Blog yazmanın -kendimiz dahil- pek çok bloggerda zaman zaman isteksizlik yarattığını, bu durumun bazılarında geçici, bazılarında ise kalıcı etki yaptığını görüyor ve tabii ki üzülüyoruz.
Yazar Margot Atwell'in pek çok yazarın yaşadığı, bir yazar-blogger ve kitap eleştirmeni olarak kendisinin de kimi zaman yaşadığını söylediği ''yazamama psikolojisi'' (Writer’s Block) ve nasıl yenilebileceğine dair bazı önerilerine rastladım. Ve yararlı olabileceği düşüncesiyle paylaşmaya karar verdim.
Çeviri için kusuruma rastlarsanız şimdiden affola...
Atwell yazmayı engelleyen iki sebep olduğunu söylüyor: İlham eksikliği ve korku
İlham gelmeyen bir yazar olmanın korkunç bir duygu olduğunu, bilgisayarda boş bir Word sayfası açıp izlemenin, yarım satır yazıp silmenin birçok yazarın en büyük kâbusu olduğunu belirtiyor.
Yazar, bu durumla mücadele edebilmek için beş temel yöntem sıralamış:
Elle yazmak
Bazı insanlar bilgisayarda 2.000 kelime yazmayla ilgili bir sorun yaşamaz.
Fakat ilk müsveddemi klavyeyle yazmak benim yaratıcılığımı her zaman sekteye uğratır. Ama bana bir kağıt, bir de kalem verirseniz, kendimi o kağıdın üzerinde boş yer kalmayana kadar karalarken bulur, sonra da kağıdın diğer yüzüne geçerim. Herkes geleneksel yollarla ilham bulamayabilir, bu yüzden siz kendi yolunuzu bulmalısınız. Bazı insanlar, elle yazdıkları zaman kendilerini yazdıkları şeyle daha fazla bağlantılı hisseder. Elle yazmak işkence gibi görünüyor olsa bile bunu deneyin. Zaten yazamama psikolojisi yaşıyorsanız kaybedecek ne var?
Zihin dağıtmak
Yürümek, bisiklete binmek, koşu yapmak gibi fiziksel bir aktivite sayesinde zihninizi rahatlatabilirsiniz. Bu aktiviteler zihninizi dağıtarak yeni bağlantılar kurmanızı sağlayacak ve sizi daha yaratıcı yapacak. Bazen radyonun düğmesini çevirmem bile zihnimi rahatlatmama ve aklıma önemli fikirlerin gelmesine yardım eder. Ancak bu tür fiziksel aktiviteleri gerçekleştirdiğiniz sırada fikir bulmaya çalışırsanız hiçbir işinize yaramaz.
Kendinizi özgür bırakın, bekleyin fikirler sizi bulacak.
Farklı şeyler okumak
Bazı yazarlar, kitap yazarken başka şeyler okumaktan hoşlanmazlar. Bense okumadan geçecek bir ya da iki günü hayal bile edemem. Şayet okuyacağınız şeylerin sizi etkilemesinden korkuyorsanız farklı türde kitaplar okuyun. Eğer roman yazıyorsanız, tarih ya da şiir kitapları okumayı deneyin. Eğer bir kitabın nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir şeyler yazıyorsanız, klasik romanlar ya da bestseller gerilim romanları okuyun. Diğer insanların nasıl yazdığını görmek, size kendi yazma deneyiminizle ilgili fikirler verebilir ya da nelerden sakınmanız gerektiğini gösterebilir.
Seyahat etmek
Çok uzak olmasa dahi yeni bir yere gitmek çok büyük bir ilham kaynağı olabilir. Birçok insan günlük monoton yaşamına adapte olur, aynı marketten alışveriş yapar, aynı insanlarla görüşür, aynı ofiste çalışır. Eğer siz bir hafta sonunu ya da yalnızca bir gününüzü bir seyahate ayırıp yeni yerler görürseniz, bu çalıştığınız projeye hemen başlama azmi verebilir.
Yeni bulduğunuz fikirleri not almak
En iyi fikirleri genelde uykuya dalacağım zaman ya da uykuyla uyanıklık arasında, uyanıkken kuramadığım bağlantıları kurmaya başladığımda bulurum. Ayrıca duşta da çok iyi fikirler bulmuşumdur. Bir fikri bulmak için en uygunsuz zaman genelde en iyi fikri bulduğum zamandır. Yani yatağınızın yanında, cüzdanınızda, arabanızın torpido gözünde bir not defteri ya da zarf bulundurmaya çalışın. Çünkü böyle bir fikir aklınıza geldiğinde onu kağıda dökmek için büyük bir gayret gösterirsiniz.
