05/06/2021

Üç Yanı Salyayla Kaplı Ülke

Fotoğrafçı Özcan Yüksek'in 29 Mayıs'ta attığı tweette ''Erdek'te deniz manzarası. Ne yazık ki!'' notuyla paylaştığı Erdek sahilinin müsilajla kaplanmış fotoğrafları dehşete düşürmüştü hepimizi.

Dün yine korkunç bir başlık düştü gündeme: ”Deniz salyası Ege Denizi'ne doğru akmaya başladı!” Bu kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz tarafından "Müsilaj Karadeniz suyunun içinden 15 metre kalınlıkta Ege Denizi'ne doğru akıyor" bilgisi veriliyordu. Suyun üzerindekileri rüzgârın etkisiyle kıyılara yığıldığı için göremediğimiz belirtilirken, esasında suyun alt kısmındaki müsilajın önemli olduğu ve 15 metre kalınlıkta aktığına dair bir echo-sounder görüntüsü olduğu bildiriliyordu. Sonunda denizlerimiz nefret kusmaya başladı bence.
Geçen günlerde başka ülkelerden çöp satın aldığımız ve Akdeniz'in belirli noktalarına döktüğümüzle ilgili inanılmaz bir haber okumuştum. Bir de yukarıdaki tweete bakın. Böyle bir şey olabilir mi? Kendi çöplerimiz, atıklarımız, çocuk bezleri, plastikler yetmezmiş gibi!

Prof. Dr. Mustafa SARI, Erdek sahilleri için beyan verirken şöyle demişti:
"Katı parçacıklar içinde çocuk bezi gibi şeyler ızgaralar aracılığıyla alınıyor, sonra karıştırıcılarla sıvılaştırılıyor ve denizin dibine 2 kilometre sonra basılıyor. Hem Erdek'te hem de Bandırma'da. Kendimizi kandırıyoruz. Zannediyoruz ki deniz sihirbaz, denize verdiğimiz atıkların birden ortadan kaybolduğunu düşünüyoruz. Denize verdiğimiz derin deşarjını Akdeniz'den gelen akıntı aldı, önce Marmara'nın açıklarına yaydı. Önce kuzeye doğru yaydı, Karadeniz'e çıkardı. Karadeniz'de bir kısmı denizin dibine çöktü, oradaki hidrojen, sülfür gazının kalınlaşmasına katkı sağladı. Bir kısmı yüzeye çıktı ve oradan tekrar Marmara Denizi'ne geri geldi. Hani atıklar nereye gitti? Görmedik, sadece gözden uzaklaştırdık.''

Oooof offff! Ne olacak şimdi bizim halimiz?
Deniz manzaralı evlerin değerinin bittiğini söyleyenler var. Ondan daha önemlisi bu ülkedeki balıkçılık ne olacak? Bu ne kötü manzara!
Bugün bir de kendi gözlerimle gördüm felaketi. Aynen! Salyalar kenarlara köşelere yığılmış durumda ve feci bir koku yayıyor etrafa. Esas müsilaj denizin altında. Deniz altında hayat bitmek üzere....
Gerisini toparlayamıyorum bir türlü. En iyisi ben susayım da fotoğraflar konuşsun...











      *   *   *

DURUM ÇOK VAHİM


''Bakın dünyada bunun örneği yok. Biz ilk defa dünyada bir denizi bitirdik. Öldürdük. Öldürmek için yapılan yatırımlar bizim cebimizden çıktı. Bir sürecin içerisindeyiz. Bir şey yapılmazsa........''

*   *   *

Aşağıdaki fotoğraf DHA'dan alıntıdır
ÇANAKKALE 👇👇👇




17 yorum:

  1. Kahroluyorum şu duruma. Hiç gündem olmayışı da ayrıca dokunuyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha ne olması bekleniyor ki? Her konuda ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' zihniyeti hakim. Bil ki; eninde sonunda gelip seni de sokacak o yılan. Mutlaka sokacak!

      Sil
  2. Şubat ayında Kartal sahilde görüp anlam verememiştik, sonra sonra her yere yayılıp manşetlere kendini sığdırdı.Yurtdışı ülkelerden çöp alıp ,artık n'apıyorsk' yok ettiğimizi haberlerde duymuştum. Adana idi galiba tesis kurmuşlar, tarlaların yakınına:( Haber olmuştu ufacık. İlerde denizden sonra toprak da kusarsa pisliği hastalık olarak, ne yaparız bilmem. Çöpleri denize bastırmaları da facia. Kendi çöpünü kendi yoketmeyip bize gönderenlere de/kabul edenlere de/ ,içimden diyorum diyeceğimi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne korkunç bir hikâye değil mi? Plastik çöp ticareti, dünya genelinde 1990'dan beri ''batıdan doğuya'' yaygın bir şekilde gerçekleşiyormuş (Emperyalizmin gücü). Türkiye 2018 başından beri İngiltere’den ''yoğun olarak'' plastik çöp satın almaktaymış!!?? Satın alma sebebimiz de ayrıştırma işi daha az masraflı diyeymiş. Ancaaak... Bu çöplerin sadece %1'i geri dönüşüme alınıyormuş. Kalanı gömülme, yakılma, depolanma, vb. Tam olarak ne yapılıyor meçhul:(
      ''Türkiye'nin plastik ithalatı'' başlığıyla arama yaparsanız pek çok yazıya ulaşıyorsunuz.

      Sil
  3. Gerçekten çok acı ve bende İzmit Körfezinde her gün benzer manzaralara ne yazık ki şahit oluyorum... Nasıl ki midemize dokunan birşeyler yediğimizde istifra ediyorsak, aynısını denizlerimiz yapmaya başladı ve sebebi tabi ki biziz:-((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bile bile lades derler hani. Böyle olacağı baştan belli ama her zamanki gibi birilerinin maddi çıkarları söz konusu ve olan bizlere oluyor. Benzetmeniz çok yerinde. Olan biten bize dokunmadı ama denize dokundu en sonunda:(

      Sil
  4. Gözümüz görmeyince her şeyin halloldugunu, sorun olmadığını düşünüyoruz.Deniz ve toprak nasılsa icine alıyor ve biz görmüyoruz.Bu yüzden her şeyi yapmayı mübah görüyoruz.İnsanı da böyle, şirketi belediyesi de böyle,devletin kurumları da böyle.Toprak da deniz de saklayamaz hale geldi işte.Bize müstehak ama masum onca canlı ve katledilen doğa üzüyor:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef ki öyle. Yukarıda, profun örneklediği şekilde denizi sihirbaz zannediyoruz. Batıdaki ülkelerin denizleri pırıl pırıl bu arada.
      Sahi çocuk bezinin denizde ne işi var? Yuh gerçekten. Artık çok önemsiz zannedilen çocuk bezi konusuna kadar inilip her tür atık için ağır cezalar gelmeli. Plastik ithalatı durdurulmalı en başta.

      Sil
  5. çok kötü bir durum, milletin atığının bizim ülkemizde işi ne buna karşıyım. Deniz dibinde balıkların öldüğünü gördüm resimlerde çok üzücü bir durum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize zarardan başka getirisi yok. Kendi atığımız olsa bir parça olsun anlayacağız da elalemin atığını parayla satın almak ne? Balıklar mahvolmuş Özlem. Bugün de yerel gazetede marinada bulunan İngiliz yatlarının motorları bozulmasın diye oradan ayrılacakları haberi vardı. Turizme de zarar!

