23/02/2014

Market Arabalarındaki Çocuklar

Hayatın akışında sürekli karşımıza çıkan, rahatsızlık veren, anlamakta zorluk çektiğimiz ne çok detay var. Sizi bilmem; ama ben bu türden bir detay yüzünden uzun bir süredir market arabası kullanmıyorum. İnsanlara kolaylık sağlamak üzere geliştirilmiş bu hizmetten kendi elimle muaf tutuyorum kendimi. Reddediyorum çünkü...

Peki ne mi yapıyorum? Ya sepet kullanıyor ya da aldıklarımı marketin bir kenarında biriktiriyor, işim bitince oradan taşıyorum kasiyerin önüne. Biraz bekliyorlar; ama ne yapalım? Soruna kökten bir çözüm üretilinceye kadar katlanacaklar, üzgünüm.

Halen bekliyorum...

Eminim ki siz de pek çok kez rastladınız. Marketlerdeki alışveriş arabalarına aileleri tarafından yerleştirilmiş çocuklardan bahsediyorum. Öyle küçük bebeklerden değil. Arabanın yarısını kaplamış boy boy çocuklardan!

Hayır, çok mu normal de onca yıldır kimse ses çıkarmıyor? Bu acayiplik neden böyle sürüp gidiyor?

Bugünkü alışverişim sırasında yine karşıma çıktılar maalesef.
Ve gördüm ki içlerinden bazıları ikaz eden olmadığı için iyice aşmış.

Neredeyse ilkokul çağına gelmiş kocaman çocuklar vardı arabaların içinde.
''Yuh!'' diyorum...

Alışverişe mi geldin, o arabayı çocuğuna oyuncak yapıp parkta gezdirmeye mi?
Bir karar versen?
Çocuğun pis ayakkabılarıyla ne işi var orada? Az önce tuvaletten çıkmadığınızı nereden biliyorum?
Senden sonra kullanacak insana mikrop bulaştırmadığın yer kalmamış o arabayı teslim etmeye hakkın var mı? Onun içine gıda maddeleri konuyor! Aldıklarımın her yanına senin saçtığın mikroplar bulaşacak. Hiç düşündün mü bunları?
Hadi sen düşünemedin, market sahipleri neden düşünmüyor? Neden bu durum Türkiye'nin her tarafında böyle sürüp gidiyor?

İşin en ironik tarafına gelelim şimdi. Bu yazı için görsel ararken ''market arabası içinde çocuk'' bulunan yığınla örnek çıktı karşıma. ''Aynı rahatsızlıktan bahsetmişler'' umuduyla birkaç tanesini tıklayıp bir göz atmak istedim; ama boyumun ölçüsünü aldım. Çünkü çocukların fotoğrafları, blog yazan anneleri tarafından hatıra olsun diye çekilmişti. Gayet normaldi yani, ne güzel bir hatıraydı! Bir kez daha ''Yuh!'' diyorum...

Yabancı sitelerin hiçbirinde ''içinde'' çocuk oturan bir market arabası resmine rastlamanız mümkün değil. İstediğiniz zaman test edebilirsiniz.

Rastladığım görsellerden birindeki ''Türk yapımı'' arabanın tanıtımında ilk madde şöyle diyordu: ''Euro standartlarında tüm dünyada kullanılan bebe oturaklı alışveriş arabası''

Demek ki neymiş? Zorunlu hallerde; eğer oturak varsa, sadece bebek oturabilirmiş arabaya. Çünkü yere bırakılınca yürüyemeyen bir bebek, binbir çeşit mikrobu annesinin düşüncesizliği devreye girse bile kimsenin buzdolabına transfer edemez, öyle değil mi?

EK:
AVM'lere girişteki alışveriş arabalarına, çocuklu aileler için dizayn edilmiş şu modelden bir miktar dahil edilebilir örneğin. Ve kullanmayanları ikaz etmek gibi basit bir kural uygulanabilir. Bu çok mu zor?


Görsel buradan, buradan ve buradan

* * *

NOT:
KONUYLA İLGİLİ HER ŞAŞILASI SAHNEYİ BU KISMA İLAVE ETMELİYİM.
DAHA SONRA BİRLEŞTİRİP FİRMA ADLARIYLA YENİ YAZI YAPACAĞIM.

Mart 2016
Fotoğrafları sonradan ekliyorum. 

Üstte, üçüncü görseldeki kadın bu. İki parçacık alışverişi biten ve ödeme yapan kadın.
Kızı için araba çekmeyi asla ihmal etmeyen ve ödemesi bittiği halde çocuğu halen arabadan indirmeyen kadın!!
Tek kişi bile uyarmıyor. Pesss!!!

Ya karı kocalara ne demeli? Market değil çocuk parkına geldiler tabii her zamanki gibi.
Çocuk o arabaya binmeden asla olmaz! İki çocuk varsa ikisi birden!
Ohhhh ne rahat!!! Yuhh!!!




