Biliyorsunuz, söz konusu olan masmavi, ışıl ışıl bir koyda beyazlı mavili ikonik evleriyle ünlü, masalsı görünümde bir ada olan Santorini'nin çevresinde bulunan sualtı yanardağı Kolumbo. Şu an Ege Denizi'ndeki en aktif volkan. Adanın 8 kilometre kuzeydoğusunda bulunan ve bir ucu Kos’a bir ucu Sousaki’ye dayanan Güney Ege Volkanik Yayı üzerindeki sayısız volkandan biri. Kolumbo en son M.Ö. 1400 yılında patlamış, oluşan tsunami Kıbrıs’a kadar ulaşmış. Öyle ki, bu büyük patlama Minos medeniyetinin tamamen yok olmasına da sebep olmuş.
Tarihçiler tarafından aktarılan ve "tüm deniz alevler içinde kalmadan önce körfezin sularının kaynamaya başladığı, sonrasında da sağır edici patlamalarla gökyüzünün külle ve toprağın ponza taşlarıyla kaplandığı, gökten yağan küllerin ve taşların Anadolu topraklarına ulaştığı'' şeklindeki betimlemelerden oluşan korkutucu anlatımlar var. Ve Santorini bize sadece 170 km. uzaklıkta!
Peki bu şartlar altında ve Santorini'deki ürkütücü hareketlilik karşısında neden bu kadar sessiz, dahası neden bu kadar rahatız?
Lav püskürten yanardağlar, deprem ya da tsunamiler şehirlerin ya da ülkelerin sınırlarını tanıyıp durur ya da yön değiştirir mi sizce? Bu büyük tehlike karşısında ülkelerin kendi özel sorunlarını bir yana bırakıp insanlık adına birleşme vakitleri gelmedi mi?