Atlar da yanlarında keçi olduğu zaman inanılmaz rahat ve huzurlu hissediyor, hatta ahıra keçi kokusu sinmiş olsa dahi anında sakinleşiyor.
Ya tersi olduğunda peki? At, keçinin yokluğunu hissettiğinde huysuzlanıp sinirleniyor, anormal davranışlarda bulunuyor ve sırf bu nedenle, girdiği yarışı kaybedebiliyor. Yarış atı yetiştiricileri eski zamanlardan beri bunu iyi bildiklerinden haralarda keçi bulunduruyorlar.
Atın keçiye olan zaafı son derece ilginç. Minicik bir keçi, koskocaman, gösterişli bir hayvan olan atın ilacı resmen. Keçi, at olmadan yapabiliyor; ama at "keçileri kaçırdığında" durum fena. Bu gerçeğe keçilerin deyim ve atasözlerinde ne çok yer aldığına dair bir araştırma yaparken rastlayıp "keçileri kaçırmak" deyiminin kökeninin at ve keçi arasındaki inanılması güç bu duygusal bağdan kaynaklandığına yer verdiğim bir yazı yazmıştım. "Günah Keçisi" başlıklı yazı bu ay en çok tıklananlarda ve birkaç haftadır konuyla ilgili epeyce soru geldi. Atın keçiye olan zaafıyla ilgili bir bilgiye rastlayamadıklarını söyleyen okurlar. Dil bilmeniz şart değil. ŞURADAKİ linke tıklayıp gerçeği kendi gözlerinizle görün lütfen.
Ve hiç de zor değil. Yetiştirdiğiniz bir atınız varsa yanına mutlaka ama mutlaka keçiden bir yoldaş koyun:)
İlgilenenler için ''Günah Keçisi'' başlıklı yazım ŞURADA ...
Not: Bu arada iş yerlerinde gerçek başarının kime ait olduğunun anlaşılmadığı ya da göz ardı edilmesi ile ilgili kıssadan hisse veren anonim bir hikâyeye rastladım. En kısa zamanda buraya eklemek üzere. Hoşça kalın...
At ile Keçinin Hikâyesi
Çiftliğinde birkaç atı ve keçisi olan bir çiftçinin atlarından biri hastalanınca veteriner çağırır.
Veteriner atın virüs kaptığını, vereceği ilaçları üç gün kullanması gerektiğini, üçüncü gün gelip bakacağını söyler.
Şayet ilaçlar işe yaramazsa virüsün yayılıp diğer atları da enfekte edeceğini, bu yüzden üçüncü gün atı öldürmek gerekeceğini de eklemeyi unutmaz. Ahırda tüm olan bitene şahit olan keçi sevgili dostu için öyle çok çabalar, ona öyle büyük bir motivasyon enjekte eder ki at üçüncü gün mucizevi biçimde ayağa kalkar ve koşmaya başlar.
Atının iyileştiğini gören çiftçi ne mi yapar?
Sevinç içinde bu durumun bir mucize olduğunu ve kutlamak gerektiğini haykırır.
Ve keçiyi hemen kesip pişirmeleri gerektiğini söyler..
The Horse and Goat Story
There was a farmer who had a few horses and a goat on his farm…
One day, a horse became ill and the farmer called the veterinarian, who said: "Well, your horse has a virus. He must take this medicine for three days. I'll come back on the 3rd day and if he's not better, we're going to have to put him down."
Nearby, the goat listened closely to their conversation.
The next day, they gave the horse its medicine and left.
The goat approached the horse and said: "Be strong, my friend. Get up or else they're going to put you to sleep!"
On the second day, again they gave the horse its medicine and left.
The goat came and said: "Come on buddy, get up or else you're going to die! Come on now, I'll help you get up. Let's go! One, two, three..."
On the third and final day, they came to give the horse its medicine and the vet said: "Unfortunately, we're going to have to put him down tomorrow. Otherwise, the virus might spread and infect the other horses."
After they left, the goat approached the horse and said: "Listen pal, it's now or never! Get up, come on! Have courage! Come on! Get up! Get up! That's it, slowly! Great! Come on, one, two, three... Good, good. Now faster, come on... Fantastic! Run, run more!
Yes! Yay! Yes! You did it, you're a champion!!!"
All of a sudden, the owner came back, saw the horse running in the field and began shouting: "It's a miracle! My horse is cured. We must have a grand party. Let's cook the goat!!"
PONDER AND CONSIDER
Nobody truly knows who actually deserves the merit of success, or who’s actually contributing the necessary support to make things happen. Remember: Learning to live without recognition is a skill!