Bu yöntemleri kullandığınızda, yazamama psikolojiniz şansını kaybedecek.
Görseller: Pinterest
Yazar Margot Atwell'in pek çok yazarın yaşadığı, bir yazar-blogger ve kitap eleştirmeni olarak kendisinin de kimi zaman yaşadığını söylediği ''yazamama psikolojisi'' (Writer’s Block) ve nasıl yenilebileceğine dair bazı önerilerine rastladım. Ve yararlı olabileceği düşüncesiyle paylaşmaya karar verdim.
Çeviri için kusuruma rastlarsanız şimdiden affola...
Atwell yazmayı engelleyen iki sebep olduğunu söylüyor: İlham eksikliği ve korku
İlham gelmeyen bir yazar olmanın korkunç bir duygu olduğunu, bilgisayarda boş bir Word sayfası açıp izlemenin, yarım satır yazıp silmenin birçok yazarın en büyük kâbusu olduğunu belirtiyor.
Yazar, bu durumla mücadele edebilmek için beş temel yöntem sıralamış:
Elle yazmak
Bazı insanlar bilgisayarda 2.000 kelime yazmayla ilgili bir sorun yaşamaz.
Fakat ilk müsveddemi klavyeyle yazmak benim yaratıcılığımı her zaman sekteye uğratır. Ama bana bir kağıt, bir de kalem verirseniz, kendimi o kağıdın üzerinde boş yer kalmayana kadar karalarken bulur, sonra da kağıdın diğer yüzüne geçerim. Herkes geleneksel yollarla ilham bulamayabilir, bu yüzden siz kendi yolunuzu bulmalısınız. Bazı insanlar, elle yazdıkları zaman kendilerini yazdıkları şeyle daha fazla bağlantılı hisseder. Elle yazmak işkence gibi görünüyor olsa bile bunu deneyin. Zaten yazamama psikolojisi yaşıyorsanız kaybedecek ne var?
Zihin dağıtmak
Yürümek, bisiklete binmek, koşu yapmak gibi fiziksel bir aktivite sayesinde zihninizi rahatlatabilirsiniz. Bu aktiviteler zihninizi dağıtarak yeni bağlantılar kurmanızı sağlayacak ve sizi daha yaratıcı yapacak. Bazen radyonun düğmesini çevirmem bile zihnimi rahatlatmama ve aklıma önemli fikirlerin gelmesine yardım eder. Ancak bu tür fiziksel aktiviteleri gerçekleştirdiğiniz sırada fikir bulmaya çalışırsanız hiçbir işinize yaramaz.
Kendinizi özgür bırakın, bekleyin fikirler sizi bulacak.
Farklı şeyler okumak
Bazı yazarlar, kitap yazarken başka şeyler okumaktan hoşlanmazlar. Bense okumadan geçecek bir ya da iki günü hayal bile edemem. Şayet okuyacağınız şeylerin sizi etkilemesinden korkuyorsanız farklı türde kitaplar okuyun. Eğer roman yazıyorsanız, tarih ya da şiir kitapları okumayı deneyin. Eğer bir kitabın nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir şeyler yazıyorsanız, klasik romanlar ya da bestseller gerilim romanları okuyun. Diğer insanların nasıl yazdığını görmek, size kendi yazma deneyiminizle ilgili fikirler verebilir ya da nelerden sakınmanız gerektiğini gösterebilir.
Seyahat etmek
Çok uzak olmasa dahi yeni bir yere gitmek çok büyük bir ilham kaynağı olabilir. Birçok insan günlük monoton yaşamına adapte olur, aynı marketten alışveriş yapar, aynı insanlarla görüşür, aynı ofiste çalışır. Eğer siz bir hafta sonunu ya da yalnızca bir gününüzü bir seyahate ayırıp yeni yerler görürseniz, bu çalıştığınız projeye hemen başlama azmi verebilir.
Yeni bulduğunuz fikirleri not almak
En iyi fikirleri genelde uykuya dalacağım zaman ya da uykuyla uyanıklık arasında, uyanıkken kuramadığım bağlantıları kurmaya başladığımda bulurum. Ayrıca duşta da çok iyi fikirler bulmuşumdur. Bir fikri bulmak için en uygunsuz zaman genelde en iyi fikri bulduğum zamandır. Yani yatağınızın yanında, cüzdanınızda, arabanızın torpido gözünde bir not defteri ya da zarf bulundurmaya çalışın. Çünkü böyle bir fikir aklınıza geldiğinde onu kağıda dökmek için büyük bir gayret gösterirsiniz.
Bu yöntemleri kullandığınızda, yazamama psikolojiniz şansını kaybedecek.
Görseller: Pinterest