Son dönem hep sanal market alışverişi yapmıştım. Pandemi öncesi denemediğim müthiş bir hizmet gerçekten. İndirimleri ekranda daha rahat görüyorsun. Belirli limitlerde fiyatı üçte bire kadar inmiş aşırı avantajlı ürün alma hakkı doğuyor ya da ikincisi %50 indirime giriyor. Son alışverişimde iki büyük çiçek toprağı sipariş etmiştim mesela. Ne çok işime yaradı.
En harikası da onca malzemenin kargo ücreti olmadan, istediğin saatte teslim edilmesi. Gerçi ufak tefek olumsuzluklar yaşanmıyor değil. Misal limon istediğinde kocaman kocaman ve kalın kabuklu gelebiliyor. Bir de alışveriş yaparken aldığım üründeki STT benim için çok önemlidir. En yeni tarihli ürünü seçmeye gayret ederim. Ancak, sanal alışverişlerde senin adına alışveriş yapan elemanın inisiyatifi ya da yeteneği devreye giriyor mecburen. Olacak o kadar artık, ne yapalım. Toprak dedim de, çekirdekten kumkuat yetiştiremedim maalesef. Sanıyorum pazarda satılan doğal kumkuatların çekirdeklerinden gerekli. Benimkiler gayet parlak ve süslü idiler. Bir tane çekirdek bile kıpırdamadı onca zaman. Atmak zorunda kaldım hepsini.
Evet, bugün nefis bir hava vardı. Denizin çarşaf gibi olmasından da belli zaten. Anzakların torunları şimdiden gelmiş, sokaklarda dolanıyorlar. 25 Nisan'da bu topraklarda ölen dedeleri için Şafak Ayinleri var, malum.
Biraz alışveriş, biraz deniz havası ve biraz da Calvert Parkı'nda bol oksijen depoladıktan sonra döndük eve. Fotoğraf makinemi unutmadım tabii. Gözüme çarpanları da yakalayıp buraya sabitlemek istedim.
Bademler geliyor demiştim. Oldukça bereketliydi dallar. Daha irileri de vardı.
Pandemi boyunca durgun olan inşaat sektöründe bariz hızlanma var. Kordondaki koca koca binalar bile yerle bir edilip kısa sürede yenilenmeye başladı. O değil de, ekskavatörler o kadar yukarılara nasıl çıkabiliyor çözemiyorum. Daha yükseklerde gezenleri de var. Alttaki araçta yazan cümleye bakın: ''Hayalleri değil binaları yıkıyoruz.'' Güzelmiş. Hayalleri yıkanlar gün yüzü görmesin zaten.
Edebiyatçı kedi:))
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden / Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak :)
Şunlara bakın:)
Nefis bir sarmaşık türü. Bir caminin demirden yapılmış bahçe giriş kapısının üzerini süslüyordu.
Saat 17.30 civarı. Ay gündüzden ortaya çıkmış. Dolunay'a çok az kalmış.
Belirli bir süre takip edebildim. Çam ağaçlarıyla birlikte fotoğraflamaya falan da çalıştım; ama yanı sıra ağaçlar da büyüdü, başaramadım. Caminin kubbesi ve minaresi işimi gördü onun yerine. Ramazan ayı ne de olsa. İyi oldu. Eve yaklaşırken Ay artık arka taraflarda kaldı ve görünmez oldu. Demek ki yörüngesine bizim bölge dahil değil. Yine gece olunca görünmeye başlayacak evden. Bu kez gece 01.00'den sonrasını beklemeden.
12 Nisan gecesinden 20.00 - 22.00 arası iki görüntü. Bu gece henüz fotoğraflayamadım. İlgiyle takip eden Ay-sever arkadaşların bilgisine efendim...
* * *
Göğe baktıkça Ay'a dair yeni şeyler keşfediyorum. Gündüz çektiğim Ay daha büyüktü ve Dolunay'a çok yaklaşmıştı. Kıyaslayın isterseniz. Aynı günün gecesi çektiğim Ay daha küçük.
Demek ki gökyüzü mavi iken Ay sere serpe görünüyor:)