26/10/2025

Geçmiş Değil Bugün Gibi

Bu dünyadan göç etmiş bir yakınını özlemek normal midir? Ortamda yakınınızla ilgili bazı tetikleyiciler varsa özellikle. Misal onunla özdeşleşmiş bir obje, bir resim, onun sevdiği bir şarkı, mekân, hatta bir tanıdık ortaya çıktığında özlem duygunuzun baş edilmez biçimde yoğunlaştığını hissettiğiniz oluyor mu? 

Anıların zamanla silikleştiği, özellikle de görüntüler, sesler ve kokular gibi onları üç boyutlu kılan özelliklerin, yani duyusal hafızamızın, inanılmaz derecede hızlı bir şekilde silindiği biliniyor. Tam olarak 1/5 ila 1/2 saniye kadar. Parfüm kokusu veya bir arkadaşımızın kahkahası gibi izlenimlerimizi ancak bu kadarcık bir sürede doğru hatırlayabiliyoruz. 

Pratikte bu iyi bir şey aslında. Temas ettiğimiz tüm uyaranları aklımızda tutsaydık, zihnimizin ne tür bir sirk haline geleceğini düşünsenize. Ama yine de duygusal yönden üzücü bir durum bu. 

Pek çoğumuz yas tutmanın nasıl bir şey olduğunu biliriz, yani yas tutmuşuzdur. O halde kaybettiğimiz yakınımızdan sonraki hayatın en üzücü yanlarından birinin, zaman içinde sesi, kokusu ya da size sarılması gibi ona ait anılarınızın silinmeye başlamış olduğunu da zaten bilirsiniz. Duyusal anılar, kişinin fiziksel varlığıyla yakından bağlantılıdır ve başlangıçta bundan daha çok isteyeceğiniz bir şey yoktur. Bu duyusal deneyimlerin kaybı, tartışmasız biçimde bir kişinin ölümden sonra yaşayanacak ikincil kayıplardır.

Çoğumuz, sevdiğimiz kişinin kalan kıyafetlerini koklamak, el işlerine ya da yazısına bakmak, ses kayıtlarını dinlemek, genellikle de fotoğraflarına bakmak gibi şeyler yaparak bu kayıplarla mücadele ediyoruz. Bu çabalar, aradaki boşluğu tamamen kapatmasa da, bizi denemekten alıkoyacak hiçbir şey yok!

@melodimasali


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder