Tarımın tüm yönlerini kapsayan fotoğraflar uzman jüri üyelerinin titiz incelemeleri sonucu derecelenmiş. Tarımın ekonomik ve sosyal önemini vurgulamayı ve farkındalık oluşturmayı amaçlayan yarışma, isminden anlaşılacağı gibi geçmişten gelen değerleri geleceğe taşıma misyonuna sahip ve toprağımızın bereketini de simgeliyor.
Yazıya girişte kullandığım fotoğraf 10 Haziran-30 Eylül 2024 tarihleri arasında gerçekleşen yarışmada 1.lik ödülünü kazanan İlhan Kılınç (ilhnklnc)'a ait. At gözlüğü takılmış bir dolap beygiri tarafından çalıştırılan taş değirmen düzeneğiyle ezilen zeytinlerin fotoğrafı bakın beni nerelere götürdü.
Eskiden değirmende çalıştırılan atlar için çok kurnazca hazırlanmış bir düzenek kullanılıyormuş, duymuş muydunuz? Hayvanın, yani değirmen için su taşıyan dolap beygirinin, mekanizmanın bulunduğu en fazla iki metre yarıçapındaki dairesel bir alanda hiç durmadan dönüp durduğunu anlamaması, düz yolda yürüdüğünü zannetmesi için aldatma üzerine kurulu bir düzenekmiş bu.
Döner bir çarktan oluşan düzeneğe bağlanan atın gözlerine, sadece önündeki kısıtlı alanı görmesi, etrafını görememesi için gözlük takılıyormuş. Hatta gözlüğe rağmen, ''Aynı yerde döndüğünü anlar belki'' diye, yürüdüğü o sınırlı alana ara sıra çalı-çırpı ya da ufak tefek taş, toprak atanlar da çıkıyormuş. Sözün özü; hayvanı sürekli ve bu tarz bir aldatmayla kullanıyorlarmış.
2013 yılında yazdığım At Gözlüğü Takmak adlı yazıda geçen ''dolap beygiri''ni tanımlamaya çalışıp görsel olarak da internette epeyce aramış, fakat yalnızca aşağıdaki yağlıboya resmi bulabilmiştim.
(buradan)
''Eski hamamlarda olan bir sistemi bulamadığım için (tembellikten) kafamdan kurmaya çalıştım, yağlı boya kullanarak yaptım. Nerdeyse bitmek üzere. Bu 1 haftalık hali...''
At Gözlüğü Takmak başlıklı o yazımda kullandığım yağlıboya resmi yapan ressam blogger Emir Aksay dolap beygirini çalıştıran sistemden bahsederken yukarıdaki cümleyi kurmuş, tıpkı benim gibi, dolap beygirini simgeleyen bir görsel bulamadığını beyan edip yaptığı resimle benim yazıma da büyük katkı sağlamıştı.
Zeytinle uğraştığım şu günlerde birincilik ödülü alan o fotoğraftan sonra, asırlık taş değirmende çekilen zeytinlerden en klas, en kaliteli zeytinyağının elde edildiği öğrendim. Bunu zeytinin taş değirmende çekirdeklerinin kırılmadan ezilmesi sağlıyordu. Zeytinin kırılan çekirdeğindeki acı asit yağa karışıyor, kullanımdan önce 1-2 ay dinlendirilmesi gerekiyormuş çünkü. Taş değirmen yağı ise hem daha lezzetli hem ilk andan itibaren kullanılabilir özellikte. Tek dezavantajı fabrika 3-4 kg zeytinden 1 litre zeytinyağı çıkarabilirken bu oran taş değirmen zeytinyağında 7-8 kilogram zeytinde 1 litre.
Zeytin ''Geçmişten Emanet Geleceğe Miras'' en değerli, hatta en kutsal tarım ürünüdür bana göre... 🙏