Garanti Bankası'nın 2016 yılında bir türlü vazgeçemediği ''Garanti Bonus Amerikan Express'' ve de ''Garanti Bonus Ramazan'' reklamlarındaki market arabasına oturtulmuş kocaman çocuk temasına da Pess!!

* * *

Bu koskocaman kız çocuğu (son karede boyuna dikkat) iki kadınla birlikte markete geldi. Kadınların ikisi birden çocuğu arabaya yerleştirmek için epey bir çaba sarfettiler. Üstelik alışverişe başlamadan hemen önce. Çocuğun ayaklarına dikkat. Aldıklarını yan kısımlardaki boşluklara koyuyorlardı. Çığlık atmamak için zor tuttum kendimi! Baktılar olmuyor indirdiler kızı. Zannetmeyin ki biri uyardı. Arabada yer kalmadı çünkü. CarrefourSA 2017-Nisan

Nisan 2018 (Kipa)

En alttaki ''Gerçekler'' başlıklı yorumcunun söylemini bile aşmış durum. Kazık kadar olmuş sapasağlam iki kız!!
Annenin rahatlığına bakın! Yazıklar olsun senin gibi anneye! Temmuz 2018 (Kipa)


Pes artık ya, pesss! Un paketlerinin hemen yanında dikiliyor. O terliklerle tuvalete girmediği ne malum, değil mi? Orada dikilmesi şart mıydı? Yere inse olmaz mı? Hem annesi yorulmuştur. Kızıyla yer değiştirseler artık. Bu şartlarda gayet normal ne de olsa! Yo yoo.. Yakında anneleri de binecek o arabalara. Buna iyice inandım artık! (Eylül 2019 Migros)

*   *   *






51 yorum:

  1. Yahu sorma , bende fena uyuz oluyorum.
    Birde ana babasına ne demeli. "hann hann hanimişş bakk oğlum araba da sürermişşşş"
    sanırım "Türk" genleri böyle birşey olsa gerek :)
    ağlanacak halimize gülüyoruz yine (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke ben de gülebilseydim.
      Uyaran ya da ses çıkaran olmadıkça çoğaldıklarını gözlemledim.
      Bu çok kötü. Tez elden çaresine bakılmalı..

      Sil
  2. Ben de çok rahatsız oluyorum yerde yürüyen kocaman çocukların kirli ayakkabıları ile market arabalarında olmalarına. Resimdeki gibi oturmasına itirazım yok, ama ayakkabı ile o koca çocuklar neden arabalara koyulur bilemiyorum. Ne yazık ki bir gün tekerlekli sepet içinde dikilmiş bir çocukla karşılaştım. Yani sepetler de pek sağlıklı olmayabilir!!!! Bu nedenle ben kavanoz, şişe ve vakumlu paket gibi her şeyi sabunlamadan, ya da yıkanamayacakları silmeden dolabıma koymuyorum. Belki biraz uçuk bir davranış ama gerekiyor bence!!
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resimdekiler bebek ve ayakları arabanın içine değil, dışına doğru gelecek şekilde oturtuluyor. Yazının son kısmınada belirttiğim üzere tabii ki benim de itirazım yok.
      Ancak, o gözleminizden sonra sepet de kullanmayacağım galiba..
      Katkınız için teşekkür ederim.
      Sevgiler

      Sil
  3. Şu önü araba gibi olanlar var. Çocuk alış veriş arabasına değil de ön taraftaki şöför koltuğuna oturuyor.
    Belki bunların sayısı artırılabilir.
    Sevgilerimle
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu en alta sonradan eklediğim araba ya da biraz daha değişik olanları var, onlardan bahsediyorsun.
      Tabii ki de en güzel çözüm onlar. Ama sadece büyük şehirlerde rastlanıyor onlara. Onca arabaya masraf yapmış olanların içlerine belirli miktarda bu arabalardan da eklemesi o kadar zor değil diye düşünüyorum.
      Sevgiler

      Sil
    2. Evet en alttaki gibi.
      Zor değildir tabi
      :)

      Sil
  4. Çok güzel demişsin, ben de tiksiniyorum ama dile getiren tek sen oldun bunu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gıda mühendisi oluşunuz ve sizden sonra yorum bırakan bir meslektaşınızın tam tersini iddia etmiş olması görüşünüzü daha da değerli kılıyor.

      Ziyaret ve katkınız için teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil
  5. Ben de sinir oluyorum, bazıları yatırıyor içine çocuğu, ilkokula gidenler zor sığıyor tabii.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke sözlerinizde birazcık abartı olsaydı; ama yok.
      Durum aynen o hale getirildi artık. Aldıklarını koyacak yer bile kalmıyor!?
      Acaba sadece eğlenmeye mi geliyorlar?

