

Seramik Müzesi'ndeki son sergiye 2 ay gecikmeli gidişimden çok pişman olmuş, bir sonraki sergiyi açılış günü ziyaret etmek için söz vermiştim kendime. Biraz araştırıp seramik sanatçısı Gül Şahin’e ait “Göksel Yolcular” isimli hayli göz alıcı bir sergi olduğunu ve 25 Temmuz günü saat 17.30'da açılacağını öğrenmiştim.
O gün, yani dün, hazır dışarı çıkmışken öncelikle süresi biten kredi kartımın yenisi için bankaya uğramalıydım. İşim bitince biraz alışveriş, biraz dondurma molası derken açılış saati yaklaşmıştı. Havanın öğle vakti 40 dereceye yaklaşan sıcaklığı kordona hiç uğramamış gibiydi. Güneşe rağmen serinletici bir rüzgâr eşliğinde yürüyüş yaparak 15 dakikada müzenin kapısına ulaştım. Saatim 17.29'u gösteriyordu (Dakikliğimle hep övünürüm).
Kapıda beni karşılayıp buyur eden genç, zaman zaman görev yeri değişen arkeologlardan biri olmalıydı. Hemen üst kata çıktım. Açılış, Vali Doç. Dr. Ömer Toraman, Belediye Başkanı Muharrem Erkek ve bir grup sanatseverin katılımıyla henüz gerçekleşmişti. Kalabalığın ortasında açıklamalarda bulunan ve bir Hollywood yıldızı gibi parlayan, uzun boylu hoş hanım elbette ki Gül Şahin idi. 💫
Sergi sonrası oluşan fikrimi soracak olursanız, en kısa özetiyle diyebilirm ki:
Rüya gibi bir kadından, rüya gibi eserler 😇💫
Açıklamaları kendisinden dinleyelim mi?
Geri dönüşüm metallerle işlenen detaylar sonsuzluğu ve zamanın döngüselliğini vurgular. Göksel yolcularım doğanın ve mitolojinin enerjisiyle şekillenerek geçmişle geleceği birleştirir.
Türk mitolojisinde atlar ruhların gökyüzüne, yeraltına ve uzak diyarlara yaptığı yolculuklarda kutsal rehberlerdir. Dağ keçileri ise dağların kutsallığını ve ruhsal yükselişi temsil eder. Gök Börü'nün büyüsü, Tulgar'ın kanat çırpışı, Abora'nın zarafeti ve Yağız At'ın cesareti eserlerimde bir araya gelerek hem mitolojik hem de çağdaş bir anlatım oluşturur.
TROYA I - TROYA II - TROYA III
TROYA I - TROYA II - TROYA III
Tanrıça figürlerim ise doğurganlık, dönüşüm, doğanın kutsallığı ve cesareti yansıtır.
Türk mitolojisindeki Ak Ene'den ve Umay Ana'dan ilhamla, yaşamın yaratıcı gücü ve suyun kutsallığı bu eserlerde kendini göstermektedir.
Bu olağanüstü sergi seramikseverler için 26 Eylül 2025 tarihine kadar Çanakkale Seramik Müzesi’nde ziyarete açık kalacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder