2023/07/16

Cumartesi Kaçamağı :)

Sıcaklar cumartesi ve pazar günü pik yapacak derken cuma günkünden daha düşüktü burada. Hatta esinti vardı. Söz konusu ataklar teğet geçmiş olmalı. Çünkü bazen resmi olarak yağmurlu gösterilen günler gayet günlük güneşlik olabiliyor. Yağmur bulutlarının tam şehrin üzerinde değil de yakınlarda hareket halinde olduğu gözlemlenebiliyor.  

O zaman ne yapmalı? Kahvaltıdan hemen sonra şehre inip uzun zamandır alınmayı bekleyen malzemeler alınmalı, azıcık da gezmeli. İyi ki de öyle yapmışım. Kordon bölgesi denizden gelen dalgalar ve esintiler sayesinde ilaç gibi geldi. Çay bahçeleri ve banklarda yer kalmamıştı. Demek ki rüzgârı gören kendini benim gibi dışarıya atmış. 

Seramik Müzesi'nde hangi sergi var, diye aklımdan geçiyordu. Önünden geçerken baktım ki cumartesi olmasına rağmen kapısı açık. Görevli genç arka bahçede bir sergi olduğunu söylemez mi? Merak edip girdim içeriye. Süresi cuma sona erdiği için hafta sonu da açık tutulan ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Halide Okumuş'un farklıların birliği, birlikteliği anlamındaki “BİRLİKTE” adlı sıra dışı seramik sergisiydi bu. Okumuş, zaman, mekân, gelişim, dönüşüm ve döngüleri farklı olsa bile varlık düzeninde mevcut her şeyin özünde birbirinin bir parçası, hatta tamamlayanı olduğunu, görünen farklılıkların döngüye ait süreçteki evrilme aşamalarını yansıttığını düşünen bir sanatçı. Dolayısıyla döngü esnasında karşılıklı gelişen bu tamamlama görevi kendisi için oldukça değerli.

Halide Okumuş, konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini ifade ettiği ilk zarlarını “1 Mİ BÜYÜK, ALTI MI?” sorusu eşliğinde her defasında farklı biçimler ekleyip çoğalttığı özgün sunumlarını 2005'ten beri gerek kişisel, gerek karma sergilerde aynı şekilde sorgulayıp izleyiciyle buluşturuyor, böylece sorgulamaya izleyicileri de dahil ediyor.


Özü zar çıkışlı olan ve bir hayli zenginleşmiş olan çoklu biçimlerdeki farklıların birliği, birlikteliğinden birtakım özneler ekleme yoluyla ben de fazlasıyla etkilendim, diyebilirim.

Günün çiçekleri zambakgillerden pembe zıpçıktı ile boş arsaları tarla olarak kullanan insanların ektiği ayçiçeklerinden biri.

İnsanların sebillerden su doldurma olayında müthiş bir artış var. Çünkü beş yıl önce 10 TL'ye sipariş edilen 19 litrelik damacana su 56 TL oldu son zamlarla. Her şey ateş pahasıyken suya para vermeyi kesmiş görünüyorlar haklı olarak. İlk kez fark ettiğim minicik ama müstakil ve hoş bir ev. İçinde gariban bir aile oturuyor belli ki.

Demokrasi ve Milli Birlik Günü ilan edilen 15 Temmuz nedeniyle şehir bayraklarla donatılmıştı.

Nusret Mayın Gemisi döndü çok şükür. Neredeyse 5 aydır yoktu. Sahil kentlerini gezip ziyarete açılıyordu ama bu kez çok uzun sürdü. Yakıştığı yer burası, yani evi. Onsuz buralar boş ve anlamsızdı. Özlemişim...

Cumartesi pazarına gidip vişne bulduğuma sevindim bir de. Tek bir yerde satılıyordu. Kilosu 40 TL idi. Ucuz geldi bana. Yarısını derin dondurucuya atıp reçelini de yaptım. Biraz daha almam gerek.

İşte böyle. Cumartesiden sonra pazar günü de korkutucu bir sıcaklık yoktu. Yine esinti vardı. Evlerin içi dışarıdan daha sıcaktı. Zaten yarısı yaz yarısı kış diye bilinen ağustosa ne kaldı. Bir de orman yangınları çıkmasaydı:(