      Sil
  6. Bu düşüncelerinize katılmamak elde değil elbette. Ancak bu konuda bir nokta daha benim dikkatimi çekiyor.
    Arabada oturan çocukların elinde mutlaka simit veya bisküvi gibi bir gıda maddesi vardır ve onu hiç aldırmadan arabanın tutma koluna sürter. Oysa hep söylenir, o tutma kolları üzerinde her türlü mikrobu barındırır.
    Sorumluluklarımızın bilincinde değiliz ne yazık ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız öğretmenim. Gerçekten öyle bir nokta daha var ne hikmetse. Ben de görmüştüm.
      Toplum bilinçlendirilmesi konusunda çok eksik kaldığımızı birileri farketmeli artık. Kendi evladını önemsemeyenin seni beni düşünmesi mümkün değil sonuçta.
      Hijyene dikkat edilmemesi konusu öncelikle beyin hücrelerine zarar veriyor diye duymuştum.
      Uzun yaşamanın sırları içinde ''el yıkamak'' geçer sürekli.
      Sırf bu iki örnek bile konunun önemini yeterince vurguluyor sanırım...

      Sil
  7. Hiç böyle düşünmemistim. Yani hijyen kısmını. Artık onlara aynı gözle bakamam. Hep aklıma gelir.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayemde huzursuz edici bir konu senin de canını sıkacak her gördüğünde :/

      Sil
  8. Safran sarıya katılmamak elde değil. "Türk Genleri" :)) Benim bir de şöyle yöntemim var: Sebze reyonundan poşet alıp aldığım şeyleri içine koyuyorum. Kasada geçiriyorum.
    Bazen sadece söylenmekten ibaret kalıyor... :S

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha içeri girişte kasadan en büyük boy poşetlerden isteyip aldıklarımı ona biriktirme yolunu denemişliğim vardır benim de.
      O genler yüzünden kolaylıklar bile işkenceye dönüşüyor maalesef :SS

      Sil
  9. Benim de hiç aklıma gelmemişti doğrusu bu hijyen konusu, pis miyim ne :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkat etmemişsindir.
      Aklına getirmemişsindir. İyi niyetten hepsi...

      Sil
  10. hislerime tercüman olmuşsunuz, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Aynı hisleri paylaştığımıza sevindim,'' diyecektim; ama sevinilecek bir konu değil ne yazık ki.
      Ben teşekkür ederim, sevgiyle...

      Sil
  11. düşüncelerinizi saygı ile karşılıyorum fakat;
    1- çocukların ayakları market arabasının sadece ilgili bölümüne değiyor ve normal alışverişlerimizde biz bu bölüme satın alacağımız şeyleri koymuyoruz.
    2- o satın aldığınız/aldığımız yiyecekler, temizlik malzemeleri vs. onlarca kez yerlere düşüyor. hem de ne yere düşmek. paketlenirken ayrı, raflara dizilirken ayrı.

    kısacası bir gıda müh. olarak size şunu öneririm; hayat bunlara takılmak için kısa, elbette sağlıklı yaşama hakkımız var ve öylede olmalı, fakat empati yaparsanız o anne babalarda rahat alış veriş yapmak için çocuklarını o arabalara oturtuyor (ağlayan çocuklar oluyor binmek için) olabilir. alışverişinizi yapıp evinize geldiğinizde, aldığınız yiyecekleri buzdolabınıza yerleştirmeden önce hafif nemli bir bez ile silip yerleştirirseniz ortada problem kalmaz diye düşünüyorum.
    o çocuklar o arabalara binmese bile bu yapılması gereken bir şey zaten. sadece bir tavsiye..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz yazdıklarımı iyi okumamışsınız. Son paragrafı özellikle.
      1-Kullandığım 2 görseli de çocuklar nereye oturur, iyi görünsün diye koydum.. Yüzü anneye dönük, ayakları arabaya değmeyecek şekilde. 0-3 yaş en fazla
      Kocaman çocukların arabanın İÇİNE yerleştirilmelerinden bahsediyorum ben. Aldıklarımın nereye koyulmasını gerektiğini de gayet iyi biliyorum.

      2-Yere düşme olayı ''kazara'' gerçekleşir ve benim bahsettiğim sorundaki düşüncesiz insanların göz göre göre yaptıkları şeyle ilgisi yoktur.

      -Bana önerinizi saygıyla karşılarım ama sorun eften püften bir sorun değil.
      ''Ağlayan çocuklar oluyor binmek için'' ne komik bir sebep!!!
      Birilerinin çocuğu ağlamasın, birileri rahat alışveriş etsin de müşteri kaybedilmesin diye ses çıkarılmaması kabul edilemez. Bunun böyle devam etmesi korkunç!

      -Madem gıda mühendisiniz sizden daha akılcı görüşler ve öneriler beklerdim.
      -İnsanlar son derece rahatsızlar, yoksa yazı gibi yorumları da mı okumadınız ?

