2010/11/19

Döküntüler

* Rutine bağlanmış bir yaşam. Bayramıyla seyranıyla bile aynı çoğu zaman. Sıkıcı...
Yaşanmış bir günün diğerinden ne farkı var kayda değer?

* Bir şeyler eklemeli ya da eksiltmeli mi zaman zaman? Mutsuzluktan başka bir şey getirmeyen, mızmız veya karamsar, bencil ya da diktatör ruhlu, çekilmez insanlara dayanmalı mı örneğin?
Ya nerede, nasıl davranacağını bilmeyen, ciddiyetsiz ve şımarıklara?
Var mı böyle bir zorunluluk, hepsine şut çekip ''Ohh!'' demek ve ferahlamak varken?

* Yorgunluk ve yoğunluktan ölmek üzereyken, kapınıza bayramlaşmaya gelmiş ve daha önce hiç görmediğiniz üç küçük çocuğun masum gözlerinden mutluluk içtiniz mi hiç? Tüm yorgunluğunuz geçti mi?

* Show TV'nin ünlü Rus yazar Dostoyevski'nin ''Karamazov Kardeşler''inden uyarlanmış yeni dizisi ''Karadağlar''ı izlediniz mi peki? Ne kadar başarılı bir dizi olduğunu farkettiniz mi? Benim gibi Erdal Özyağcılar'ı daha önce pek sevmezken, oyunculuğun doruklarında nasıl gezdiğini ve sanatını nasıl konuşturduğunu görüp şapka çıkardınız mı?

* Berat'ın kaybolması/bulunması hikayesi bayram boyunca bu kadar uzun süre yer almalı mıydı haber bültenlerinde? Altında başka amaçlar aradınız mı?

* ''Blogumun başına geçip de biraz stres atsam,'' dediniz mi benim şu an yaptığım gibi? Aklınıza o an ne geldiyse parmaklarınızdan klavyeye aktı mı?
Ve de son dönem birçok psikologun önerdiği ''blog yazma'' olayının bu kadarıyla bile rahatlama getirdiğini farkettiniz mi?

* * * * * *

Mutlu ve huzurlu bir hafta sonu sizden yana olsun...
Kalın sevgiyle ve sağlıcakla...


Görsel: Deviantart (by ikoe)