10/04/2015

Burger Meraklıları! Bu Yazı Size...

Dünyaca ünlü fast-food zincirlerinin ''1 Menü Alana 1 Menü Bedava'' kampanyaları öyle bir safhaya gelmiş ki tamamiyle çılgınlık ve israf. Olmaz böyle şey!

Burgerlarda sıraya girip oturacağı masaya iki elinde iki tepsiyle giden insanlara dikkat ettiniz mi hiç? Dikkat edin, bakın. O iki menü, iki kişi için değil, bir kişi için alınıyor genellikle. Sıkıştırsan neredeyse kibrit kutusu kadar küçülecek tek hamburgerle doymayacağını bildiği için iki menünün hamburgerini de yemek istiyor onca insan çünkü. Diğer menünün kalanlarına dokunmuyorlar bile.

Geçen gün, oturacakları masaya zar zor sığdırdıkları tam 6 menüyle gelen üç arkadaşın birinci menülerini tam, ikincilerinin sadece hamburgerini yiyip kalkmalarını görmek inanılmaz oldu benim için. Geride bıraktıkları tablo öyle düşündürücüydü ki!
Burada fast-food ile beslenmenin hepimizin bildiği sakıncalarını anlatacak değilim. Ancak, aklıma en çok yerleşenin depresyonu tetiklemek olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum ki bunda fast-food ortamındaki insanları izlediğimizde mutsuz, huzursuz ve depresif bir aura göreceğimizi söyleyen yabancı profesörün etkisi büyük.


İşte bu nedenle bugün blogta ilk kez yeme-içme üzerine bir mekân tanıtacağım. Bunu yaparken özellikle üstüne basarak ve de hiçbir detay atlamadan yazacağım ki şu hamburger denen illeti yemekten ne kadar fazla insan kurtulursa o kadar iyi. Hani dışarıda yemek yemek deyince aklına sadece burgerlar gelen ve depresif aura insanı olarak nitelenenler...

ANKARA-EMEK-YILDIZ ASPAVA

Burası tesadüfen keşfettiğimiz ve çok beğendiğimiz, Ankara’ya her gidişimizde mutlaka aklımıza düşen, hiçbir şekilde reklam, kampanya (ya da yaygara) yapmadan, sessiz sakin bir şekilde kaliteli hizmet sunan bir yer. İçerideki güzellikleri sadece gidenlerin ya da keşfedenlerin bildiği, son derece nezih, temiz, titiz, Türk usulü bir mekân. Bir kebapevi.
Alışılmışın dışındalık daha kapıda, takım elbiseli bir beyin sizi ''Hoşgeldiniz!'' karşılamasıyla başlıyor. Kebap çeşitleri her yöreden ve son derece leziz. Servis hizmeti mi? Maksimum seviyede hızlı ve güleryüzle gerçekleşiyor.

En çok şaşırtacak olana gelelim mi?
Şık garsonların pervane olmuş halde gerçekleştirdikleri bitmek tükenmek bilmeyen ikramlar...

Masada yerinizi aldıktan en fazla 2 dakika sonra patates kızartmanız ve salatanız geliyor. Siz onları ufak ufak atıştırırken bu kez buz gibi cacığınız hemen yerini alıyor. İçerisi full doluyken bile, sipariş etmiş olduğunuz odun ateşinde pişirilmiş kebapların toplam 15 dakika içinde getirileceğinden emin olmalısınız. Kaç kişi giderseniz gidin bu süreç asla uzamıyor.
Bu esnada çok açsınız ve ikramlarınızı bitirdiniz diyelim. Masanıza bakan garsonlar bunu anında farkediyor. Dilediğiniz kez ve ''ek bir ücret talep etmeden'' yine yeniden getiriyorlar.
İki kişi, menüden sembolik olarak seçip sipariş ettiğimiz, blogda yayınlamak üzere görüntülerini de aldığım Adana kebap ve kıymalı pideyi fotoğraflarda gördüğünüz ikramlarla birlikte bitiriyoruz. Masamız ışık hızıyla toparlanıp temizleniyor.

Bitti mi? Bitmedi, asıl keyif bundan sonra başlıyor...
Masada bu kez sıcacık irmik helvası eşliğinde Maraş dondurmalarınız!
Vee... Siz tatlınızı yarılamışken gelen semaver servisi!
Yemeğin üzerine zevkle içilecek olan Türk usulü demlenmiş, bardak bardak, tazecik, mis gibi çay...

Böylesi harika bir servis hizmeti eşliğinde, sıraya girmeden, rahat koltuklarınızdan hiç kıpırdamadan Türk usulü yiyip içmenin mutluluk ve huzurunu duyumsamak öyle güzel ki!

Bunca güzelliğin bedeli ne kadar peki?
Hesap hemen orada. İki kişi yalnızca 30 TL.
Sizce de inanılmaz değil mi?