolya fidesinden yetişmiş. Anıt Ağaç olarak boy gösteriyor. Hikâyesini şurada anlatmıştım. Bu aralar manolyaların tohum dökme zamanı. Ancak, bu hoş kokulu kırmızı tohumları onları bayılarak yiyen kuşlardan, kargalardan fırsat bulduğunuzda toplayabiliyorsunuz. Geçen yıl başlattığım soğuk katlamalı manolya tohumu çimlendirme işlemim halen sonuç vermeyip çimlenme gerçekleşmedi maalesef. Ama bu durum normalmiş. Ağaç tohumlarının çimlenmesi genellikle uzayabiliyormuş. Bu tohumları da soğuk katlaması yapmadan, kırmızı kabuklarını dikkatle soyarak direkt toprağa gömdüm. Evdeki Benjamin ağacının saksısında onunla birlikte sulanacak. Bakalım sonuç ne olacak? En sevmediğim şey hevesle başladığım bir işten sonuç alamamaktır. Bu kez neler olacak merak ediyorum. Belki de geçen yılkilerle birlikte hepsi birden çimlenecek. Beklemek gerekiyor.

Üzerinden biraz zaman geçse de, Troya Kültür Yolu Festivali (09-17 Eylül) kültür sanat etkinlikleri kapsamında Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi'nde sunulan ve festivalin bir parçası olan "Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı Fotoğraf Sergisi"nde çektiğim karelerde sıra.

Sualtı Parkı ile ilgili önemli bilgiler içeren sergi gerek tarihseverler gerekse sanatseverlerin çekim noktası oldu. Çanakkale Boğazı, tarih boyunca pek çok donanmanın batırıldığı önemli bir bölge ve sualtında yatan ciddi bir miras var.

Sualtı Parkı bu mirası daha fazla insanla buluşturma amacıyla Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından başlatılan çalışmalar sonucunda ''Sualtındaki Tarih Karada Sergileniyor'' başlığı altında dalış turizmine açılmış durumda. İlgilenenler için ayrıntılı içerik görseller ve videolar eşliğinde divinggelibolu.com'da. İlgiyle izleyeceğinizden eminim.