7'den 70'e hepimizin seyrettiği ve konusunu bildiği eski Türk filmlerinin her biri birer anı ve geçmişe götüren sihirli bir el sanki...
Nerede, ne zaman rastlanırsa rastlansın, başına geçip yine yeniden seyredilen, her seferinde sanki ilk kez seyrediyormuş keyfi alınan, bize özgü, sımsıcak filmlerimiz...
Hiç düşündünüz mü? Günümüzde ileri teknolojiyle çekimleri yapılan kaliteli filmlerde aynı sıcaklığı yakalayabiliyor muyuz?
Şu fotoğrafa rastlayınca tebessümler içinde, dakikalarca baktım. Tekrar tekrar bakma isteğiyle doldum. Adını ne koyarsanız koyun. Anılarda yolculuk, geçmişe özlem... Tek bir fotoğraf tarifi mümkünsüz hisler yaşatmayı başardı, şaşırdım.
"Çok şey başlar, çok şey biter. Bitmeyen anılardır. Anılar bitmeyi bilmezler ve bir uğultu gibi savrulurlar yüreklerde, dinmezler..." demiş ya Yılmaz Odabaşı,
işte tam da öyle bir şey...
Haydi, sizin de Pazar tebessümünüz olsun şimdi...
Nerede, ne zaman rastlanırsa rastlansın, başına geçip yine yeniden seyredilen, her seferinde sanki ilk kez seyrediyormuş keyfi alınan, bize özgü, sımsıcak filmlerimiz...
Hiç düşündünüz mü? Günümüzde ileri teknolojiyle çekimleri yapılan kaliteli filmlerde aynı sıcaklığı yakalayabiliyor muyuz?
Şu fotoğrafa rastlayınca tebessümler içinde, dakikalarca baktım. Tekrar tekrar bakma isteğiyle doldum. Adını ne koyarsanız koyun. Anılarda yolculuk, geçmişe özlem... Tek bir fotoğraf tarifi mümkünsüz hisler yaşatmayı başardı, şaşırdım.
"Çok şey başlar, çok şey biter. Bitmeyen anılardır. Anılar bitmeyi bilmezler ve bir uğultu gibi savrulurlar yüreklerde, dinmezler..." demiş ya Yılmaz Odabaşı,
işte tam da öyle bir şey...
Haydi, sizin de Pazar tebessümünüz olsun şimdi...