2009/04/04

Kıskançlık


İnsana has duygulardan en anlaşılmaz, en tuhaf olanı...
''KISKANÇLIK''...
Kelime olarak duymak bile ürpertir beni. Özenmek,imrenmek sözcükleri ile karıştırılmaması gereken, çekememe, kalıcı hale gelmiş bir öfke ve haset duygusuna kadar ilerlemiş yakıcı bir anlaşılmazlığın adı...
En bilineni, yani aklımıza ilk gelen eşler arasında olan kıskançlık. Uzmanlar tarafından aşırıya kaçmadığı sürece, pek çok evliliği kurtarmış bir ''evlilik supabı'' olarak görülüyor. Bu yüzden diğer kıskançlıklara geçelim hemen.
Konuya bugün burada el atmamın nedeni sanal dünyada bile kol geziyor olması. Geçen gün blog dünyasından çok sevdiğim birinin sırf kıskançlık yüzünden sinirlerinin laçka edildiğini gördüm, şaşırdım. Buraya yazmadan rahatlayamayacağımı anladım. Aklıma başka bir konu da gelmiyor zaten...
İki yaşından itibaren her insanın içinde az çok ortaya çıkmaya başlayan, daha çok dikkat çekene, kendinden farklı ya da başarılı olana, kendi sahip olamadıklarını elinde bulundurana, daha bir sürü şeye karşı bazılarının hissettiği garip ve tanımlanması zor bir duygu bu. Kontrol edilmezse hastalık derecesine kadar ilerliyor.
Özgüven eksikliği ve yetersizlik duygusu nedeniyle ortaya çıkan bir çeşit hazımsızlık. Ya da ''KİN VE NEFRET DUYGUSU'' desek yanlış olmaz sanırım.
Kıskanç insanlar kendini yetersiz ve değersiz gördükleri için ''izleyici'' konumunda sürekli başkalarını takip ediyorlar. Kendisinin karşısındaki kadar ''şanslı'' olduğuna inanmayan hasta kişiler arasından çıkıyorlar. Yaşadıkları yıkıcı duygular abartılı ve kalıcı hale geldiğinden büyük bir kin duygusu kaplıyor her yanlarını. Karşısındakinin sahip olduklarını, mutluluklarını kaldıramıyorlar, deli ediyor bu onları. Ve o kişiyle sorunlar çıkarmaya başlıyorlar durduk yerde.
Yerinde olmak istediği kişinin sahip olduklarını kaybetmesi isteğiyle harekete geçiyorlar. Artık tek amaçları o kişinin mutluluğunu yıkmak oluyor. Sanki hasmı imiş ve arasında bir sorun varmış gibi, dedikodu ve iftiradan tutun da fiziksel zarar vermeye kadar gidiyor iş.
Özenmek vardır, birine gıpta etmek, imrenmek. Bu duyguyu herkes yaşar. ''Keşke ben de böyle olabilseydim,'' dersiniz en fazla ve o noktada kalırsınız. Özendiğiniz kişi için kötü hisler beslemez, ona zarar vermeyi aklınızın ucundan bile geçirmezsiniz.
Yani normal bir insansanız böyle davranırsınız...
Ama ne yazık ki kıskançlığı uç noktalarda yaşayıp mutlaka bir uzmandan yardım alması gereken o kadar çok ''hastalıklı'' kişi var ki etrafımızda...