      - Aldığım yiyecekleri buzdolabına nasıl yerleştirmem gerektiğini biliyorum çok şükür.
      Siz nereden mezunsunuz merak ettim? Sadece hafif nemli bir bezle silinen yiyecek dezenfekte edilmiş mi oluyor?

      Sil
    2. Neden bu kadar sinirlendiniz doğrusu anlamak güç.. sondan başlıyorum; evet bezi nemlendirince dezenfekte olmuyor, böyle bir şey iddia etmedim zaten yiyeceklerinizi değil ambalajlarını silin dedim. O kadar takılıp üzülmeyin diye yorum yapmıştım. bu ufak bir şey bunu düşünceye kadar çok daha ciddi sorunlar var demek istemiştim. bir çocuğu ağlatmanın (böyle ufak bir nedenden ötürü) komik bir neden olduğunu hiç düşünmüyorum. benim çocuğum yok henüz fakat olsa ağlatmam..
      görüşlerimin akılcı olmadığını düşünebilirsiniz. üniversitenin ilk yıllarında bende öğrendikçe "ayy o mikrop saçıyor, ıyyy çok fena" şeklinde dolaşıyordum, hatta öyle takıntı yapmıştım ki mutfak bezi dahi kullanmıyordum ( örneğin, mutfak bezleri alış veriş arabalarına binen çocukların ayağındaki zararlı mikroorganizmalardan yani patojenlerden daha fazla patojenik mikroorganizma barındırır) sonraları anladım ki takmaya kalkarsam çok fazla konu var. gerçekten sağlığımı etkileyecek olanlara takmalıyım.
      gelelim yere düşme olayına; emin olun o yere düşme olayı "kazara" olmuyor. işin içinde olan tanıdıklarınız varsa araştırın. bana güvenmek zorunda tabi ki değilsiniz.
      yorumları okuduğum için yorum yaptım, böyle küçük bir detaya amma çok insan takılıyormuş diye. yani çoğunluğun rahatsız olması bir şeyin doğruluğunu ispat etmez değil mi?
      benden size naçizane daha çok önem gösterilmesi gereken sinsi tehlikeler;
      *plastik damacanalar, pet şişeler, konserve kutuları.... pet şişe ve damacanaların sağlıklı olması için ASLA gün ışığına maruz kalmaması gerekiyor, ama marketler yerlere dışarıya koyuyorlar. lag tabakaları gün ışığında bozulur ve içeceğinize karışır ve emin olun içerken ruhunuz duymaz.
      konserve kutuları bir insanı öldürebilir, bombaj yapmışsa çok dikkat edilmeli, kimyasal bombajda olabilir düşmeye ya da zedelenmeye bağlı bombajda olabilir.
      "palm yağı" yediğiniz neredeyse her şeyde palm yağı var buna dikkat edin mesela.. buna karşı çıkın. daha bir ton örnek var bilirsiniz işte. yani özetle alış veriş arabasına gelene kadar demek istemiştim..

      Sil
    3. Merhaba,
      ''Neden 'bu kadar' sinirlendiniz derken?
      Buraya yazdıklarınız karşısında görüş bildirmem, açıklama yapmam sinirlenmek değil. Öncelikle bunu bilmenizi rica ederim.

      Bakın yine daha girişte iki kez ''ufak bir neden'' olarak nitelendirmişsiniz olayı.
      Bazı insanlar diğer insanlardan daha titizdirler, anlatabiliyor muyum? Başkaları kendi hayatlarını, ne türden temizlik şartlarında idame ettiriyorlar, bu ilgilendirmez onları. İlgilendiren yanı; kendi düşüncesizlikleriyle diğer insanları zehirlememeleri gerektiği. Bu küçük ya da büyük, hiç farketmez. Kaldı ki benim burada konu ettiğim olay hiç de küçümsenecek türden değil. Kimsenin oradaki alışveriş arabalarının tümünü birden şaibe altına sokmaya hakkı yok.

      Bana önerdiğiniz nemli bezle silme olayı.. Diyelim ki bir UHT süt kutusundan bahsediyorsunuz ya da tereyağı paketi, ya da bisküvi kutusu. Yani sizin dediğiniz gibi yiyeceklerin ambalajlarını... Nemli bezle sildiğimde sorun çözülmez, bilirim ki onları her elime aldığımda üzerlerinde halen mikrop barındırmaktadır. Üstelik bu, göz göre göre, sorumsuzca yapılan (ve yapılmaya devam edecek olan) bir hata sonucu böyledir. Bunu burada yazıya dökmem, önlenmesi için basit çözümler üretilebileceğini işaret etmem neden tarafınızdan bu kadar yadırganıyor ve ''ufak bir şey'' olarak nitelenip duruyor, benim de bunu anlamam ''halen'' çok güç!

