28/07/2016

Londra Gezi Günlüğüm

Kısım kısım anlattığım İngiltere seyahati notlarım Londra ile başlamalıydı aslında. Düzgün bir plan yaparak sırayla anlatıp bitirmek varken Durham'a geçip daldan dala konmuş oldum.

Toplumca yaşadığımız onca şeyden sonra yaptığım az bile...

Şimdi en başa dönüp, THY ile Londra'daki 4 havalimanından merkeze en yakın olan Heathrow'a iniş sonrası Londra'da yaşadıklarımızı görseller eşliğinde ve sırayla aktarmaya çalışacağım. Konaklama, gezip görülecek yerler, ulaşım ve yeme-içme konusunda vereceğim bilgiler umarım Londra'ya ilk kez gidecek olanlara biraz olsun ışık tutar.
Çünkü Londra gezmekle bitmeyecek kadar büyük bir metropol. Sadece müzeler için bile en az 3 gününüzü gözden çıkarmanız gerek ki, biz zaten toplamda üç gün kalıp Durham'a geçtik.
O nedenle; ne kadar çok gezerseniz o kadar kâr. Daha Heathrow'a indiğimiz gün tam 18 km yürümüşüz biliyor musunuz?! Buna ne kadar şaşırdığımı anlatamam. Emin olduğum bir şey varsa, eğer hava sıcak olsaydı onca yolculuk sonrası asla bu kadar yürüyemezdik, pestilimiz çıkardı. Serin hava gibisi yok gerçekten. Merak da bir etkendir belki, kim bilir?


Heathrow Havalimanı'ndaki çıkış işlemlerinden sonra Londra'ya ayak basacağımız kapıdaki karşılamanın güzelliği

Streatham yakınlarındaki otelimize metroyla gidiş. Yolculuk yarım saate yakın sürüyor. Merkezdeki oteller bir hayli pahalı olduğu gibi, isteseniz de yer bulmanız mümkün değil. Bu ülkede metroda tren bekleyen insanların büyük çoğunluğu kitap okuyor. Ayakta olsalar bile. 

Ve tam da İngiltere'nin AB'den çıkıp çıkmama sorununun tavan yaptığı günler. Konu metro gazetesinde bile büyük puntolarla. Sokaklardaki taksiler nasıl da alışılmışın dışında...

Streatham sokaklarında akşamın renkleri...

Londra metro haritası. Bu fotoğraf, gitmeden önce böyle bir haritaya ihtiyaç olduğunu düşündüğüm için...

Yaz mevsimi gece olunca kalorifer yakılan otelimiz. Kahvaltı menüsü, duvarlarına Londra resimleri çizilmiş kahvaltı salonu. Zenciler tarafından işletilen otel ne çok lüks ne çok sıradandı. Memnun kaldık diyebilirim. Günlük kişi başı ortalama 150 TL ödemiş olduk. Ücrete kahvaltı dahil. Biliyorsunuz klasik İngiliz kahvaltısında peynir, zeytin asla yoktur. Onun yerine kuru fasulye, domuz jambonu, kızarmış yumurta ve mantar yiyorlar.
Kahvaltıyı alırken vejetaryen olduğunuzu söylemeniz gerek ki jambon falan koymasınlar.
Allah'tan kruvasan, hazır reçel, bal, cheddar türü bir peynir varmış menülerinde.

Londra'dayken kahvaltı dışı yemek ihtiyacımızı Portekiz mutfağının tavuk zinciri Nando's ile giderdik her gün.
Yalnızca tavuk eti yediğini bilmenin garantisi dışında ucuz ve leziz menüleri cezbetti bizi. Kızarmış tavuk, safranlı pirinç pilavı, patates kızartması ve içecek. Dilerseniz sarmısaklı ekmek. Ve çoğu acılı çeşit çeşit peri-peri sosla menünün her seferinde başka bir lezzete dönüştüğünü görmek. Bu menüye kişi başı 7-8 £ (30 TL) ödemek gayet uygun bence...

Gezerken biraz soluklanıp yorgunluk atmak ve kendine gelmek adına hissedilen kahve içme ihtiyacı. Londra'da neredeyse adım başı Caffe Nero var. Kahvenin her türü nefis. Muffinleri, kurabiyeleri ve hatta sandviçleri ona keza. Fiyatlar fahiş değil. Dilediğiniz kadar oturabiliyorsunuz. Hatta laptop'ıyla gelip ders çalışanlar vardı. Wi-fi imkânı da sunuyorlar çünkü.

Big Ben

Not: Londra'da gezilip görülen yerlerin anlatıldığı 2. ve son bölüm bir sonraki yazıda...


