2009/01/07

Yalan


İnsana özgü birtakım davranışlar vardır. Bunların bir insanda vücut bulması insanın karakterini oluşturur. Davranışlar o insanda şekil alıp ona inanmamız, güvenmemiz, sevmemiz gerektiği yönünde sinyaller verirler bize.
Her insan farklı sevinir, umutları,beklentileri kendine özgüdür. Örneğin mutluluk onun için ne demektir? Hayattan beklentileri küçük mü büyük müdür? Ne kadar dürüsttür, yalandan nefret mi eder yoksa onun için bir yaşam biçimi haline mi gelmiştir?

İnsan davranışlarını incelemeyi seviyorum. Aynı zamanda insana özgü duyguları da. Bir ara aşk, mutluluk, umut gibi duyguları irdelediğim yazılar yazmıştım peş peşe. Özünde psikolojiyi seviyorum galiba. En başta da insanları sevmeyi, onların üzülüp incinmemesini istiyorum. O yüzden bugün insana özgü bir davranış biçimi olan ''yalan söyleme'' konusunda bir şeyler yazmak istedim.

Philadelphia Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre yalanın çaba gerektirdiği ispatlanmış. Neden mi? Çünkü doktorlar, beynin yalan sırasında yedi, doğruyu söylerken de dört bölgesinin faaliyet gösterdiğini saptamışlar. Dolayısıyla bu saptama yalan söyleyen insanın efor sarfettiğini ispatlamakta.
Yani efendim, doğruyu olduğu gibi, su gibi anlatıp bitirmek var, yalanı kılıfa sokmak, yani ''kurgulama'' yapmak için belirli bir çaba sarfetmek :)
''Yalan söyleme'' nin diğer adı ise ''kendinden kaçış sanatı''. Bunu duyduğumda çok hoşuma gitmişti. Düşünebiliyor musunuz,''yalan'' bir sanatmış...

Yalan söylenen kişi, o yalanı dinlerken gerçeği bilmediği için çok mutludur, her şey yolundadır. Yalan ona o anda üzülmemesi veya kızmaması için söylenmiştir ya da yapılan korkunç bir şeyin örtbas edilmesi adına. Yalan söyleyen kişi de yine o anda her şeyin yolunda gittiğini sandığı için çok mutludur.

Yalan söylemek için İngilizcede 'cheat' tabiri de kullanılmakta.
''cheat'' aynı zamanda kopya çekmek, dolandırıcılık yapmak, aldatmak anlamındadır.
İşe bakın, kopya çekmek, yalan söylemek, hırsızlık ve dolandırıcılık yapmak beyindeki aynı hücrelerin verdiği emirle eyleme dönüşüyor.
Hem de bilimsel tespitlerle ispat edilmiş bir gerçek bu.

Söylenen her yalan eninde sonunda ortaya çıkar. Bu hiç hoş bir şey değildir. Sonrasında... Yalan başka yalanları doğuracaktır ister istemez.

Sonuçta yalan söyleyen, yalanlarının altında ya boğulur ya da kendi de inanmaya başlar ve bir yaşam biçimi olarak benimser ne yazık ki.

Başımıza gelenlerle ve sonuçlarıyla her ne olursa olsun cesurca baş etmemiz gereklidir.