Cep telefonunun icat edilmesiyle no mobile phobia sözcüklerinden türemiş nomofobi (cep telefonundan mahrum kalma korkusu) kısa bir sürede fobiler arasında yerini almış, telefonda yalnızca SMS varken dahi sürekli kısa mesaj yazan bağımlılar türemişti. Bu kişiler ''başparmak nesli'' olarak tanımlanıyor, SMS ''bir çeşit nomofobi'' olarak niteleniyordu. Keşke bu haliyle kalsaydı...
Günümüzde interneti olmayan telefonun yüzüne bile bakan yok. Demode diye alay konusu olan SMS, akıllı telefonların sunduğu mesaj uygulamalarına ve dahi görüntülü iletişime yenik düştü. Dahası, avucunuzun içine internet gibi bir okyanus, her türlü bilgiye anında erişim imkânı bahşedildi. Derken, ipin ucu iyice kaçtı. Yaşı kaç ya da statüsü ne olursa olsun milyonlarca bağımlı çıktı ortaya. Nasıl çıkmasındı ki? Sosyal ağlar sayesinde tüm yaşamları o telefonun içindeydi.
Akıllı telefon ve internet bağımlılığı, psikolojik bozukluklar kapsamına dahil edilmiş son model bir bağımlılık türü artık.
Belirtileri malum: İnternet başında geçirilen sürenin gitgide uzaması. Süre üzerindeki denetimden yoksunluk ve tekrarlı başarısızlık, sabah kalkar kalkmaz internete bağlanma ihtiyacı, telefon çekmeyen noktalarda hissedilen huzursuzluk...
Yeşilay Derneği'nin bağımlılık sıralamasına sigara, alkol ve madde bağımlılığından sonra ''Teknoloji Bağımlılığı''nın girdiğini biliyor muydunuz? Ben öğrendiğimde çok şaşırdım. Bilgi almak isteyenler ilgili linke tıklasın lütfen.
Durum gerçekten vahim. Nereye gidersek gidelim, toplu taşımada, restoranda, deniz kenarında, cafelerde cep telefonu elinden düşmeyen yığınla insan görüyoruz. Dış dünyadan kendini tamamen soyutlamış, bırakın aralarında sohbet etmeyi, birbirinin yüzüne bakmayan, hatta selfie anı dışında gülümsemeyi bilmeyen, ekrandan başka yüz tanımayan insanlar...
Sürekli sosyal medyada gezinen, bunu yaparken katışıksız bir asosyallik hali sergileyen bağımlılar onlar.
Hatta bir araştırma insanların cep telefonlarını günde ortalama 150 kez kontrol ettiğini ortaya çıkarmış.
Sözün özü; tüm dünyayı feci şekilde sardı bu illet.
Bir an önce çaresine bakılmalı; ama nasıl?
Londra'nın 80 mil güneybatısındaki New Forest National Park'ta aile içi samimi duyguları teşvik etmek ve farkındalık duygusu uyandırmak üzere 2014'te başlatılan bir uygulama var örneğin: Tech Creche (Tekno Kreş)
Sadece çocukları değil, ebeveynleri de tekno bağımlılıktan kurtarmak üzere programlanmış bir uygulama.
Parka girişte arabanızın anahtarını, cep telefonu ya da tabletinizi kreşe bırakmak zorundasınız.
Gerisi doğaçlama ve de birlikte geçireceğiniz her anı doya doya yaşamak...
Videoyu izlerken özellikle ailedeki genç kıza yani ablaya dikkat edin:)
Çinliler ise konuya etkileyici bir kamu spotu ile el atmışlar. Abartılı gibi görünüyor;
ama gelinen son nokta videodakilere çok yakın bence...
Ülkemizin konuyla ilgili zirve yaptığını görmek çok etkiledi ve üzdü beni.
Akıllı telefon ve sosyal medya kullanımında Dünya lideriyiz!!??
Bizde de en kısa zamanda, hatta acilen birtakım önlemler alınması ya da uygulamalara başvurulması gerekiyor.
Önlem almak için bağımlı olmak şart değil, internete harcanan süreyi mümkün olduğunca aza indirmek gerek.
Ben şahsen kendi adıma bazı kararlar aldım...
Günümüzde interneti olmayan telefonun yüzüne bile bakan yok. Demode diye alay konusu olan SMS, akıllı telefonların sunduğu mesaj uygulamalarına ve dahi görüntülü iletişime yenik düştü. Dahası, avucunuzun içine internet gibi bir okyanus, her türlü bilgiye anında erişim imkânı bahşedildi. Derken, ipin ucu iyice kaçtı. Yaşı kaç ya da statüsü ne olursa olsun milyonlarca bağımlı çıktı ortaya. Nasıl çıkmasındı ki? Sosyal ağlar sayesinde tüm yaşamları o telefonun içindeydi.
Akıllı telefon ve internet bağımlılığı, psikolojik bozukluklar kapsamına dahil edilmiş son model bir bağımlılık türü artık.
Belirtileri malum: İnternet başında geçirilen sürenin gitgide uzaması. Süre üzerindeki denetimden yoksunluk ve tekrarlı başarısızlık, sabah kalkar kalkmaz internete bağlanma ihtiyacı, telefon çekmeyen noktalarda hissedilen huzursuzluk...
Yeşilay Derneği'nin bağımlılık sıralamasına sigara, alkol ve madde bağımlılığından sonra ''Teknoloji Bağımlılığı''nın girdiğini biliyor muydunuz? Ben öğrendiğimde çok şaşırdım. Bilgi almak isteyenler ilgili linke tıklasın lütfen.
Sürekli sosyal medyada gezinen, bunu yaparken katışıksız bir asosyallik hali sergileyen bağımlılar onlar.
Hatta bir araştırma insanların cep telefonlarını günde ortalama 150 kez kontrol ettiğini ortaya çıkarmış.
Sözün özü; tüm dünyayı feci şekilde sardı bu illet.
Bir an önce çaresine bakılmalı; ama nasıl?
Sadece çocukları değil, ebeveynleri de tekno bağımlılıktan kurtarmak üzere programlanmış bir uygulama.
Parka girişte arabanızın anahtarını, cep telefonu ya da tabletinizi kreşe bırakmak zorundasınız.
Gerisi doğaçlama ve de birlikte geçireceğiniz her anı doya doya yaşamak...
Videoyu izlerken özellikle ailedeki genç kıza yani ablaya dikkat edin:)
ama gelinen son nokta videodakilere çok yakın bence...
Akıllı telefon ve sosyal medya kullanımında Dünya lideriyiz!!??
Bizde de en kısa zamanda, hatta acilen birtakım önlemler alınması ya da uygulamalara başvurulması gerekiyor.
Ben şahsen kendi adıma bazı kararlar aldım...