06/09/2008

ÖSS Avcıları

Bugünlerde aklımdan hiç çıkmayan ve oldukça sinirlendiğim bir durum söz konusu.
İyi bir gazete okuyucusu veya TV izleyicisi olduğumu söyleyemem. Fakat yine de bu olayın benim anlatacağım detaylarıyla herhangi bir yayın organı tarafından verildiğini zannetmiyorum...

Çünkü öylesine güzel bir programlama yapılmış ki dışarıdan bakan biri asla şüphe duymaz. Gayet doğal bir olay ve Türk insanının yardımseverliği uygulamada sanır kesinlikle.
Biliyorsunuz bu ara ÖSS sonuçlarına göre kim nereye girdiyse belli olmuş durumda. Öğrenciler kazandıkları okulu görmek, kayıt yaptırmak, yurt ayarlamak, ev kiralamak gibi nedenlerle üniversitelerinin bulunduğu şehirlere yoğun bir trafik akışı var.

Kim nereye yerleştiyse ya kendi ya da yanına bir büyüğünü alarak doğru o şehrin yolunu tutuyor.
Dolayısıyla şehirlerarası otobüs terminalleri çok kalabalık.

Üniversite kazananlar tabii indikleri şehri pek tanımıyorlar. Büyük çoğunluk ilk kez görüyor hatta. Dolayısıyla otobüsten ilk indikleri anda bu durumları bariz bir biçimde sezinleniyor, yani fark ediliyorlar.

İşte bahsetmek istediğim de bu durumdan birtakım çıkarlar adına faydalanmak için onları bir ''AV''mışcasına terminallerde veya kazandıkları üniversitelerin belirli kesimlerinde bekleyen şahıs ya da şahıslar.

Bu şahıslar mutlak surette türbanlı ve genç kız. Yani Türk insanı üzerinde şüphe uyandırmamak için gereken özelliklerden ikisine sahipler. Son derecede masum bir görünümdeler.
Sözün kısası ''Melek'' görevi üstlenmişler..

Tek kişi ya da en fazla iki kişi oluyorlar şüphe uyandırmamak için. Sabahın köründe iş başındalar ve çok sistematik bir biçimde yürütüyorlar misyonlarını.
Gidin terminallere bir bakın. Şehirlerarası otobüslerden inen anne-kız, baba-kız ya da yanlarında ÖSS çağında bir genç bulunan kişilerin yanında bitiveriyorlar hiç kimseye belli etmeden.

Ellerinde birtakım yurtların broşürleri var. Ve bu yurtlar sudan ucuz. Yeme-içme, yatma, her türlü hizmet içinde. Gayet merkezi yerlerde ve lüks üstelik önerdikleri yurtlar. Yanınıza gelip size yardım etmek için her ne hikmetse yanıp tutuşan bu kişilerin ağızları müthiş laf yapıyor. İkna kabiliyetleri çok yüksek kişiler arasından seçildikleri belli.

İşin ilginç yanı; bahsettiğim özelliklere sahip bu kişileri kazandığınız üniversitenin kapısında, bahçesinde de göreceksiniz. İlk etapta hiç belli değiller. Fakat görevlerini öylesine ustalıkla ve sanki son derece normal bir yardımseverlikmiş gibi yapıyorlar ki şaşıp kalırsınız.
Sadece başına gelen anlayabiliyor.
Çünkü kısa bir konuşma faslı, peşi sıra gösterilen broşürler, ikna süreci ve sonuç :
''İtiraz ya da kabul''

Dış detaylarıyla olay bu. Kabul edenleri neler bekliyor sanırım anlatmama gerek yok.

Fakat teklifleri öylesine cazip ki birçok kişi bu tuzağa düşüyor zaten. Bu geçen yıl bizim başımıza gelmişti. Yol yordam bilmeyen birilerine benzesek içim yanmayacak. Gereken cevabı aldılar tabii...

İşin garibi aynı şey bu yıl da başımıza geldi. Ve bu şahıslar hiçbir sorun yaşamadan bu işe halen nasıl devam edebiliyorlar şaşırıp kaldık..
İlginçti doğrusu...