      Böyle ufak bir nedenden dolayı çocuğu ağlatmak....
      Bunu neden yadırgayıp duruyorsunuz ki?
      Bir çocuğu eğitmek , doğruyu yanlışı öğretmek yerine sırf ağladı diye her istediğini yapmak mıdır sizin doğrunuz? Eğer öyleyse yandınız. O çocuk dozajı artırarak her istediğini yaptırmaya kalkar size toplum içinde. Kesinlikle duyarlı ve sorumluluk sahibi bir çocuk olarak büyümez, anlatabilir muyum? Bu da bir eğitimci olarak benden size tavsiye..

      Yorumunuzun son kısımlarında bahsettiğiniz sinsi tehlikeler için teşekkür ederim. Üç aşağı beş yukarı bilgim var zaten. Aklıma bir şey takıldığında hemen araştıran, ikna olmayan, çözümü için çabalayan bir yapıya sahibim. O nedenle bahsettiğiniz o sinsi tehlikelere karşı haddinden fazla duyarlı olduğumu söylememe gerek yok sanırım.

      Bakın bir örnek: Henüz 1 yol dolmadı.. Ünlü bir zeytin firmasının salamura zeytin kutusundan çıkan kömürümsü bir madde yüzünden epeyce telefon+ yazışma gerçekleştirdiğimi, ikna olmadığım görüldüğünde en sonunda sırf benim için 5-6 imzalı bir heyet raporu düzenlendiğini söylesem?

      Yine de zahmet edip açıklama yaptığınız için size teşekkür borçluyum.
      Esen kalın...

      Sil
    4. bakın, israrla nemli bez olayına giriyorsunuz fakat o sadece sizin gibi titiz hanımlara bir terapi yöntemi gibi bir şeydi. Ben şunu söylüyorum;
      Evet nemli bezle sadece tozunu alırsınız! steril etmiş olmazsınız, PEKİ EĞER O ÇOCUK O ARABAYA BİNMESEYDİ O UHT SÜT KUTUSU VEYA O SALÇA KONSERVESİNİN DIŞ AMBALAJI STERİL Mİ OLACAKTI?
      benim anlatmak istediğim bu! Titizliği abartıp kendisini üzen insanlar tanıyorum. sadece dostane boşverin bunları hayat güzel, demek istedim ANLATABİLİYOR MUYUM? sizse harika eğitimci kişiliğinizle benim nereden mezun olduğumu falan sorgulamaya başladınız! Çok işinize yarayacaksa söyleyeyim İTÜ/2010 mezunuyum. ve sizin gibi cici bayanlar internetten oradan buradan böyle konular hakkında bilgi topluyorlar sonrada harika ahkam kesiyorlar ya işte o zaman diyorum ki "ahhh candan hocam ahhh çok söylemiştiniz bize bunun olacağını, bizse hiç hazırlamadık bu saçmalığa kendimizi" :) muhtemelen bu yanıtı yayınlamayacaksınız sağlık olsun.. hoşçakalın...

      Sil
    5. Vay vay vayy...
      Bu ne öfke böyle :)) Hızını alamayıp hırsını büyük harflerden çıkarmalar falan...

      Ben de tıpkı sizin gibi mesleğimle ilgili (ama herkes tarafından bilinen) küçük bir tavsiyede bulundum diye bu ne sinir??
      Az empati lütfen...

      Anladım ki devam etmek durumundayım:
      - Sizin gibi düşünmeyen insanları itham edip durmaktan, alay etmekten, önyargı ve suçlamalarınızdan ve hatta kehanetlerden kurtulmalısınız.
      Bunlar öyle bir safhada ki;
      1-Size göre insanlar aldıklarını market arabalarının ve buzdolaplarının neresine, ne şekilde koyacaklarını bilmeyecek kadar acizler.
      2- Marketlerde çalışan elemanlar taşıdıkları malzemeleri ''bilerek ve isteyerek'' yere düşürecek kadar kötüler.

      3- Size göre okuyan, araştıran, bilgilenen insanlar internetten, ''ordan-burdan'' saçma salak bir şeyler okuyup ortalıkta saçmalayıp duruyorlar.

      4-İlkokul çağına gelmiş koskoca çocukları sırf ağlıyorlar diye arabaların içine oturtmakta ne sakınca olabilir? Ne kadar ufak bir şey bu. Böyle devam etsin. İleride ben de aynısını yapacağım.

      5- Çok saygıdeğer hocam Candan Hanım'ın izindeyim, bu uğurda yılmadan savaşacağım...
      Alkışlar sizin için!!!!!