      Sil
  6. Bir sure once haberlerde Portekiz'e yapilan cop yigini ile gundemdeydi Ingiltere,tabii ki haberlerdeki sahis,sikayet ediyordu hakli olarak.Ve yine Tesco'nun paketlerinden biri gosterilmisti.Ne yazik ki,bir cok ulke bunca atikla dolduruluyor.Nereye kadar bize tolerans gosterir Tabiat Ana bilemiyorum ama cok uzuluyorum ve elimden geleni yapmaya calisiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Portekiz ilginçmiş. Yeni kurbanları demek ki. Greenpeace iki hafta önce İngiltere'nin 2020'de çöpünün %40'ını bize gönderdiğini rapor etmiş. Miktarı 210 bin ton civarındaymış! Geri kalan ülkeler Malezya, Filipinler, Endonezya, Hindistan.
      Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bu raporun ardından etilen polimer grubu-plastik ambalaj türü atık ithalatını yasaklamış. Sorun bu yasakla bitmiyor tabii. Ülkemizde çöp ayrıştırma olayı çok yaygın değil. Hepimiz elimizden gelen ne varsa yapmak zorundayız.

      Sil
  7. Deniz artık köpürdükçe köpürüyor, üstelik kötü kokular çıkarıyor. Görülmeyecek, duyulmayacak gibi değil Ausecim. Kim bilir, denizin altında olsaydı halen haberimiz olmayacaktı. Balıkçılar balık tutmakta zorlandıkları gibi, balık halinden kimse balık almıyormuş. Halimiz harap. Dünyada bu duruma düşen bir tek biziz üstelik:(

    YanıtlaSil
  8. Netflix'te yayınlanan Broken belgeselinin Geri Dönüşüm Yalanı bölümünü izlediğimden beri uykularım kaçıyor, nasıl bir dünya bırakacağız biz çocuklarımıza diye. Sürekli tüketip, o çöp yığınlarının ne olduğunu düşünmüyoruz bile. Geri dönüştürdüğümüzü düşündüklerimizle bile çevreyi kirletmeye devam ediyoruz.
    Doğa elbet kendini bir kere daha yenilemeyi bilir elbet ama planlarında biz, insanoğlu, olur muyuz orası şüpheli. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belgeselden ve o bölümden haberim yoktu. Az önce bir fragmanını bulup izledim. Korkunçtu :(
      "Geri dönüşüm" telaffuz ederken bile kulağa hoş gelen, insanı mutlu eden bir kavramdı ilk zamanlar. Çoğu bilginin şişirme olduğu anlaşıldı zaman içinde. Belgeselin adından anlaşılacağı üzere koca bir yalan. Karton bardaklarda bile plastik katkı olduğundan geri dönüşüme giremiyormuş misal.Sanki birileri böyle bir akıbete uğramamız için özel çalışmalar yapıyor. Durum dünya genelinde mevcut; ancak
      ülkemizin çöp ithal etmesi aşırı yanlış. Yalnızca %1'ini dönüştüreceğimiz onca plastik çöpü para verip neden ithal ederiz? %99'unu babanın tarlasında mı yok edeceksin? Bu ne aymazlıktır? Sonuç ortada sevgili Şule. Bizim gibi denizlerini kaybetme noktasına gelmiş başka bir ülke daha yok. Umarım bilim en kısa zamanda kurtarır bizi bu felaket silsilesinden:(

      Sil
  9. O kadar canım yanıyor ki...
    İnsanların (bir çoğunun) hiç umurunda değil. Bugün biriyle konuyu konuşuyordum "boş ver" diyor. Ne demek boş ver? Şaştım kaldım vallahi. Vatan, millet sevgisinin yalnızca bayrak ve marştan ibaret olmadığını coğrafyamıza, değerlerimize de sahip çıkmamız gerektiğini ne zaman anlayacağız,anlayacaklar herhangi bir fikrim yok maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğunluk öyle maalesef. Bu özelliklerini pandemide de gösterdiler ve pes dedirttiler. Sanırım zeka yetersizliği, IQ düşüklüğü etken. Yoksa insan ne kadar bencil olursa olsun, kendi canını bile bile hiçe sayar mı? Denizin renk değiştirip adeta bir ceset haline gelişi neden umrunda olsun öylelerinin? O türden ruh ve beyin yoksunlarının...?

      Sil