Bayramdan Bu Yana...

Bayramda 30 dereceyi aşan sıcaklar, şehrin iğne atsan yere düşmez halleri ve bu durumdan mütevellit bezgin suratlardan uzak kalmak en iyisi diye düşünmüştüm; ama sıcaklarda günbegün yaşanan hızlı artış her türlü ortamı çekilmez hale getiriyor. Ev ortamında bile ne yapacağını şaşırıyor insan. Pencerelere vuran güneş klimayı bile etkisiz hale getiriyor sanki. Kıpırdasan terlemeye başlıyorsun. Bu günlerde sabah kahvaltı hazırlamak, çay demlemek bir külfet, gece balkonda oturup serinlemekse artık bir hayal.

En iyisi şuraya bir müddet kıpırdamadan oturup çektiğim son fotoğraflar eşliğinde blog yazayım. Blog deyince, 1 Temmuz GA4 mülkü oluşturmak için son tarihti. Google Analytics sayfamı incelediğimde Google Analytics 4 Mülkü Oluşturma Asistanımın  Bağlı  olduğu işaretlenmiş. Bir de ''Mülklerinizi başarılı şekilde bağladınız,'' cümlesi var, beni çok sevindiren. Bunu nasıl başardım ben de bilmiyorum. Yalnız asistan kurulumu için; 6/7 öğe tamamlandı olarak işaretlendi diyor. Bir tanesi eksik. O da Google ADS bağlantısıyla ilgili ki ürün tanıtımıyla ilgim olmadığına göre sorun yok. Yani, umarım öyledir. O halde başarıyla bağladığım mülküme yazmaya devam edeyim bari:)

Açık hava AVM'si kadar güzel bir şey yok. Mağazalara tertemiz hava ve gökyüzü manzarası eşliğinde giriyorsun. Kötü olan; buraların bir zamanlar üzüm yetiştirilen bağlardan oluşması ve o bağların sökülmesi:(

AVM'den çıkıp yolun karşısına geçiyoruz. Burası kruvaziyer gemilerin demir attığı Kepez Limanı manzaralı bölge. İkinci Kordon diye geçiyor. Ön kısım baştan sona kumsal. Kordon boyunca hem yazlık hem kışlık niyetine kullanılan çok katlı evler ve siteler var. Kumsalda oynayan çocuklar için ahşaptan yapılmış bir kaydırak görmek sevindirici. Bildiğiniz gibi plastikten yapılanlar birtakım olumsuz etkenler barındırıyor.

Dairelerdeki duvarların çoğunluğunda Atatürk baskısı olan bir site ve ''TAZI'' adı verilen Akıllı Scooter Kiralama Sistemini çözmek için uzunca bir süre harcayan iki hanım.

Crab apple yani yengeç elmaların hiç görmediğim bir türevi. Ağacı parkta peyzaj amacıyla kullanılmış. İçi-dışı kırmızı ve ceviz büyüklüğünde. Araştırayım derken öğrendim ki buna çok benzeyen Posof elmamız varmış, neredeyse tüm dertlere deva.

Tespih ağacı demek kuşların asla aç kalmaması demek. Bakar mısınız, hem geçen yıldan kalanlar hem bu yılın meyveleri yan yana. Beşparmak otu zamanı da gelmiş. Sarı çiçekleri ve yaprakları aktarlarda en çok satılan bitkiymiş. Faydalarına bakacak olursanız şaşırıp kalacaksınız.

Ağacın kök kısmının en altlarında çıkmaya çalışmış ve bunu başarmış bir çift elma. Sizi alkışlarla tebrik ediyorum:)

Pembe domates zamanı. Elimin içine sığdıramadığım bu lezzet yarım kilodan fazla geldi. Kırmızı olanının kilosu 22 TL pembe 40 TL. Kahvaltılık pembe olsun dedim. Bir adet domates 22 lira tuttu. Neye talep varsa onu zamlandırmadan duramıyor bizim milletimiz. Pes! Anjelika erikler de çıkmış, miss...

Geçen gün diğer evdeki fazlalık eşyaları ayrıştırırken 20'li yaşlarda ördüğüm bu fiskos örtüsünü buldum. Nasıl sevindim anlatamam. Her bir ilmeği anı. Nasıl da sabırla örmüşüm, hem de hiç şaşırmadan...

Pinterest'ten ekranıma zevkime uygun olduğu belirtilen işlerden oluşan bildirimler düşüyordu. Aklım çelindi. Tote çantadan artan kağıt iple iki çanta daha ördüm bu ara. İkisi de 1 günde bitecek kadar kolay. Makaron çanta küçük boy bir model. Diğeri de telefon kılıfı zaten.

Dikiş-nakıştan pek anlamam ama tığla örgüyü seviyorum. Bir tane de şapka mı örsem kağıt ipten? Son fotoğraftaki ünlü bir mağazada indirimli fiyat olarak 299.99 TL'den satılıyordu. En fazla 30 TL'lik ip gitmiştir. Ve bu model de 1 günde örülebilecek kadar kolay. Ek gelir kazanmak isteyenler, H&M ya da etsy.com gibi linklere bir bakın isterseniz. Üye olanların kendi adıyla bir sayfası olduğunu ve firma adına yaptığı işleri pazarlayabildiğini fark ettim çünkü. Gördüğünüz şapkalar da o üyelerin elinden çıkıyor zaten. Bilginize efendim...