      -Israrla nemli bez olayına giren ben değil, o bezi başlatan sizsiniz!
      -Dünyaca ünlü profların, örneğin; Mehmet Öz'ün sağlıkla ilgili yığınla kitabı var. Ayrıca dilediğimiz profesörün websitesine girerek ya da onları sosyal ağlardan takip ederek yazdıklarını okuyabiliyoruz. ''Ordan-Burdan okuyorsunuz'' şeklinde alaycı bir tavırla kestirip atarak saçmalayanın kim olduğunu iyi düşündünüz mü?
      - Yok ama. Tüm bunları düşünemiyorsunuz maalesef. Öyle ki yazdığınız bu son yorumu yayınlamayacağımdan emin olup ''sağlık olsun'' diyebilecek kadar kesin ve net önyargılarınız...

      Daha devam edebilirim. Kim haklı kim haksız raporla ortaya çıkarabilecek kadar da eminim kendimden.
      Ama değer mi? Çünkü sizden başka kimse bu şekilde bir savunma içine zaten girmedi, girmez. Çocuğunu o arabalara bindirip mikrop saçan saygısızlar dışında herkes bu konudan son derece rahatsız.
      Bir kere Avrupa'da rastlayabilir miyiz böyle bir şeye, ondan haber verin.
      Ha, bir de son tavsiye:
      Türkçede cümle başlarında büyük harf kullanıyoruz.Zahmet edip Caps Lock kullanmak 2 saniye sürmez.
      İnternetten ordan-burdan görüp daimi biçimde böyle bir şey uygulamanız yanlış...

      Siz de hoşçakalın...

      Sil
  12. ben nedense araba ya da sepet almayı inatla unutanlardanım zaten. önce kendi adıma bu sorunu bir çözmem gerekiyor :))) Şu son koyduğun önü arabalı modeller süper ama onların da nasıl oluyorsa tekerlekleri doğru düzgün dönmüyor bir türlü. İçinde Tibet ve bir sürü ıvır zıvırla halimi bir düşün :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de her seferinde araba almıyorum. Ama gerektiği zamanlar olmuyor değil.
      Gerektiği zamanlar bir işkenceye dönüştü benim için gördüğün gibi...

      Önü arabalı modeller kullanışlı değil demek. Oysa ben o ve benzerlerine (lacivert) binmiş mutlu çocuklar görmüştüm epey.
      Yaptınız o kadar, doğru dürüst yapsanıza...

      Sil
  13. Alışveriş sepetine 10 yaşındaki çocuğunu koymak babaların küçük hilesidir ;))
    Koca çocuktan geriye kalan küçük boşluk kadar alışveriş yapılabilir eşi sadece :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahah:)) Olay gözümün önüne anında çizilmiş bir karikatür olarak geldi :))

      ''O cümledeki 'babalar'ın içine siz dahil değilsiniz değil mi?'' diye ben de bir espirik yapayım bari :P

      Sil
  14. Benim çocukluğumda olmadığına üzüldüğüm şeylerden şu market arabaları :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangisi ama?

      En alttaki görseldeki gibi direksiyonlu olanlardansa üzülmekte haklısın tabii :)

      Sil
    2. Ah zalım dünya, bi 10-15 sene daha geç doğurmadı bizimkiler beni ah :)))

      Sil
    3. O zaman Ruhsuz Atmaca 20 yaşında var ya da yok :)
      Ama sen de 10 yaşında falan kocaman bir çocukken, annene ''ağlayarak'' ve duygu sömürüsü yaparak o arabaya binme gibi bir hayal kurduysan, o zaman daha büyüksün :)))

      Yukarıdaki diyaloglardan sonra böyle düşündüm, kusura bakma ;-)
      Ahaha

      Sil
  15. Çookk mutlu oldum bu yazıyı okuduğuma. Ben mi anormalim diye endişeleniyorum artık. Bir de bunun domatesi tek tek elleyip hepsine mikroplarından armağan edip hiçbir şey olmamış gibi basıp gitmeye çalışanları var. "Hanımefendi/Beyefendi ne yapıyorsunuz siz? Tüm domatesleri tek tek ellemek zorunda mısınız? Biz de satın alacağız sizin mikroplarınızı mı yiyelim?" dediğinde kabahatli oluyorsun. Ya cidden imreniyorum yabancı ülkelerin bu konulardaki tutumlarına ve tabii vatandaşlarının dikkatine, medeniyetine. Bin tane çocuğun kirli ayakkabısı market arabasında, e sonra bütün o mikroplar aldığın şeylerle evinde hatta midende... Yazık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa, evet. Bak onu da sen hatırlattın bana. Ellemeden alışveriş yapamayanlar var sahi. Domatesi ellemiyor aslında, sıkıştırarak yokluyor. Dolayısıyla mikrop bırakmakla kalmıyor zarar da veriyor. Hadi domatesi bir şekilde yıkayıp arındırabiliriz. Bu türevler ekmek alırken de böyle yapıyor, dikkat et. 1 adet ekmek beğenmek için en az 4-5 ekmeği elden geçiriyor. Ekmeği poşet içine soktular güya. Ama AVM'lerde öyle değil. Ekmeği eve gelince birkaç dakika fırında yüksek ısıda tutup mikropları asgariye indirme gibi bir fikir türetmiştim. Ne kadar başarılı oldu bilemiyorum tabii. En sonunda ekmeği evde kendim yaparak kurtuldum bu gerilimden :) Sonuçta beyinsiz insanlarla ortak bir yaşam içindeyiz. Ve onlar hiçbir zaman bizim gibi empati kurup da ''insanca'' davranmıyorlar.
      Market arabasına kirli ayakkabılarla çocuk bindirmek o kadar normal ki, bu temayla reklam filmi bile çektiler. Yazının altındaki Benzer Yazılar eklentisinde görünür: CardFinans Ramazan kampanyası reklamı >>Tam bir facia!

      Sil
  16. Madem bu kadar takintilisiniz bu olaya kendi arabanızı alın olsun bitsin. Milyonlarca insanı bu şekilde değiştiremezsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vay be, aynı yorumu 2 kez yazmışsın. Bunu sonradan gördüm. Bu ne öfke kardeşim.

      İçine çocuğunu oturttuğun arabayla marketin içinde gezerken zaten sergiliyorsun ne tür bir saygısız olduğunu. Burada benimle tartışarak haklı çıkabileceğini mi sandın:))))

      Sen çocuğunu oturtabilirsin o arabalara, hatta tuvaletini de yapsın, no problem!

      Sil
  17. Madem bu kadar takintilisiniz bu olaya kendi arabanızı alın olsun bitsin. Milyonlarca insanı bu şekilde değiştiremezsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah:)))
      Sırf bu sözleri buraya yazabilmek için hesap açtınız demek...
      Sizin yaranız varmış, gocunmuşsunuz kesin.
      Ben o arabaları zaten kullanmadığımı yazdım. Basit bir çözümü var, onu da yazdım... Buna rağmen rahatsız oldunuz bu yazıdan öyle mi :)))

      Demek ki siz de aynısını yapıyorsunuz. Kemikleşmiş bencillerden, diğer insanlara saygısı olmayanlardan. Eminim ki siz yerlere de fütursuzca tüküren, sigarasının izmaritini sağa sola fırlatan, cep telefonuyla toplu taşıma araçlarında son ses konuşan, oturduğu evde insanları gürültüsüyle rahatsız eden tipik Türk insanı modelisiniz.

      Milyonlarca insan demeyelim o yüzden. Savunduğunuz şey Türk insanına mahsus. Ve bu ülke siz ve sizin gibi beyni çalışmayan hadsizler yüzünden bu halde!!!

      Sil
  18. Zeugma'cığım öteki yazına yaptığım yorumun benzeri olacak ama ben ekmek koyduğum, ekmek poşeti koyduğum yere ayakkabı ile basılmasına ASLA istemem. Ben o ekmek poşetini 60 derecede yıkattığım mis gibi masa örtümün üzerine korkmadan koyabilmeliyim. Hele demiş ki, gıda mühendisi yorum sahibi, tek tek poşetleri sil, yahu zaten yorgun argın alışverişten gelmişim tek tek poşetleri sileyim? Onun yerine senin çocuğun ayakkabı ile binmesin.! :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Ama O Daha Bebek!!'' yazıma yaptığın yorumu yanıtlayıp bunu unutmuşum Müjdecim, kusura bakma. E, tabii sinirleniyor insan. Şunlara bak ya, bir de akıl verip üste çıkıyorlar. Bu tip insanlar değil mi ki ortak kullanıma açık WC'leri hayvandan daha beter kullanıp rezil gibi bırakıp çıkan? Dünyanın hiçbir yerinde böyle pis tuvaletler yoktur. E, yukarıda ne demişti zat: ''Takıntılıysanız kendi arabanızı alın olsun bitsin. Milyonlarca insanı bu şekilde değiştiremezsiniz?'' Bu şahıstan ülkemizdeki WC'ler sorunu ile ilgili fikir almaya kalkınlar aynı mantıkla şu yanıtı alırlar: Madem bu kadar takıntılısınız altınıza bez bağlayın ya da lazımlıkla gezin...
      Ahahaha :)))))
      O nedenle; sen istediğin kadar temiz titiz ol Müjdecim, etrafta insan diye gezenler öyle değil. Ve ne dersen de ikna olmaz, bildiğini yapar...