18 yorum:

  1. Olsun Zeugma'cığım sıranın bence önemi yok, hepsini de keyifle ve ilgiyle okudum. Bunu da. :) kahvaltıda kuru fasulye ve et! Hiç bana göre değilmiş!:)))bizde metroda kitap okuyan çok az, (gerçi kimi insan öyle yerlerde kitap okuyamaz o ayrı mesela ben asla okuyamam, odaklanamam çünkü kitaba...illa evimde okuyacağım) ama başımıza ne geliyorsa az kitap okumaktan:((
    Çok teşekkürler Zeugma'cım, sevgilerimi bıraktım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. English Breakfast bana göre de değil Müjdecim:) İlk gün kuru fasulye olsun bakalım dedik. Bizim bildiğimiz tarz değil, özel bir sosla pişiyor galiba diye. Yine de yiyemedik. Metroda tren beklerken kitap okuyanlar inanılmaz sayıda. Bir sonraki yazıda yine fotoğraf koyacağım. Uzun yolculuklar dışında ben de öyle her yerde kitap okuyamam.
      Az okumaktan, evet. Biliyorsun yalnızca kitap özeti okuyup kendini alleme-i cihan zannedenler var :)
      Benden de teşekkürler, sevgiler...

      Sil
    2. ''Allame-i cihan'' olacaktı, yanlış yazmışım :(

      Sil
  2. Yine çok güzel bir gezi-gözlem ve anlatım olmuş tebrik eder,yeni ülkelere tekrarı olsun diyelim.Ve bekleyelim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginiz için çok teşekkürler. Sevgiler.

      Sil
  3. Merhaba,

    Merak! İnsan yaşamı için ne güzel bir etken. Mesela şimdi bu bloga gelip Londra hakkında bir şeyler okumak... Bunlar hep meraktan ve ne güzel ki "merak" karşılığını bulabiliyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Evet, haklısınız. Merak yaşam kalitesini artıran güzel bir duygu. Hiçbir şeye ilgi duymayıp kös kös otursaydık, neye benzerdi o yaşam? Yorgunluk duymama konusunda etken olabilitesi yüksek bence. Pek çok şeyi aynı anda görüp öğrenirken ayaklarınızı duyumsamıyor olabirsiniz o an. sonradan acısı çıkacak olsa da:)
      Değerlendirmeniz için teşekkürler, esenlikler...

      Sil
  4. Yine yeniden Londra havasını soludum sayfanda Zeugmacığım. Verdiğin detaylar önemli. Ulaşımı çok kolaylaştıran, London metronun haritası ve İngilizler'in bizim hiç alışkın olmadığımız tatlı kurufasulyeli kahvaltıları :)) bilinmeli.. ;)) Londra gezi notlarının devamını bekliyor olacağım.Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Londra senin için geçmişi yadetmek demek Esinciğim. Biraz da heyecan olabilir :)
      Bizim ülkemizdeki kadar hızlı bir değişim olmamıştır kanaatimce. Bakalım, bir de benim gözümle gör, neler olup bitmiş.
      Metro haritası tıklayınca büyük açılmıyor. İstek olursa onu sağ tarafa bir yerlere alıp büyük boy açılır hale getirebilirim.
      İlgin için teşekkürler, sevgiler Esinciğim..

      Sil
  5. Çok güzel ve yazı olmuş, kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Senin de kalemine sağlık.

      Sil
  6. Canım Ause, söylediklerin beni ne kadar mutlu etti anlatamam.
    Umarım ve dilerim ki bir fırsat çıkar ve en kısa zamanda sen de gidip görme fırsatı bulursun. Çok teşekkürler canım. Sevgiyle kucakladım 💜😘

    YanıtlaSil
  7. O meşhur çift katlı otobüsleri oldum olası çok severim. Hiç binmedim ama kırmızısı vuruyor beni. Miniği bahane edip oyuncak versiyonunu aldım, yetiniyoruz şimdilik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kırmızı renk olmasa bu kadar etkileyici olmazdı sanki. Hediyelik eşyalarda halen en önemli simge durumunda. Şu an ikinci sırada Prens Charles'ın torunlarının resimleri var.

      Sil
  8. Yaz sıcaklarından dolayı blogları eskisi gibi ziyaret edemesem de, sizin bütün gezi notlarınızı büyük bir keyifle takip ettim. Devamınını bekliyoruz. Esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz aylarında öyle oluyor. Seyahatti, sıcaktı derken üstüne bir de akıl almaz olaylar yaşadık ve her şey sekteye uğradı.
      İlginiz için çok teşekkür ederim. Devamı en kısa zamanda geliyor.
      Esen kalın..

      Sil
  9. Bodrum'a yerleşme öncesi ve şimdi yurtdışı gezi düşünmüyordum ama içime bir ateş düşürdünüz.Yazınızı keyifle okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki öyle bir ateş düşmüş içinize. İnanın çok güzel bir duygu.
      İngiltere vize için zorluk çıkarıyor diyorlar ama olayın özü ülkesine kim geliyor biraz daha dikkatli davranıyor (Misal; ayrıca fotoğraf çekiyor ve parmak izi alıyor). Yeşil pasaportunuz varsa özellikle ve bankadaki hesabınızda bir miktar nakit gösterirseniz hiçbir sorun yok.
      Yazdıklarımı keyifle okuduğunuz için teşekkür ederim.

      Sil