      Sil
  19. Canım aşkolsun ne kusuru? Ben bazen böyle geri dönüp okuyorum yorumları bir ara Emel'in yorumuna hiç cevap yazmamışım öyle kalmış haftalarca:( nasıl bir tesadüf olmuş ki, bir şekilde o yazıma tıklamışım baktım aaaa herkesin yorumuna cevap yazmışım, Emel'in kalmış!! Hemen yazdım ama aradan epey geçmişti yani oluyor:)
    "ama o daha bebek" ahahaha:)))ya valla dışarıda hiçbir şey yemek istemiyorum tiksiniyorum hele sayende dönercide bebek bezi olayını da görünce ıyyy amanın o gün kimler yedi aynı masada:((vah zavallı talihsiz insanlar:(((
    Var ya rahmetli annem dışarıda yemeyin ev gibi temiz değildir derdi haklıymış...:)
    sevgilerimi bıraktım canım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten, benim de kaç kez oldu. Genelde arkada kalmış yazılara bırakılan yorumların başına geliyor.
      Döner için aklıma kötü şeyler gelmezdi, sonuçta et orada gözümüzün önünde kızarıyor. İçim rahat ederek yerdim. Meğer masalar şaibeliymiş, keşke görmeseydim:( Kimbilir tabakların başına neler geliyor, ayyyhh yazmayayım şimdi :( Annen nurlar içinde yatsın, çok doğru söylemiş aslında. Hijyen kurallarına dikkat edenler var elbette, ama belli ki azınlıktalar.
      Nazik ziyaretine teşekkürler, sevgiler Müjdecim...

      Sil
  20. ÖZEL: Yaklaşık 3 aydır neredeyse her gün bu yazıyı okumaya gelen İstanbullu arkadaş. Konuyla ilgili çözüm üretmeye dair çabalar gerçekleşiyor sanırım. Örneğin; yazıya eklediğim Garanti Bankası reklamlarındaki Bonus kafalılar bu yılki reklamlarda çocuklarını market arabalarına oturtmuyorlar artık. 👏😆
    Belki de sizin katkılarınız var, kim bilir. 🙏🙏
    Eğer öyleyse çok teşekkür ederim. 😊🙌🎇

    YanıtlaSil
  21. Ben gecenlerde 15 yasinda yakin ozurlu cocuk bindirilmisti onu gordum
    Eh yakinda hayvannlarinida getirip arabanin icine koyup gezdirilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudur arkadaşım. Nasıl olsa uyaran kimse yok. Aşmışlar iyice desenize. Alışveriş ikinci planda öyleleri için. Kedi köpek de görürüz yakında haklısınız. Belki de yapan vardır. Hasta insan çok. Marketlerde bir de şuna sık rastlanıyormuş: Kişi markete girip bir alışveriş arabası çektikten sonra saarler boyu eetonlar arasında dolaşarak içini tıka basa, tepeleme yiyecek-içecekle dolduruyormuş. En sonunda o dolu arabayı bir kenara bırakıp sessizce marketten çıkıp gidiyormuş. Dedim ya, hasta insan çok...

      Sil
    2. "saatler boyu reyonlar arasında dolaşarak" olacaktı:( Telefondan yazmayı sevmiyorum:(

      Sil
  22. ah bende yıllardır bu durumdan yakınan birisiyim ve benim gibi düşünen birilerinin olduğunu görmek beni çok mutlu etti çünkü bu konudaki rahatsızlığımı dile getirdiğimde insanlar bana benim tuhaf takıntılı bir insan olduğumu söylüyorlar hem suçlu hem güçlü tavırlarla beni yargılıyorlar malesef bizim gibi duyarlı insanlar azınlık ve düşüncesiz insanlar çoğunluk olduğu için hep bizim gibiler mağdur oluyor
    NOT: Şu an birde korona denen hastalık olmasına rağmen hala bu şekilde çocuklarını market arabalarına oturtuyorlar ve markete maskesiz almayan çalışanlar bu insanlara hiç birşey demiyorlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Ben de sizi görüp yazdıklarınızı okuduktan sonra çoook mutlu oldum.
      Siz ne tuhafsınız ne de takıntılı, onlar kendilerini betimliyorlar aslında. Neyse ki bu yazının altında bana hak veren pek çok insan var. Ancak; bir tanesi var ki Pessss!!!! dedirtti. Çözümü bu kadar kolay bir sorun için böylesi mücadele verip haklı çıkmaya çalışması hayret vericiydi. Yok çocuk ağlarmış, binsinmiş. Senin gibi gıda mühendisi olmaz olsun. Eğer iş bulabildiysen kim bilir hangi denetimsizliklere imza atıyor. Hijyen onun için önemsiz. Belki de corona ele geçirmiştir bunu. Öyle ya, el yıkamaya ne gerek var. Maske falan hikâye demiştir. Büyük ihtimal bence.
      NOT: AVM'ye bu süreçte 1 kez gidip çok kısa bir süre geçirdim. Etrafta çocuk çoluk yoktu ama olsa yine aynı vurdumduymazlık devam eder, eminim. Nitekim siz görmüşsünüz. Bir şey demesinler bakalım. Bu gidişle o arabalar corona bulaştırıcak ve dikkat etmeyenlerin sonları olacak. Dilerim ki olmaz da akıllanırlar artık!

      Sil